İş dünyası: "Türkiye'de 2012 iyi geçti, 2013 daha iyi geçecek&

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

 

 

İş dünyasının farklı gruplarının temsilcileri gazeteniz DÜNYA'ya yaptıkları değerlendirmede 2012 yılının dünyadaki olumsuz gelişmelere karşın ülkemizde iyi geçtiğini, yumuşak inişle cari açık sorununda frenleme sağlanırken. İthalatın azaldığı ihracatın artığı dış ticaret hacminde olumlu gelişme ve Pazar çeşitliliği sağlandığını, enflasyon ve faizlerde olumlu gelişmelerle rekabet gücümüzün arttığı konusunda birleştiler. 2013 için de umutlu değerlendirmeler yaptılar.  

Arkadaşımız Yıldız Taşdelen Erli'nin iş dünyasının farklı kesimlerinden örgütlerin liderlerinden aldığı değerlendirmelerin özel cümlesi, "Türkiye'de 2012 yılı iyi geçti, 2013 yılı iyi geçecek" şeklinde. Bu görüşü pekiştiren soruşturmada TÜRKKONFET, TUSKON, MÜSİAD, TİM, DEİK, ASKON, TÜMSİAD ve GYİAD yöneticilerinin değerlendirmeleri yer alıyor.

İş dünyası temsilcileri 2012'yi değerlendirirken şu görüşlerde birleşiyorlar:
 

-2010 ve 2011 yıllarındaki hızlı büyümelerin ardından, cari açık sorunu nedeniyle geçilen yumuşak inişte başarı sağlandı. 2012'de yüzde 3.1 büyüme sağlandı. Bu büyüme global dünyada ve özellikle Avrupa'da yüksek bir büyüme oldu. Yumuşak inişle cari açık frenlenip küçültüldü. Enflasyon kontrol altında tutuldu. Faizlerde düşüş yaşandı ve iyi seviye yakalandı. Türkiye'nin uluslar arası rekabet gücü arttı.
 

-2012'de Avrupa'daki kriz nedeniyle bu pazara ihracatımız ilk on ayda yüzde 9 azalışla yüzde 38.2 seviyesine gerilerken, ihracatımız 10 ayda yüzde 12 artışla 125 milyar dolar seviyesine ulaştı. Yılsonu beklentisi 135 milyar dolar. İhracat artışında Pazar çeşitlenmesi rol oynarken ilk on ayda Afrika'ya ihracat yüzde 29, Amerika'ya ihracat yüzde 26, Ortadoğu'ya ihracatta yüzde 13 artış gösterdi. Aynı dönemde ihracatın yüzde 15 artışına karşın,  ithalatın yüzde 3 gerileme göstermesi de iş dünyasınca yılın en büyük kazanımı kabul edilen pazar çeşitlenmesi gibi altı çizilen önemli konu oldu…

-Türkiye 2012'nin ilk 8 ayında 10.1 milyar dolar doğrudan yabancı sermaye girişi sağlarken, yıl sonuna doğru Fitch'in notumuzu "Yatırım yapılabilir seviyeye yükseltmesi" iş dünyasınca hem yabancı sermaye yatırımlarının, hem yatırım teşvikli yeni yatırımların artmasına neden olacak bir gelişme olarak nitelendirildi.

İş dünyası temsilcilerinin 2013 yılı beklentilerinde neler yer alıyor:

Genel kanaatleri 2013'ün dünyada ve Avrupa'da biraz daha iyi olacağı, buna bağlı olarak da Türkiye'nin 2012'den daha iyi bir 2013 yılı geçireceği. Bunun sonucunda OVP'de hedeflenen yüzde 4'lük büyümenin sağlanabileceğini düşünüyorlar. Tekrar büyüme odaklı bir dönemin başlayacağını belirtirlerken büyümenin kaynağının ithalata değil, yerli üretime dayalı olmasını beklediklerini dile getiriyorlar.

2013'te bazı mikro ve makro reformların hayata geçirilmesini, ithalattaki daralma ve ihracatta Pazar çeşitlenmesinin sürmesini, ihracatta birim değer artışı sağlanmasını, içerde yatırım ve üretimin artmasına yardımcı olacak adımların atılmasını, makro dengelerin sürmesini istiyorlar.

Bunun için cari açığın kontrollü küçülmesinin sürdürülmesi, enflasyonun ve faizlerin aşağıya çekilmesinin devamını isterlerken, 2012 yılında bütçe gelirleri yeterince artmazken, bütçe harcamalarının yüzde 18 artmasıyla ortaya çıkan kırılgan yapının yen önlemlerle bu yıl yaşanmamasının öneminin altını çiziyorlar.

2013 yılında kırılganlığı davet eden seçim ekonomisi ve popülist politikalardan uzak durulmasının önemini altını kalın çizgilerle çizerek belirtiyorlar.

Bu arada bana göre iş dünyası temsilcilerinin üzerinde durmadıkları önemli bir konu AB ilişkileri olarak ortaya çıkıyor. 2012 yılının 2. Yarısında Güney Kıbrıs'ın başkanlık döneminde ilişkiler askıya alınırken, Ekim ayındaki İlerleme raporu da olumsuz içerikler taşıdı. 2013 başında başkanlığı devralacak İrlanda döneminde 35 başlıktan sadece 13'ü açılmış ve bir tek eğitim kültür başlığı kapatılmış olan AB entegrasyonunu sağlayacak görüşmelerde yeni fasılların açılmasını ve görüşmelerin hızlandırılmasını sağlamalıyız. 2013'te Sarkozy döneminde Fransa'nın açılmasını engellediği 5 madde ve Kıbrıs'ın veto koyduğu 8 madde ile ilgili girişimde de bulunmalıyız. İş dünyası da bu alanda görüşlerini ve taleplerini net olarak ortaya koymalıdır…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar