İşgücü piyasasındaki kutuplaşmasının küresel izleri

A. Levent ALKAN
A. Levent ALKAN [email protected]

Büyük durgunluk (2007- 2016), Amerikan dolarının rezerv para olma özelliğiyle, yükselen yeni güç Çin’i öne çıkartıyor. ABD ekonomisi çok bildik sorunlarının karşısında ekonomi politikalarını zaman zaman duyarsızlaştırabiliyor. %70’i tüketim olan ABD ekonomisinde, gelir dağılımı çarpık, dış bağımlılık yüksektir. Kriz bunlara iki önemli başlıklar: 

i) FED’in 2008 de 800 milyar dolar olan bilanço büyüklüğü, 4.2 trilyon doların üzerindedir. Böylesine parasallaşan bir dünya ekonomisinin risk algısı hasar görüyor. Durgunluk, düşen petrol fiyatlarından aldığı desteği bir kısır döngüye dönüştürerek kendi kendini besleyen, o uzun süreli durgunluk canavarını ortaya çıkartıyor. 

ii) Çin ölçeğinde büyük bir ekonomi, dünyadaki yerini hızla yükseltiyor. Sadece küresel ticarete değil, küresel finans ortamına da hükmeden bir güç haline geliyor. Küresel işgücü, Çin rekabetinin etkisi altında yeniden şekilleniyor. ABD ekonomi politiği de Çin’i yakından takip ediyor. FED başkanı Jannet Yellen’in hafta başı konuşmasında, “faiz artış kararlarına etki edecek dört noktanın altı çiziliyor. 

a) Çin ekonomisinin yavaşlayan büyümesi, 

b) İngiltere’nin Brexit oylaması, 

c) Hızla düzelmekte olan işgücü piyasası gelişmeleri, 

d) %2’lerin altında seyreden enflasyon. 

NBER’dan Haziran 2016’da yayına giren “international trade and job polarization: evidence at the worker- level” çalışması, Çin’in dünya ticaretindeki güçlü rekabetinin küresel işgücü piyasasının kodlarına nasıl müdahale ettiğini konu alıyor. ABD ekonomisinin işgücü, tam istihdam düzeylerinde kabul edilmektedir. Ancak, 2015’te dünya ticareti dünya toplam gelirinin altına düşerek yapısal yeniden yapılanmalara dikkatimizi çekiyor. Halbuki bu dönüşümde iki parametre etkilidir. 

1) Servis işgücü artmıştır. Hindistan’daki çağrı merkezi sektörünün gelişmesi yerinde bir örnek olacaktır. 

2) Düşük petrol fiyatları dünya emtia fiyatlarını aşağı yönde baskılıyor. Düşük mal fiyatı beraberinde düşük dünya ticaretini getiriyor. Öte yandan Çin dünya genelindeki ithalat hacmini artırıyor. Küreselleşme ithalat pazarını hedef alan rekabeti kızıştırıyor. Gelişmekte olan ekonomiler bir yandan büyümelerinde vites artırıp bir yandan da işgücündeki orta kademeyi alt ve üste taşıyorlar. Pürüzsüz olmayan bir dağılımla; alt kademeye sarkan orta kademeyi servis sektöründe, üst kademeye uzanan orta kademeyi de ticaret sektöründe şekillendiriyor. İşgücü başkalaşımının ana sektörleri olan imalat ve serviste “eğitim ve teknik beceriler” boyutunda iki dönüşümün önemi artıyor. Küresel işgücü kutuplaşması güçlü gelişiyor. 

• İthalat yarışı ve bunun küreselleşmesi işgücü piyasasını kutuplaştırıyor. 

• Hükümet politikaları, bilişim ve telekom sektörleri örneklerinden aşina olduğumuz bir teknik değişim yaşanıyor. 

• Kutuplaşma sadece düşük gelirli bir küresel servis sektörüne bağlı kalmayıp aynı zamanda; bilgi, beceri, eğitim gereksinimini öne çıkartıyor. Üst kademe işgücü piyasası yeniden yapılanıyor. 

• Ülke dışında üretip ithal etme iş kültürü ivme kazanıyor. İşgücünde kutuplaşma gelişiyor gelişmesine, ama nasıl? Sorunun yanıtını en güzel Descartes’in “akıllı olmak hiç bir şey değil, önemli olan aklı yerli yerinde kullanmaktır” diyen özdeyişiyle özetlemek mümkün oluyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar