Islak ıslak, bakma öyle: Yaş sebze - meyve fiyatları ve enflasyon
“Sürerim buluttan, tarlaları
Yağmurlar ekerim,
göğün göğsüne”
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) açıkladığı endekslere göre Mart ayında gıda fiyatları yatay kaldı. Tahıl grubundaki fiyat düşüşleri sıvı yağ fiyatlarındaki artışları dengelemeye yetti. Et fiyatları sakin seyrini sürdürürken nihayet süt grubu da zirvenin görüldüğüne yönelik işaret verdi.
FAO’nun endeksinin aksine geçtiğimiz hafta İngiltere, Tayland ve Filipinler’de açıklanan fiyatlar tam tersi bir tablo çizdiler. Tüm bu ülkelerde gıda fiyatları, genel fiyat seviyesinden (TÜFE) yüksek artış kaydettiler. Hatta İngiltere perakende sektöründe temel mal fiyatları gerilemesine rağmen gıda grubu genel endeksi yukarı çekti.
FAO, küresel ticarete konu, sınai, standardize edilebilir, paketlenebilir, dayanıklı tarım ve gıda ürünlerinin endekslerini takip edebiliyor. Şikago (ABD), Dalian (Çin), Kuala Lumpur (Malezya), Paris (AB) gibi dünya fiyatlarına gösterge sunan borsalarda yüksek montanla işlem gören ürünler FAO’nun ilgi alanına giriyor.
Yerel bazda yetiştirilip piyasaya sürülen ve hızlıca tüketilen ürünler FAO endekslerinde yer alamıyorlar. Yaş sebze-meyvenin tarladan toplanıp pazar tezgahlarına ya da market reyonlarına ulaşması standardizasyon ve depolama problemlerini beraberinde getiriyor. Meyvelerin birim başına görece yüksek fiyatları yaş sebzelere göre dış ticarette lojistik maliyetleri karşılayabilecek avantaj sağlıyor.
Muz, elma, portakal, çeşitli tropik meyveler domates, soğan, patates gibi sebzelerle dış ticarette kendilerine artarak yer bulabiliyorlar; ancak yaş sebze-meyve ticareti, toplam küresel tarımsal ticaret hacmi içinde hâlâ sınırlı bir paya sahip. İlaveten lojistik, işçilik gibi yerel maliyet kalemleri de küresel bazda standart bir fiyat çıkarmayı zorlaştıran unsurlar.
Uzun süredir Ekonoritmiks bir argümanı savunuyor: Eğer FAO, yaş sebze-meyve için bir endeks açıklayabilseydi, diğer tüm ürün gruplarından çok daha keskin artışlar görürdük. Sıvı yağ endeksinin diğer ürün gruplarından daha hızlı seyretmesi bu argümanı destekleyen somut veri.
Zira palmiye yağı taze işlenirken diğer sıvı yağlar (soya fasulyesi, ayçiçeği, kanola, vb.) yaş sebze-meyve gibi bitki bazlı yağlı tohumlardan sağlanıyor. Yine FAO endekslerinde kendine yer bulamayan ağaç bazlı kahve ve kakao fiyatlarında yaşanan astronomik artışlar da bu tezi kuvvetlendiriyor.
Yerel dinamik: Türkiye’de gıda fiyatları
Küresel dinamiğin yansıması Türkiye enflasyon örüntüsünde kendisini gösteriyor. Gıda fiyatları Mart ayında yüzde 5,1 oranında artış kaydetti. Et ve süt grubunda nispeten sakin bir tablo ortaya çıkarken, yaş sebze-meyve fiyatları bu sessizliği alev alev bozuyor.
Et ve süt grubunda yakalanan başarıya karşın yaş sebze-meyve ürünlerindeki artışlar çok yüksek seviyede. Et grubunda fiyat artışları kırmızı ette yıllık yüzde 25 gibi sakin bir seviyede. Tavuk eti, tek haneye düşerek hedefe vardı. Kırmızı ete yönelik ithalat dış dengede bir miktar açığa yol açsa da iç piyasada dez-enflasyonist etki gösteriyor.
Alınan tedbirler ve uygulanan politikalar piyasa fiyatlarında karşılık buluyor. Tarım Kredi Grubu’nun Trakya bölgesi öncelikli modern hayvancılığın yöntemi sperma üretimine yönelik girişimlerini biliyoruz. Kurumun Genel Müdürü Sayın Hüseyin Aydın, tarımda ileri teknoloji kullanımının ve sanayileşmenin önemini her seferinde vurguluyor. Süt fiyatlarındaki artış da yıl başındaki tavsiye fiyat güncellemesine karşın yüzde 21 oranında makul bir bölgede.
Hayvancılıktaki tek istisna ABD kaynaklı kuş gribi vakası nedeniyle yumurta fiyatlarında. Yumurta fiyatlarının yıllık artış hızı yüzde 80 oranını aşmış durumda. Bu konuda bakanlığın gümrük vergileri üzerinden devreye aldığı tedbirler söz konusu. İlaveten yumurta fiyatlarında Ramazan etkisini de göz ardı etmemek gerekiyor. Ramazan’ın akabinde yumurta fiyatlarının “mayıs çukuru”na yuvarlanması beklenir.
Taze ürünlerde alev: Yaş sebze - meyve
Yaş sebze-meyvede karşımıza çok farklı bir tablo çıkıyor. Turfanda ürünler nedeniyle Mart – Nisan dönemlerinde gıda fiyatlarında artışlar görmeye alışığız. Ancak bu sene yaş sebze ve yumru bitki fiyatlarındaki artış Mart itibariyle aylık yüzde 15 yıllık yüzde 59,8 oranına ulaşmış durumda. Meyve enflasyonu da aylık yüzde 8,9 yıllık yüzde 66,2 seviyesinde. Çukurova – Mersin hattında yaşanan zirai don patates fiyatlarını feci olumsuz etkilemiş halde. İlaveten Aydın’da kuru tarıma geçiş ciddi bir risk unsuru şeklinde karşımıza çıkıyor.
Çekirdek enflasyonun yüzde 37,4 oranı ile manşet yüzde 38,1’in altında kalması gıda fiyatlarının enflasyondaki etkisini somutlaştırıyor. Gıda fiyatlarının Mart ayında yüzde 5,1 artış kaydetmesi merkez banaksının yakından izlediği trend enflasyonu da yüzde 34’den yüzde 40 oranına sıçrattı. Normalde kurunun yanında yaş yanar.
Ancak mevcut konjonktürde tahıl gibi kuru ürünler, et gibi paketlenebilir ürünlerle birlikte fiyatları soğuturken yaş ürünler tutuşup alev almışa benziyor. Yaşanan iklim krizi taze üretim koşullarını zorluyor. Bu enflasyon öyle bir yangın ki, yaş bile yanıyor; gece nemiyle söndürülemiyor. Gecenin neminden öteye adımlar atılmazsa yaş sebze meyve fiyatları ıslak ıslak bakmaya devam edecekler gibi görünüyor.