İşe bağlılık nasıl sağlanır?

Dr. Uğur TANDOĞAN
Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ [email protected]

Yaptığım eğitimlerde, yöneticilere verdiğim anketlerde sorarım: Çalışanların davranışında gördüğünüz en önemli eksiklik nedir? Aldığım en yaygın cevaplar şöyle oluyor:

“Kendilerini işe veremiyorlar. İşi ucundan tutuyorlar. Ellerini taşın altına koymuyorlar. İşe sarılmıyorlar.” Okuyucuların bir kısmının kafalarını sallayıp “Aynen” dediklerini duyar gibiyim. Ama üzülmeyin, dünyada yalnız değilsiniz. Gallup firmasının dünya çapında yaptığı araştırmaya göre çalışanların yüzde 87’si bu durumda; yani işe bağlı değiller (not engaged.) Yine aynı firmanın 30 yıldır süren ve 30 milyon çalışana dayalı araştırması şunu gösteriyor: Çalışanları işe iyice bağlı (highly engaged) firmaların kişi başı kazançları, diğerlerine göre yüzde 147 daha fazla.

Ne yapmalı?

İşe bağlılık bu kadar önemli iken sadece şikayet edip dövünmeli mi? Acaba toplam kalite kavramı öncülerinden Edward Deming’e mi kulak versek? Ne demişti Deming? “Kimse çalışmaya, kötü bir iş yapayım diye gitmez.” Peki, ne yapmalı? İşte size bazı tavsiyeler:

1- Amaç ve değerler

Her organizasyonun bir amacı (mission) ve önem verdiği değerleri (values) olmalıdır. İnsanlar ne için çalıştığını bilmelidir. Tüm eylem ve davranışlar bu amaca hizmet edecek yönde olmalıdır. Tüm eylem ve davranışlar, bir değerler manzumesinde dayanmalıdır. “Ele verir talkını, kendi yutar salkımı” türü davranışlar, inancı yok eder.

2- İletişim

Çalışanın kendisini işe vermesi için, işte ne olup bittiğini bilmesi gerekir. Gelişmeleri en son duyan kişi olmamalıdır. Bunun için de düzenli, her tür araç kullanılarak çalışanlar bilgilendirilmelidir. Öte yandan, iletişim iki yönlü bir caddedir; çalışanın sesine kulak verilmelidir.

3- İş yeri ve çevre

Kişiler işe “Allahım; yine o sevimsiz binaya mı gireceğim? Yine gökyüzü görmeden mi çalışacağım? Acaba bu akıllı dedikleri binayı, hangi akılsız yapmış?” sorularını sorarak gelmemelidir. Çalışma ortamı, insanları rahat ettirecek, onlara çalışma şevki verecek zarafette olmalıdır.

4- Tanımlanmış roller

İnsanları mutsuzluğa iten önemli faktörlerden birisi de rolünü bilmemektir. Kişilere sorumluluk yanında yetki de verilmelidir. Kişiler, sorumluluklarının ve yetkilerinin sınırını bilmelidir.

5- Takdir ve teşvik

İnsan, hele de Türk insanı, gazla çalışan bir varlıktır. Ama bu gazın doğal olması gerekir. Yapılan işin takdir edilmesi ve başarının ödüllendirilmesi, işe bağlılıkta “Olmazsa, olmaz” bir ilkedir.

6- Yönetici

“At, sahibine göre kişner” derler. Bu söze nazire yapmak istesek “Çalışan, yöneticisine göre kükrer” dememiz gerekirdi. Çalışanın işe bağlılığında, her seviyedeki yönetici vazgeçilmez bir unsurdur. Bu nedenle, insan kaynağı yönetiminde, yönetici atamaları hayati değer taşır.

7- Çalışma arkadaşları ile ilişkiler

Kişileri iş yerine bağlayan önemli bağlardan birisi de çalışma arkadaşlarıdır. Birlikte çalışan kişilerin ilişkilerini geliştirmek için her türlü çaba harcanmalıdır. Birlikte yenen iş yemekleri, spor, sanat ve müzik aktiviteleri bu yönde atılacak güzel adımlardır.

8- Kişisel gelişim

Şöyle sözlere tanık olurum: “Bu işe girdim, sanki zaman durdu; gelişmem durdu. Evet, işimi yapıyorum. Ama ben gelişmiyorum; sadece şirket gelişiyor, patron gelişiyor.” Kişiler, geliştikleri ortamı tercih ederler; geliştikleri yeri yeşertirler.

9- Sağlık ve afiyet

“Sağlam kafa, sağlam vücutta olur” sözü, sadece okul kitaplarında kalması gereken bir ifade değildir. Bunun gereklerini yerine getirmelidir. Çalışanın beden ve ruh sağlığı gözetilmelidir. Örneğin, çalışana spor yapma olanaklarının sağlanması, lüks bir harcama değil, bir gerekliliktir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sülale boyu nepotizm 24 Ekim 2019
Müşteriden misafire 12 Eylül 2019