İşe iade davaları açısından hak düşürücü süre
Av. Cihan AVCI
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2007/ 42394 E ve 2008/208 K sayılı ilamında iş akdinin feshinin geçersizliğini iddia eden işçinin açacağı işe iade davasında hak düşürücü sürenin ne şekilde hesaplanacağı ve hangi tarihten itibaren başlayacağını belirtmiştir. İncelememize konu kararda mesele eylemli fesih olup olmama seçeneğine göre değerlendirilmiştir.
İncelememize konu kararda davacı, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan davalı işveren tarafından feshedildiğini iddia ederek , feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Yerel mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir.
Yargıtay önüne gelen olayda 4857 sayılı İş Kanunu'nun 20'nci maddesi uyarınca iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini ileri süren işçinin, fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde feshin geçersizliği ve işe iade istemi ile dava açması gerektiğini belirterek . Bu süre hak düşürücü sürenin mahkeme tarafından tarafların talebi aranmaksızın kontrol edilmesi gerektiğini ifade etmiştir.
Yargıtay fesih tarihinin tespitinde birkaç ihtimale göre yaklaşımda bulunmuş ve çözümler geliştirmiştir. Buna göre işveren fesih bildiriminde bulunmuş, ancak bunu tebliğ etmemiş olmasına rağmen, örneğin, işçi, işvereni şikâyet ederek, fesih bildiriminin yapıldığı tarihi kesin olarak belirleyecek bir işlem yapmışsa, artık bu tarihin esas alınması gerekecektir. Eylemli fesih halinde dava açma süresi, eylemli feshin yapıldığı tarihten itibaren işler. Fesih bildirimine karşı idari itiraz yolu öngören personel yönetmeliği ya da sözleşme hükümleri, dava açma süresini kesmeyeceği, işçinin bu süre içinde hastalığı nedeni ile rapor alması da bu süreyi durdurmaz. İş sözleşmesinin önel verilerek feshi halinde, dava açma süresi önelin sona ereceği tarihte değil, işverenin fesih bildirimini tebliğ ettiği tarihten başlar.