İş dünyasını dinlemenin faydası

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

Türkiye’nin en önemli sorunu olarak görülüp üst üste yeni önlemler alınan “cari açık” gibi konularda üretim ve ihracat açısından “eli taşın altındaki” iş dünyası temsilcilerini dinlemenin büyük önemi olduğuna inanıyorum. Bir süredir Merkez Bankası yöneticileri “Para Politikası” toplantıları için gittikleri illerde, Başkan Erdem Başçı’nın konuşması ve soru-cevap bölümünün ardından kent iş dünyasından bir grupla onların “dertlerini ve değerlendirmelerini” ele alan toplantılar yapıyorlar. Bu toplantılarda yüz yüze temasta aldıkları “değerlendirmelerin” kararlarına etki eden çok önemli bilgiler içerdiğini belirtiyorlar. İş dünyasıyla bu yüz yüze teması artırmak, “bilgi alışverişini” geliştirmek için kentlerdeki şubeleri aracılığıyla yeni bir toplantı düzenini gerçekleştireceklerini de açıklıyorlar.

Bu kamu-özel sektör diyaloğunu doğrulayan makinecilerle ilgili bir haber bugün arkadaşımız Esra Özarfat tarafından kaleme alındı. Makine sektörü uzun süredir finansal kiralamada KDV oranının yüzde 18’den 1’e çekilmesi taleplerini dile getiriyorlardı. Bu taleplerine uygun karar alınıp KDV oranları yüzde 1’e çekildi. Bunun sonucunda Özarfat’ın haberine göre, Bursa’daki Makine Fuarı’nda kendisini “sıcak satışlarda” adeta bir patlama ile göstermiş durumda. Makineciler ilk etapta 500’e yakın makine satışını gerçekleştirmişler.  

Makineciler buna bağlı değerlendirmelerinde 2014 yılında satışlarının iyi olacağına inançlarını ortaya koyuyor, sattıkları makinelerin birçok sektörde yatırım artışına yol açacağı beklentisini dile getiriyorlar. Finansal kiralama, leasingin büyümeye katkı sağlayacağını öne sürüyorlar. KDV indiriminin, sektörde diğer alanları da etkileyerek makine sektörünü büyüteceğini ifade ediyorlar. Buna bağlı kuşkularını dile getirirken, “KDV iadelerinde geç kalınırsa sektörde sıkıntı yaratılacağının da” altını çiziyorlar.

Önceki gün Merkez Bankası toplantısı sonrasındaki sohbette de işadamları, kendi KDV iadelerinin ödenmesindeki gecikmenin yarattığı sorunu açıkladılar. Ayrıca, “döviz cinsinden borçlanmalarda” yaşadıkları bir başka soruna da dikkati çekip, sorunun Ankara’daki kamu bürokrasisi toplantılarında dile getirilmesini istediler. Bu sorunu dile getirirken, “Bir makine alımı ya da yatırım için döviz cinsinden 2018 yılına kadar vadeli bir borçlanmamız olduğunda kur farkına bağlı ilk yılda bilançoda kar veya zarar yazmamız gerekiyor.Meblağın bütünü için kur düşerse fiktif kar yazıyoruz, kur yükselirse fiktif zarar yazma durumunda kalıyoruz. Bununla ilgili fiktif kar ödemeleri firmaları zor durumda bırakıyor.Bunun ya yıl yıl hesaplanarak bilançoda yer alması ya da dönem sonunda bilançoya işlenmesi iş dünyası için daha verimli sonuç getirecektir. Bu konuda Merkez Bankası’nın kendi bilançosundaki uygulama imkanını Maliye’nin bize de tanıması gibi benzer bir çözüm getirmesinin uygun olacağı düşüncesindeyiz” dediler.

İş dünyasıyla üretim ve ihracatta eli taşın altında olanlarla bire bir temasın “doğru ve uygulanabilir karar” açısından büyük önemi olduğuna, son zamanlarda sık sık tanık oluyorum.Doğaldır ki iş dünyasının bazı talepleri kendi açılarından “doğru” görünürken uygulamada “olumsuzluklara” yol açabilir. Kamu bürokrasiyle temasta, bu, iş dünyası temsilcilerine anlatılabilir. Ama iş dünyasını hiç dinlemeden, onlarla temas kurmadan kamu bürokrasisinin ve ekonomi yönetiminin doğrudan “masa başında” aldığı birçok kararın iş dünyasını zarara uğrattığını örneklerle dinleyip öğreniyoruz. O nedenle kamunun alanda bulunanlarla yüz yüze temaslarını artırmalarının önemine inanıyorum. Bu tür temaslar sonrası yapılan düzenlemelerin iş dünyasını memnun ettiğini ve daha verimli çalışmalarını sağladığına tanık oluyorum.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar