İşi bırakmak isteyen patronlar

Dr. Bertan KAYA
Dr. Bertan KAYA YENİ DÜNYADA YÖNETİM bertan.kaya@dunya.com

Son dönemlerde sohbet ettiğim pek çok şirket sahibi dostum sohbetler esnasında işlerden uzaklaşmak ve daha tatmin edici, daha huzurlu bir yaşam is­tediklerini söylüyorlar. Hepsi de büyük, iyi iş yapan şirketlerin sahipleri. Önem­li başarılara imza atmış, atmaya devam eden iş insanları.

Pek çoğu Ege’de bir sa­hil kasabasında yaşama hayali ile yanıp tutuşuyor. Bu dönemde çoğunun bunu istemesi tesadüf olamaz diye düşünü­yorum. Bu değerli dostlarım “ne dersin Bertan Hocam, mümkün mü, yapabilir miyiz?” diye sorduklarında “hayalinizi baltalamak istemem, ancak şu an yapa­mazsınız” diye cevaplıyorum. Bunun se­bebi, şirketlerin çoğunun kendi kendini yönetebilecek kurumsallık ve olgunlukta olmamaları.

Patronlar yoruldu

Öncelikle patronlar neden yorgun, bu konuda görüşlerimi paylaşayım. Bu iş ile alakalı bir yorgunluk değil. Hepsi de işle­ri söz konusu olunca günde 10-12 saat ça­lışan insanlar. Burada sorun yok.

Bu yorgunluk, ülkenin zorlayıcı koşul­ları, sürekli değişen ve adaptasyon ge­rektiren makro koşullar, yıkıcı teknolo­jilerin getirdiği yeni iş yapış biçimleri, değişen iletişim ve insan ilişkileri dina­mikleri ile ilgili. Makro irrasyonalite ve değişim, iş insanını yordu.

Hele aile şirketleri ya da çok ortaklı şirketlerde, makro irrasyonaliteye, mik­ro irrasyonalite de eşlik ediyor. Burada ortaklar ve profesyoneller arasında den­ge sağlama zorlukları, adil yönetim ge­reksinimleri, olası dengesizlikleri kendi lehine kullanan profesyonellerin aleyhte faaliyetleri, aile içi çekişmelerin işe yan­sıması gibi faktörler de eklenince, lider­lik etmek ve yönetmek zorlaştırıyor.

Buna bir de yönetimde sisteme değil insanlara bağımlı olmayı, yönetim sis­temleri olmadan ve kurumsallaşmadan çalışmayı eklerseniz, sorun büyüyor.

Böyle yapıları yönetmek, para kazan­mak zorlaşıyor. Bundan 10-15 sene ev­vel iş ortamında makro koşullar ve kon­jonktür bu denli zorlayıcı olmadığından, mikro irrasyonalite göze batmıyordu. Şimdi makro koşullar, yani konjonktür de bozulunca, işin tadı kaçtı. Patronlar yoruldu.

Son on senede ülkemizin başına gel­meyen kalmadı. Darbe teşebbüsleri, si­yasi sistem değişimi, hatalı ekonomik politika tercihleri, gergin iç siyasi ortam, covid, enflasyon ve yüksek faiz ortamı ve şimdi de küresel siyasi ve ekonomik sis­temin kökten değişmesi ve ortaya çıkan belirsizlikler iş liderlerini yordu.

Gerçekten bırakacaksanız ne yapmalısınız?

İki yolu var. Ya şirketinizi, ailenizi ve diğer ortaklarınızı da ikna ederek makul bir değerleme dahilinde satarsınız. Ya da kurumsallaştırıp, daha da büyütüp, öyle çekilirsiniz. Çekilmek derken “ben Bod­rum’a, Çeşme’ye yerleşeyim orada yaşa­yayım” fikrine karşı değilim, ancak bu­nun yolu ve yordamı önemli.

İşten çekil­mek demek, işi tamamen bırakmak değil, olmamalı! İşi kurumsallaştırıp, insana değil sisteme dayalı hale getirip, güçlü bir yönetim kurulu, sağlam iç denetim ve iç kontrol mekanizmalarını oluşturup, şirketi bir veri kokpiti üzerinden tüm kritik parametreler ile takip edebilir ha­le gelirseniz, işte o zaman olur. O zaman şirketi teknenizden de yönetirsiniz. Bu­na itiraz edenler olabilir ama dünya de­ğişti. Patronlar işin içinde değil, üstünde kalmalı. Yukarıdaki koşullar sağlanırsa, bunu her yerden yapabilirsiniz. Bunun için çalışmak, sistem kurmak lazım.

Bugün patronlara günlük operasyon­larda ihtiyaç duymadan çalışabilen pek çok şirket tanıyorum. Bir kısmında biz­zat yönetim kurulunda da yer alıyor, bu çalışmalarda yardım ediyorum. Görev rol ve sorumlulukları net, strateji ve he­deflerle yönetilen, insiyatif alınabilen, yönetim kurulu aktif çalışan, YK – icra ayrışması sağlanmış, veri üzerinden per­formansı izlenebilen, iç denetime sahip bir şirketiniz varsa, YK’ya çekilerek ope­rasyonu bırakabilirsiniz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Business potpori 18 Mart 2025