İş dünyası temsilcilerinden yansıyan “tedirginlik ve korku”
Yurt Haberler Servisimizin oda başkanlarından aldıkları değerlendirmeler, iş dünyasının temsilcilerinin içinde bulunulan belirsizlik nedeniyle,“ tedirginlik ve korku” içerisinde olduklarını ortaya koyuyor. Hem yurt dışında Çin’deki gelişmeler, yuan devalüasyonu ve FED faiz artırma beklentisi nedeniyle tedirginliklerini ortaya koyuyorlar. Hem yurt içinde 7 Haziran sonrası Hükümet kurulamayıp yeniden seçime gidilmesinin belirsizliğin sürmesine yol açtığının altını çiziyorlar. Bunlara ek olarak artan terör olaylarından duydukları kaygıyı da dile getiriyorlar.
Oda yöneticileri bu içten ve dıştan kaynaklanan “belirsizlik” ortamın üzerine üyelerine bir yandan “Temkinli” davranmalarını önerirlerken, dövizdeki dalgalanmanın yarattığı ve devam edeceğini düşündükleri olumsuzluktan uzak durmaları için “özkaynak“ kullanmalarını öneriyorlar. Üyelerinin sorunlarını çözmek için kur zararlarını vade uzatarak çözmek gibi konularda bankalarla görüşmeler yaptıklarını açıklıyorlar.
ASO Başkanı Nurettin Özdebir, durgunluk içindeki piyasada kıpırdanma sağlamak için “en çok tüketen kesim” olan emeklilerin kredi borçları yapılandırılmasını öneriyor. 200 bin emeklinin kredi borçları yüzünden harcama yapamadıklarını bildiklerini söyleyen Özdebir, “Bu insanların borçlarının 36 ay vade sınırına uzatılıp, küçük taksitlerle kaynağından kesilmesiyle piyasalar canlandırılabilir” diye önerisini dile getiriyor.
Oda başkanları bir yanda bu belirsizlik ortamında üyelerine üretim artırımı ve yatırım çalışmalarını askıya almalarını önerdiklerini açıklıyorlar. Bir yandan iş dünyası olarak işimize bakmamız gerekir diyerek, hem bankalardan sağlıklı işbirliği taleplerinin sürmesini istiyorlar. Hem Ekonomi Yönetiminden piyasalardaki karamsarlığı azaltıcı açıklamalar beklediklerini söylüyorlar. Ayrıca, piyasaları acil olarak canlandırıcı kararlar almalarını talep ediyorlar.
Ama Ekonomi yönetiminin son dönemdeki tutumuna baktığımız yapılan ve yapılmayan açıklamalar da belirsizliği artırıyor. Son yıllarda iş dünyasının açıklamalarına büyük önem verdiği Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, hiçbir konuda açıklama yapmayarak “Suskunluğa gömülmüş” durumda. Maliye Bakanı Şimşek, ”Türkiye’nin son 12-13 yılda kazandığı kazanımlar tehdit altında” diyerek tedirginliğini ortaya koyuyor. Dolar 2.85’i aştığında Ekonomi Bakanı Zeybekçi “Kura müdahalenin gerekmediğini dengesini bulacağını” açıklıyordu, Merkez Bankası FED faiz artışını görmeden faiz artırmayacağını, sadeleştirmeye gideceğini söyledi. Cumhurbaşkanın ekonomi danışmanı Cemil Erten ise 3 liralık dolar kurunun rekabetçi seviye olduğunu öne sürdü.
Doğaldır ki, Ekonomi yönetimi cephesinden gelen, farklılık içeren bu açıklamalar da iş dünyasında şaşkınlığın ve belirsizliğin artmasına neden oldu.
Bir süre önce bir yazıma “İyi ki işadamı değilim” başlığını koymuştum. Şimdi bunu ikinci defa ve daha içten gelerek tekrarlıyorum...