İşe geç gelmek fesih nedeni olabilir mi?
İşçinin iş sözleşmesinden ve kanundan doğan en temel borcu kanunda ve iş sözleşmesinde öngörülen iş görme borcunu işverenin talimatları doğrultusunda yerine getirmesidir.
İşçi iş ifa ederken, geçerli bir mazereti olmadan veya işverenden/yöneticisinden izin almadan keyfi devamsızlık yapmamalıdır.
İşçinin bu şekilde keyfi devamsızlığı veya işe sık sık geç gelmesi iş yerinin çalışma düzenini ve iş akışını bozabileceği gibi, önemli görev yüklenen işçiler açısından üretimi aksatabilecektir. Bu bağlamda keyfi devamsızlık ve sık sık geç gelinmesi işverenin zarara uğramasına da neden olabilecektir.
İşçinin haklı bir mazerete dayanmayan keyfi devamsızlığı veya işe geç gelinmesi belirli yaptırımlara bağlamış, kusurun ağırlığına göre işverene haklı veya geçerli nedene dayanarak iş sözleşmesini feshetme imkânı tanımıştır.
İş Kanunu’nun 25/II. maddesinin g bendi uyarınca, ‘işçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir nedene dayanmaksızın ardı ardına iki iş günü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi” halinde işveren iş sözleşmesini haklı nedene dayandırarak feshedebilecektir.
İşçinin sık sık işe geç kalması, mutlak bir geçerli fesih nedeni değildir.
İkazlara rağmen işçinin kusurlu şekilde işe geç gelmesi hakimin takdiri ve olaya bağlı olarak haklı neden olarak dahi değerlendirilebilecektir.
Devamsızlık, o gün için iş görme borcunun tamamının işçi tarafından yerine getirilmemesi şeklinde anlaşılmalıdır. Bu bağlamda, işçinin çalışma saatlerine aykırı şekilde işe geç gelmesi veya iş süresinden daha az çalışması durumları İş Kanunu’nun 25/II. maddesinde ifade edilen devamsızlık hallerinden değildir.
Belirtilen sürelerde yapılan devamsızlığın izinli olarak yapılması veya haklı bir nedene dayanması halinde işverenin derhal fesih hakkı söz konusu olmayacaktır. İşçi izni yetkililerden almalıdır. Yetkisiz kişilerden alınan izinlerin geçerliliği olmayacak ve bu yönüyle yapılan fesihler haklı kabul edilebilecektir.
Kıdemli ve düzenli işine devam eden birinin bir hastalıktan veya ulaşımdan kaynaklanan sebeplerden dolayı sık sık işe geç kalması geçerli neden olarak değerlendirilebilirken; saat kurmayı unutması, gece geç saatte uyumasından kaynaklanan gecikmesi gibi, ihmal, hatta kasti geç kalması geçerli neden olmaktan çok haklı neden kapsamına girebilecektir.
Yargıtay’ın güncel bazı kararlarında ise işe geç gelmeyi alışkanlık halinde getiren, her defasında durumun tekrarlanmayacağını savunmasında belirtmesine rağmen, aynı tutumu sürdüren işçinin bu davranışının iş sözleşmesinin feshinde “geçerli sebep” oluşturduğuna hükmetmiştir.
İşçinin kabul edilebilir bir mazerete dayanarak devamsızlık yapması, işverene haklı veya geçerli nedenle fesih hakkı veremeyecektir.
Yargıtay, tanıklık, bilirkişilik, resmi mercilerin çağrısına uyulması gibi durumları işçi açısından haklı mazeret olarak değerlendirmiştir. Ancak devamsızlığın haklı nedene dayandığı hallerde iyi niyet kuralı gereği işçinin yokluğunda gerekli tedbirleri alabilmesi için devamsızlık nedenini işverene mümkün olan en çabuk sürede bildirmesi gerekir.
İşçinin sürekli işe geç kalması, iş yerinde huzursuzluklara ve iş akışında aksaklıklara neden olması, izin almaksızın iş yerinden erken ayrılması iş sözleşmesinin feshi için geçerli kabul edilebilecektir. Başka bir ifadeyle, işçinin sık sık işe geç gelmesi geçerli neden olarak kabul edilebilecek bir davranıştır.