İş gücü trendlerinde yeni bir çağa doğru
Günümüzde iş dünyası hızla değişiyor ve İnsan Kaynakları profesyonelleri bu değişimi yakından takip etmek ve iş gücü trendlerine uyum sağlamak zorundalar.
İş hayatı sürekli değişen bir dönemden geçerken, ManpowerGroup'un 2023 İş Gücü Trendleri Raporu önemli bir perspektif sunuyor. "The New Human Age" (İnsanlığın Yeni Çağı) adıyla yayımlanan rapor, çalışma hayatının geleceğini etkileyecek 14 trendi ele alıyor. Bu trendler, işverenlerin ve çalışanların gelecek planlarında yol gösterici nitelikte önemli veriler sunuyor. Raporda ortaya çıkan verilere göre, Z kuşağı çalışanların yüzde 70'i, çalıştıkları şirketlerin çeşitlilik ve kapsayıcılık konusundaki ilerlemelerinden memnun değil.
Bu kuşağın iş hayatındaki beklentileri giderek artıyor ve çevre konusunda da daha fazla çaba gösterilmesini talep ediyor. Öte yandan pandeminin iş konusundaki düşünceleri üzerinde büyük etkisi olduğunu belirten çalışanların yüzde 80'i, pandemi sonrasında tam zamanlı ofis çalışması gerektiğinde yeni bir iş arayabileceklerini ifade ediyor.
2030 yılına kadar küresel çapta 85 milyon işçi açığı oluşacak
Teknoloji, iş gücü alanında da büyük bir etkiye sahip olmaya devam ediyor. Özellikle teknolojiye yatırım yapan şirketler, içerideki dijital yetenekleri geliştirmenin yanı sıra dışarıdan da yetenekleri çekme konusunda rekabet avantajı elde ediyorlar.
Rapora göre, pandemi sonrasında işten çıkarılan teknoloji çalışanlarının yüzde 72'si üç ay içinde yeni bir iş bulmayı başarmış durumda. Bununla birlikte, yaşlanan nüfus da iş gücünde önemli bir etken olarak karşımıza çıkıyor. Öngörülere göre, 2030 yılına kadar küresel çapta 85 milyon işçi açığı oluşacak ve bu da işverenleri yeni yetenekler bulma konusunda zorlayacak.
ManpowerGroup Türkiye Genel Müdürü Feyza Narlı, raporla ilgili değerlendirmesinde, inovasyon ve teknolojinin iş dünyasına yön veren unsurlar olduğunu belirtiyor. İnsan kaynaklarına odaklı çalışanların, çalışma ortamlarını daha çeşitli, kapsayıcı ve sürdürülebilir hale getirmenin yanı sıra, iş/yaşam dengesi, çevre, eşitlik ve çeşitlilik gibi konulara da önem verdiklerini vurguluyor.
İK uzmanlarına önerilerim:
Çeşitlilik ve kapsayıcılığa odaklanın: Z kuşağı çalışanlarının büyük bir çoğunluğu, çeşitlilik içeren ve kapsayıcı bir çalışma ortamının önemini vurguluyor. İK departmanları, şirket içinde çeşitlilik ve kapsayıcılık politikalarını güçlendirerek, çalışan memnuniyetini artırabilir ve yetenek çekme ve tutma konusunda rekabet avantajı elde edebilir.
Esnek çalışma modellerine adapte olun: İK uzmanları, şirketlerdeki çalışma saatleri, uzaktan çalışma seçenekleri ve iş/yaşam dengesi konularında esneklik sağlamalı ve çalışanların ihtiyaçlarını karşılayacak çözümler sunmalılar.
Teknoloji yeteneklerini geliştirin: Teknolojiye yatırım yapan şirketler daha rekabetçi oluyor ve yetenek çekme konusunda avantaj elde ediyor. İK uzmanları, şirket içindeki dijital yetenekleri geliştirme ve dışarıdan da yetenekleri çekme konusunda stratejiler oluşturmalı ve teknolojiye adaptasyonu teşvik etmeliler.
Demografik değişikliklere uyum sağlayın: Yaşlanan nüfus, iş gücünde önemli bir etken olarak karşımıza çıkıyor. İK uzmanları, yaşlanan nüfusun yarattığı iş gücü açığını göz önünde bulundurmalı ve bu konuda stratejiler geliştirmelidir. Örneğin, emeklilik sonrası çalışma modelleri veya yaşlı çalışanlara yönelik destek programları gibi çözümler sunulabilir.
Yetenekleri doğru yerlerde buluşturun: Küresel çapta yeteneklerin dağılımı giderek farklılaşıyor. İK uzmanları, yerel ve global pazarlarda yetenek arayışında stratejik bir yaklaşım benimsemeli ve çeşitli coğrafi bölgelerdeki yetenek havuzunu değerlendirmelidir. İşe alım süreçlerinde teknoloji destekli çözümler ve global iş birlikleri de önemli bir avantaj sağlayabilir.