İş hayatında geleneksel ve yeni arasında köprü kurmak

Ebru DEMİR KOÇAK
Ebru DEMİR KOÇAK [email protected]

İlerlemenin sürekli olduğu ve beklentilerin gün geçtikçe şekil değiştirdiği günümüzde, geleneksel ve yeni nesil istihdam sektörlerinin kesiştiği nokta, farklılıkların ve değişimin ka­bulü ile başlıyor.

İyi bilinen geleneksel sektör­ler ile yeni ve hızla gelişen iş kolları arasında zamanla oluşan farklılığın, derin bir uçurum yaratmaya başladığını düşünüyorum. Bu uçu­rum, dinamiklerin karışık etkileşimiyle, farklı geçmişlerden gelen profesyonelleri ayırmakla kalmıyor, aynı zamanda yeni neslin güç etkile­şimini de her geçen gün arttırdığına inanıyo­rum. Peki, aynı çalışma hayatında birlikte ça­lışacak bu profesyonelleri nasıl ele almak gere­kiyor? Gelin, beraber elimizde var olanları itici güç olarak nasıl ortaya çıkaralım ve uyumlu bir birlikteliğe giden potansiyel yolları nasıl keş­fedeceğimize bir bakalım.

Eski ve yeni çalışma modellerinin çatışması

Tarihe bakıldığında geleneksel sektörle­rin, köklü uygulamaların ve tek bir alanla sı­nırlı deneyimin ustalık becerisi olarak değer­lendirildiğini görüyoruz. Buna karşın, yeni ve modern sektörler disiplinler arası düşünmeyi ve aktarılabilir becerileri önemsiyor. Deloit­te tarafından yapılan bir araştırma, üst düzey yöneticilerin yüzde 92'sinin farklı düşünme­yi ve kapsayıcılığı teşvik etmenin kurumları­nın inovasyonunu olumlu yönde etkilediğine inandığını ortaya koymuş. Bu temel felsefi ay­rışmanın, zorluklar ve fırsatların yan yana gel­diği bir gerilim yaratmakla birlikte yaratıcılığı da tetiklediğini düşünüyorum.

Sektörler arası fırsatlar ve geçişler

Yenilikler, teknolojik gelişmeler ve dijitalleş­me geçmişten gelen engelleri ortadan kaldıra­rak farklı sektörlerden profesyonellerin iş birli­ği yapmasına ve fikir alışverişinde bulunmasına olanak sağlıyor. LinkedIn'de yapılan bir analiz, son 10 yılda sektör değiştiren profesyonellerin sayısında yüzde 25'lik bir artış olduğunu gösteri­yor. Yani bu veri bize çapraz kariyer için artan bir talebin olduğunu gösteriyor. Bu değişim, elbette tesadüfi değil ve çok boyutlu becerilerin ödüllen­dirildiği dinamik ve uyarlanabilir bir işgücüne doğru bilinçli bir hareket anlamına geliyor.

Uyumlu bir çalışma ortamı için çatışmayı yönetmek

Etkili iletişim, çeşitlilik, eşitlik ve kapsayı­cılık (DEI) ile birlikte, bağlılık ve sürekli öğ­renme kültürünü teşvik etmenin çok önem­li olduğuna inanıyorum. Kuruluşlar, çatışma­yı bir büyüme adımı olarak benimseyerek ve farklı bakış açılarının değerini kabul ederek elde edilen çıktıları üretken sonuçlara dö­nüştürebilir. Gelişmek için, hem kuruluşların hem de bireylerin çevik bir zihniyeti benimse­mesi gerektiğini düşünüyorum. Bu zihniyetin, çeşitliliği ve farklılıkları kabul ederek, bunla­rın birlikteliğinden doğan uyumu görebilmeyi ve bunu büyüme fırsatlarına dönüştürebilme­yi kucaklayan bir zihniyet olmasının çok de­ğerli olduğuna inanıyorum.

Çalışma hayatında hibrit çalışma modelleri

Hibrit çalışma kavramı deyince, gelenekse­lin istikrarını yeni çalışma modellerinin di­namizmiyle bütünleştiren bir yaklaşım olarak ele alınması gerektiğini düşünüyorum. Her iki perspektifin bilgeliğinden doğan bu karı­şım, geleneğin dayanıklılığına değer verirken uyum sağlama tohumlarını besleyen bir orta­mı besler. Bu vizyonu, uyarlanabilirlik ve de­neyimin birleştiği yeni bir dönemin başlangıcı olarak görüyorum.

Çeşitlilik ve kapsayıcılığın desteklenmesi

Sektöre özgü bazı kuralların ötesinde, fark­lı deneyimlerden gelen bireyleri gören, onları dahil eden yani kapsayıcı ekipler ile çalışanlar sadece inovasyonu geliştirmekle kalmaz, aynı zamanda finansal performansı da artırır. Mc­Kinsey tarafından hazırlanan bir rapor, ırksal ve etnik çeşitlilik açısından en üst çeyrekte yer alan şirketlerin, kendi ulusal sektör ortalamala­rının üzerinde finansal getiriye sahip olma ola­sılıklarının yüzde 35 daha fazla olduğunu gös­termektedir.

Sektörler arasında çeşitliliğin ve kapsayı­cılığın teşvik edilmesi, sürdürülebilir başarı için temel bir unsur hâline gelmektedir. Bir di­zi beceri ve deneyimi kapsayan farklı ekipler, üretkenliği ve yenilikçiliği artıran bir ekosis­teme hayat verir.

Geleneksel ve modern sektörler arasında­ki etkileşim, çeşitlilik, uyum ve yenilikçilik anlayışı hem bireyleri hem de kurumları güç­lendirmektedir. Bu bitmeyen yolculukta top­lumsal olarak ilerlerken, tüm sektörlerin, ki­şilerin ve uzmanlıkların iç içe geçmesiyle zenginleşen bir geleceğin bulunduğunu unut­mayalım. Bu kolektif uyum, toplumu eşi ben­zeri görülmemiş ilerleme alanlarına doğru ite­cek, bizleri ise dönüştürecektir.

Keyifli bir hafta sonu dilerim.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İş hayatında ünvan 16 Kasım 2024
İş hayatı ve trafik 26 Ekim 2024
Dijital çağ ve biz 14 Eylül 2024
Umut ve iyimserlik 24 Ağustos 2024
İş dünyasında ustalık 03 Ağustos 2024
Dinleme sanatı 13 Temmuz 2024