İş güvenliği ve işçi sağlığı için yeni yasa

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

Türkiye'de son on yılda yıllara göre 60 bin ile 80 bin arasında iş kazası oluyor. Bu kazalarda 1400 ile 1900 kişi sürekli iş görmezli durumuyla karşılaşıyor. 800 ile 1400 arasında çalışan da ölüyor. Bu alanda kaza sayılında son yıllarda nisbi bir azalma olsa da sürekli iş görmezlik ve ölüm sayılarında artış gözleniyor. Bu açıdan bütün işyerlerini içine alan ve denetimi artıran ve eğitim zorunlulukları getiren yeni iş güvenliği ve iş sağlığı yasa tasarısı bu alanda atılmış doğru adım olacaktır. Doğaldır ki, bu adım atılırken çalışma yaşamının taraflarının önerileri de dikkatle ele alınmalıdır.   

İş güvenliği ve iş sağlığı ile ilgili yasa tasarısının Bakanlar Kurulu'na sunulduğunu arkadaşlarımız Hüseyin Gökçe ve Mehmet Kaya'nın bugün gazetemizde yer alan haberinden öğreniyoruz. Yasa tasarısının önemli özeliklerinden biri bazı istisnalar dışında bütün işyerlerini esnaf ve şirket ayrımı yapmaksızın kapsam içersine alıyor.

10 kişiden az işçi çalıştıran yerler için iş güvenliği maliyetini devlet üstleniyor. 50 kişiden fazla işçi çalıştıran işyerlerine iş sağlığı ve güvenliği kurulu oluşturma zorunluluğu getiriliyor. Tam gün hekim çalıştırma zorunluluğu olan işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği birimi oluşturması öngörülüyor. Çalışma müfettişlerinin iş güvenliği ve sağlığı olmayan işyerlerinde çalışmaları durdurabilmeleri karar altına alınırken, yasanın getirdiği iş güvenliği ve sağlığı hükümlerine uymayan, gereken uzmanları çalıştırmayan ve gereken eğitimleri yapmayanlara çeşitli para cezaları uygulanacağı, uyarılara rağmen yapılması gerekenleri yapmayanlara tekrarlarda daha yüksek para cezaları uygulanması taslak içersinde yer alıyor.

Son on yılın iş kazalarını, iş kazalarında ölüm olaylarını ve kaza sonrası iş göremez duruma gelenlerin istatistiklere yansıyan sayılarına baktığımızda, bu alanda yeni bir yasaya gerek olduğu çok açık bir şekilde görülüyor. Son 10 yılda ülkemizde istatistiklere giren iş kazası sayısı 706 bin 608. Bu kazalarda 15 bin 961 kişi sürekli iş göremezlik durumuna düşmüş. 10 bin 297 kişi ise yaşamını yitirmiş.

Yıllara göre bu alandaki olay sayısı, iş göremezlik ve ölüm sayılarına baktığımızda sayılarda önemli bir iyileşme, azalma olmadığını, hatta son yıllarda kaza sayımlarının 70-80 binlerden 60 binlere gerilemesine karşın iş görmezlik ve ölümlü kazaların sayılarının yükseldiğini görüyoruz. 2008 yılındaki 72 bin 963 kaza 1451 sürekli iş görmezlik ve 863 ölüm olayıyla son bulurken, 2010 yılında kaza sayısı 62 bin 903'e düşerken sürekli iş görmezlik 1976 ya ölüm sayısı da 1976'ya yükseliyor.

Bu açıdan daha disiplinli ve denetlenen bir iş güvenliği ve iş yasasının gerekliliğini bu rakamlar çok net bir şekilde ortaya koyuyor. Ayrıca, son açıklanan TÜİK işsizlik verilerine göre yüzde 1.7'lik bir azalma kaydedilmesine karşın kayıt dışı çalışma oranının yüzde 41.8 seviyesinde olması da bu gerekliliği ortaya koyan bir başka unsur olarak karşımıza çıkıyor.

Çalışma yaşamındaki gerekli iş güvenliği ve sağlığı konularını yasal olarak daha yakından takip edilir ve denetlenir olmasının doğal sonucu, bir yandan iş kazaları koruyucu çalışmalarla azalabilecektir. Bir yandan da kayıt dışılığın azalmazı yolunda yeni gelişmelere yol açacaktır. 10 işçiden az işçi çalıştıran iş yerleri dahil bütün işletmelerin yeni yasa kapsamına alınıyor olması, bu işyerleri için iş güvenliği ve iş sağlığı maliyetini devlet üstlense de sistemde kaydı artırıcı yeni gelişmelere yol açacaktır.

Yukarıdaki rakamların da ortaya koyduğu gibi, iş güvenliği ve iş sağlığı açısından önemli bir olumsuzluk söz konusudur. Yeni yasa ile bu alanın disipline edilmesi ve denetlenmesi gerekmektedir. Yeni yasanın bunu sağlamasını dilerim.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar