İshak Alaton "mış" gibi yapmadı

Gültekin KARA
Gültekin KARA OTOSTOP gultekin.kara@dunya.com

Yerli otomobil üretimi konusunda en samimi bulduğum açıklama Türkiye'nin önde gelen sanayicilerinden bir tanesi olan İshak Alaton'dan geldi.
Türkiye'nin yerli otomobil üretme rüyasını bir kenara bırakmasını, hatta çöp kutusuna atması gerektiğini söyleyen İshak Alaton, özetle şu yorumu yapmıştı:
"Çünkü bu çok yanlış bir yatırım olur. Birkaç milyar doları heba etmiş oluruz. Aman ne olur, Türkiye yeni bir yerli otomobil aşkına kurban gitmesin. Hatta otomobil endüstrisindeki dostlarıma da söylüyorum şunu görmeleri lazım, otomobil üretiminde artık Türkiye en üst noktayı buldu. Bundan sonra güçlüklerle dolu, sıkıntılarla dolu bir zaman yaşayacağız ve zaman içinde de otomobil üretiminde bizim dünyadaki ağırlığımız gittikçe mecburen azalacak. Bunu görmemiz lazım. Bizim Çin'le rekabet etmemiz mümkün değil. Otomobilde mümkün değil..."
Ama başka sahalara, asıl oralara gücümüzü teksif etmeliyiz. 2023'te 500 milyar Dolar hedefine yürürken, "hangi hataları yapmayalım, hangi hatalı yatırımları yapmayalım" diye düşününce, bunların en başında yerli otomobil geliyor. Ben diyorum ki, aman dikkatli olalım; buraya gereksiz yere para aktarmayalım."
Bu sözler bence otomotiv endüstrisindeki herkesin onayladığı lakin farklı kaygılar nedeniyle dile getiremediği düşüncelerin dışa vurumu.
Bana göre de oldukça gerçekçi bir yorum.
Bugün bence yapılması gereken yan sanayinin rekabetçi gücünü artırabilecek önlemler alarak bu alanda markalaşmayı yakalayan, yakalamak üzere olan firmaları desteklemektir.
Otomotiv endüstrisi kim ne derse desin dışarı bağımlıdır.
Otomotiv endüstrisinde hangi modelin ne kadar üretileceğine yabancılar karar vermektedir.
Fiat, Renault, Ford, Hyundai izin vermediği taktirde ya da daha açık konuşmak gerekirse yeterince karlı görmediği takdirde tek bir yatırım bile yapılamaz. Toyota ve Honda'yı ayrı tutuyorum çünkü onlar zaten yüzde 100 yabancı sermayeli kuruluşlar.
Diyelim ki bir babayiğit çıktı…
Bu babayiğitin otomobilini Avrupa pazarlarına satma şansı, 10 binde 1'den daha yukarıda değildir. Onu da sıfır dememek için yazıyorum.
Hadi bu 10 binde 1 şansı kullanmak isteyen birileri çıktı ve otomobili üretti. Bir de afilli isim koydu. Bu aracı kime nasıl satmayı satacaksınız? İçeride belki alıcı bulursunuz da dışarıda nasıl olacak? Türkiye pazarında satılan yaklaşık 500 bin otomobilin sadece 150 bin tanesi bu ülkede üretiliyor. Bu adet de yaklaşık 10 modele bölünmüş durumda. Şimdi siz 200 bin üretim hedefiyle bir fabrika kursanız tek modelle 50-60 bin adet satmanız gerekiyor ki bu bayağı iddialı bir girişim olur.
Marka yaratma konusunda kıyasladığımız firmalar ya da gözümüze kestirdiğimiz, "Bunlar yapıyorsa biz de yaparız" dediğimiz firmaların Avrupa'da sattığı adetlere baktığınızda ne dediğim anlaşılır.
Bir yanda Koreli, Alman, Fransız, Amerikalı gelsin diyeceğiz. Onların ürettikleriyle gururlanacağız, yollarına gül dökeceğiz, güllerin dikenlerini sökeceğiz, diğer yanda da devlet eliyle onlara rakip çıkartacağız.
Çok iddialı olacak belki ama Türkiye, bence yerli otomobil üretimi konusunda yaptığı tartışmalarla zaman kaybediyor. Onun yerine koyduğu hedeflere ulaşma konusunda eldeki mevcutları kaçırmamak için atılması gereken adımlara odaklanması gerekiyor.
O yüzden İshak Alaton'un açıklamaları gerçekten çok önemli.
Tabii bu arada bir sözüm de "Miş gibi yapanlara."
Lütfen, hükümetle iyi geçinmek adına yenilemeyerine koyma ya da tamamen yeni üreteceğiniz modelleri yerli kılığına sokmayın.
Aynen, Alaton gibi "miş gibi yapmadan" açık açık fikirleri ortaya koyalım. Böylesi herkes için daha yararlı olacaktır.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Hep bana… 18 Mart 2019
Baskınla olmaz 21 Ocak 2019
Rotası olmayan gemi 07 Ocak 2019
Umuda yolculuk 31 Aralık 2018
Otomobile soğan muamelesi 10 Aralık 2018
Feragat edilmiş 19 Kasım 2018
Nereye koşuyoruz… 12 Kasım 2018
Rica ederim yapmayın 05 Kasım 2018
Kurcalama arabayı 22 Ekim 2018
Çelik bile erir 08 Ekim 2018