“İş yapma” konusunda dünyanın neresindeyiz?
Dünya Bankası Grubu (IBRD, IDA, IFC, MIGA ve ICSID), dünyadaki ekonomilerin firmalarının iş yapma konularını inceliyor ve sonuçları her yıl rapora bağlanıyor. 2016 yılı raporu da Ekim 2015 sonunda yayımlanmış 13’üncü rapor.
Dünya Bankası; iş yapma konusunda ölçülebilir göstergelerden hareketle dünyanın iş yapma “Doing Business” haritasını çıkarıyor.
“İş yapma” genel başlığı altında 11 alt konu inceleniyor:
1. İşe başlama,
2. İnşaat ruhsatı alma,
3. Elektrik bağlama,
4. Gayrimenkul tescili,
5. Kredi tedariki,
6. Küçük yatırımcıyı koruma,
7. Vergi ödeme,
8. Sözleşme yapma,
9. Sınırda ticaret (gümrük) konuları,
10. İcra takipleri,
11. Emek piyasası düzenlemeleri.
Bu başlıklar altında; her bir işlemin prosedür sayısı, işlem süresi, işlem maliyeti, mevzuat değişiklikleri gibi konular ele alınıyor. Son yayımlanan 2016 raporuna göre dünyada 189 ekonomideki firmalar inceleme konusu yapılmış. Sonuçlar itibariyle ülkeler sıraya konulmuş.
Türkiye, geçen yıl da olduğu gibi 189 ekonomi arasında 55. sırada. Aslında daha önceki yıllarda sergilenen performansın daha iyi olduğu anlaşılıyor. Şimdi patinajda…
189 ekonomiye baktığımızda Türkiye’nin yeri çok da iç açıcı görünmüyor. Bizim dünyanın ilk 20 ekonomisi arasında olmamıza göre, iş yapmada 55. sırada yer almamız izah edilir bir durum değil. Her şeyden önce ilk 10’u parsellemiş ülkeler var. Bu ülkeler yıllardan beri hemen hiç değişmiyor: Singapur, Yeni Zelanda, Danimarka, Güney Kore, Hong Kong, İngiltere, ABD, İsveç, Norveç, Finlandiya. Bunları izleyen Tayvan ve hatta Makedonya var.
Hatta bazı ülkelere bakınca bizden daha iyi sıralarda olması hiç hazmedilir değil. Örneğin; Letonya, Portekiz, Gürcistan, Polonya, Ermenistan, Romanya, Bulgaristan, Kazakistan, Rusya, Moldova bizden daha üst sıralarda yerini almış. Komşularımız da bizi vurup geçmiş.
Şimdi alt başlıklar itibariyle 2016 yılı ve öncesi performansa kısa bir göz atalım.
1. İşe başlama: Türkiye’nin 2016 sırası 94. Yani dünyanın tam yarısının gerisinde. Oysa geçen yıl 79. sırada iken 15 sıra birden gerilemiş.
2. İnşaat ruhsatı alma: Olumlu bir performansla geçen yılın 136. sırasından sonra 2016 yılında 98. sıraya yükselmiş. Ancak dünya liginin çok gerisinde.
3. Elektrik bağlama: Geçen yıla göre 2 basamak geriye giderek bu yıl 36. sıraya düşmüş.
4. Gayrimenkul tescili: Bu başlık altında da 2 basamak geriye düşmüşüz ve 2016 yılında 52. sıraya gerilemişiz.
5. Kredi tedariki: 2016 sıralaması 79. 2015 sıralaması 89. 10 basamak iyileşme.
6. Küçük yatırımcıyı koruma: Sıralamamız genelde iyi ancak gidişatımız kötü. 2015 yılında 13. sıradan bu yıl 20. sıraya gerilemişiz.
7. Vergi ödeme: 2016 sıralamamız 61. 2015 sıralaması 56. Gidişat iyi değil.
8. Sözleşme yapma: 2015 yılında 38. sıradan 2016 yılında 36. sıraya yükselme var.
9. Sınırda ticaret (gümrük) konuları: Geçen yıl yaklaşık dünyanın ilk yarısından sonra gelirken 2016 yılında ilk üçte bire girmiş ve 62. sıraya yerleşmiş.
10. İcra takipleri: Ortalama 4-5 yıla uzanan icra takiplerinde 2016 yılında 124. sırada bir Türkiye.
11. Emek piyasası düzenlemeleri: Yeni başlatılan bir alt başlık ve henüz sıralama yok .
Tabloya nereden bakarsanız bakın nasıl bakarsanız bakın, Türkiye’nin karnesinin iyi olmadığı görülür.
Gelişmişlik dediğimiz işte bu. Toplumsal ve bireysel yaşamın diğer tüm yanlarına dokunan başlıklar önemli. Yoksa etrafta gördüğümüz binalar, yollar ve köprüler ile top yekun büyüme sağlanmış olmuyor.
Bizim dünya liginde üst sıralarda yerimizi alabilmemiz, Cumhuriyetin 100. yılına isabet eden 2013 yılını ıskalamamamız adına herhalde uğraşacağımız konular bunlar olmalı. AB’nin sosyal, siyasal, kültürel, hukuksal, bireysel konulara ilişkin kavramlar, kurallar, kurumlar yürürlüğe konulmalı.
Oysa televizyon ekranları, radyo kanalları, gazete sayfaları ayrı ve çirkin bir dünyayı sergiliyor. Anlayacağınız işimiz zor ve çok!...