İş sözleşmelerinin süresinden evvel feshi halinde bakiye süre ücreti

Ali YÜKSEL
Ali YÜKSEL YARGITAY KARARLARI aliyuksel@aliyuksel-hilmiozalp.av.tr

Av. Cihan AVCI

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2007/ 41429 E. Ve 2009 / 13673 K. Sayılı ve 21.05.2009 tarihli kararında belirli süreli iş sözleşmelerinin süresinden evvel feshi halinde bakiye süre ücretine hangi şartlar altında hak kazanılabileceğini değerlendirmiştir. Bakiye süre ücretinden kastedilen belirli süreli iş sözleşmesinin sona ereceği tarihten evvel iş akdinin feshi halinde, ne kadar süre önce feshedilmişse o sürenin ücretinin işçiye ödenmesidir. Belirli süreli iş sözleşmesi açısından bakiye süre ücreti alacağı kavramı dayanağını Borçlar Kanunu'ndan almaktadır. Ancak incelemeye konu kararda Yargıtay meseleyi İş Kanunu'na özgü kavramlar ve kurallar çerçevesinde de değerlendirmiştir. Karar uygulamada çok sık görünmeyen ancak dava konusu olduğunda da birçok farklı uygulamaların oluşmasına neden olan bir konuya ilişkindir.

İncelemeye konu kararda davacı, mahrum kalınan ücret, ikramiye ve yemek yardımı alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı işveren ise davacıya ihbar tazminatı ödendiğini ve davacının iş akdi feshedildikten sonra bir başka yerde çalışıp gelir elde ettiğini bu sebeple yapılacak hesaplamadan bu meblağların düşürülmesi gerektiğini söylemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır

Yargıtay temyiz üzerine önüne gelen olayda öncelikle bakiye süre ücreti kavramını değerlendirmiş ve buna yönelik kayıt ve şartları ortaya koymuştur. Buna göre; bakiye süre ücretinin istenebilmesi için iş sözleşmesi, işverence feshedilmelidir. Öte yandan iş sözleşmesinin feshinin haklı bir nedene dayanmaması gerekmektedir. Eğer ki iş sözleşmesi 4857 sayılı yasanın 25. maddesinde sayılan haklı nedenlerden birisi ile feshedilirse artık işçi açısından kalan süreye ait ücretin ödenmesi gerekmeyecektir. Bakiye süre ücreti alacağının mantığında işçinin çalışma ediminin işverenin kusuru ile yerine getirilememiş olması yatmaktadır. Dolayısıyla işçinin kusuru olmaksızın, tamamen işverenin temerrüdü ile işçinin iş görememesi işçinin ücret alacağını sona erdirmeyecektir. Bakiye süre ücreti açısından önem arz eden bir diğer husus ise bakiye süre ücretine uygulanacak faizdir. Bakiye süre ücreti eylemli bir çalışma karşılığı olmadığı için bu ücrete mevduata uygulanan en yüksek faiz değil, yasal faiz uygulanacaktır. Öte yandan Sosyal Sigortalar Kurumuna bakiye süre ücreti içinden bakiye süreye dair prim ödemesi de gerekmez.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi bakiye süre ücretine dair şartları ve esasları bu şekilde belirledikten sonra bakiye süre ücretinin ne şekilde hesaplanması gerektiğini özetlemiştir. Buna göre; Borçlar Kanunun 325. maddesi uyarınca, işçinin, sözleşme kapsamındaki işi yapmaması sebebiyle tasarruf ettiği miktar ile diğer bir işten elde ettiği gelirleri veya kazanmaktan kasten feragat ettiği şeyler kalan süreye ait ücretler toplamından indirilmelidir. Bu konuda gerekli araştırmaya gidilmeli, işçinin sözleşmenin feshinden sonraki dönem içinde başka bir işten gelir elde edip etmediği, ya da iş arayıp aramadığı araştırılarak sonuca gidilmelidir. Ayrıca işçi bu dönemde işsizlik sigortasından da yararlandı ise bu ödeme de bakiye süre ücretinden düşülecektir. İşçiye belirli süreli iş sözleşmesinin varlığına rağmen ihbar tazminatı ödenmişse, bu tutarın, bakiye süre ücretinden hak kazanılan miktardan indirilmesi gerekecektir. Daha açık bir ifadeyle mahsup işlemi, bakiye süre ücretinden gerekli indirimler yapıldıktan sonra kalan tutar üzerinden gerçekleştirilmelidir

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ücret zammı 29 Mart 2014
Örtülü ikale 19 Şubat 2014