İşbirliğinin dayanılmaz gücü
Geçtiğimiz cumartesi günü, danışmanlığını değerli dostum Doçent Dr. Mehmet Başar’ın yaptığı, Anadolu Üniversitesi Endüstri ve Verimlilik Kulübü'nün (AÜEVK) düzenlediği ve bu yıl “Geleceğin İş Dünyası ve Sürdürülebilirlik” başlığı altında dokuzuncusu yapılan “Mühendislik ve Yönetim Akademisi” etkinliklerine konuşmacı olarak davetliydim.
Aslında doğrudan dış ticaretle ilgisi olmayan konuları sohbetimize katmaktan kaçınsam da etkinliği izleyen pazar günü, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından bir kaç aydır düzenlenen “Meclis Üyeleri Bilgilendirme Seminerleri” sırasında yaptığım “İhracatta 5N 1K” başlıklı sunum sonrasında katılımcı dostlarımızdan bazılarının gelerek yaptığı yorumlar, beni bu iki etkinlikten söz etmeye yönlendirdi.
AÜEVK etkinliğinde ODTÜ Teknokent Genel Müdür Yardımcısı Sayın Ufuk Batum gençleri, girişimcilik ve teknoloji ile heyecanlandırdı. “Finansbank Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Ömer Aras bir öğrencinin telefon teknolojisi içerikli bir sorusuna “Ben bunu bilmiyorum” diye samimiyetle cevap verdiğinde, sanırım en az konuşmasının içeriği kadar takdir almıştır. Yaptığım konuşmada öğrencilere, geleceğin mühendislikten neler beklediğini ve kendilerini değişen dünya koşullarına nasıl hazırlamaları gerektiğini anlatmaya çalıştım. Doğal olarak da mühendislik niteliklerine ek olarak, dış ticaret yeterlilikleri kazanmaları halinde, iş hayatında daha aranılan bir eleman olabileceklerini, daha fazla kazanmaları olasılığının olabileceğinden söz ettim.
Buraya kadar hepsi iyi amma asıl dikkat çekmek istediğim nokta, bu kulübün en büyük başarısı olarak nitelendirebileceğimiz bir konu var ki o da işbirliği. Sayın Ufuk Batum işbirliği ve rekabetin birlikte olabileceğini vurgulayarak, İngilizce rekabet ve işbirliği sözcüklerinin birleştirilmesi ile oluşturulan “Coopetition” sözcüğüne Türkçe karşılık aradığını söylemişti. Kahve molasında bir gencin önerdiği “Rekabirlik” sözcüğüne katıldığımı söylemek isterim. Buradan hareketle de bu dinamik kulübün, diğer 20 üniversitede temsilcisi olduğunu söylersem, sanırım “Rekabet ve İşbirliği” kavramlarının “Rekabirlik” gibi bir sözcüğün çok amma çok ötesine geçebildiğini görebiliriz. Rekabeti elden bırakmadan, işbirliği yapabilmenin erdeminin bizleri çok ileriye taşıyacağı kuşkusuzdur. Bunun yolunu açan gençlerimize inancım çok güçlü.
Gelelim TOBB seminerlerindeki sohbete. Geçen hafta sohbetimizde söz ettiğimiz Sektörel Dış Ticaret Şirketi (SDTŞ) desteklerinin neden başarılı olamadığı konusu, bu başarısızlığı yaşayan bir katılımcı dostumuz tarafından bir kere daha dile getirilerek canlı örnek verildi. İşin özünde “rekabet” var ise “İşbirliği” olamayacağı gerçeği vardı. Onlar da kapanan diğer SDTŞ’ler gibi “Rekabirlik” içerisine giremedikleri için, işbirliğinin gücünü ve rekabetin yönlendirmesini kullanamamış ve pazardan çekilmişlerdi.
İşte bu noktada Anadolu Üniversitesi Endüstri ve Verimlilik Kulübü'nün yaptığı işin önemini tekrar vurgulamak istiyorum. Diğer üniversitelerle rekabeti elden bırakmadan, işbirliğinin gücüne inanarak elele vermişler. Bravo gençlere, bizim yapamadıklarımızı yapmaya çalışıyorlar.
İMECE gücü yeniden dirilişe geçiyor mu dersiniz acaba?