İş dünyası önderlerine düşen görev...
İş dünyası önderlerine bu dönemde düşen görev, hükümetin ekonomi yönetimi içersindeki üyeleriyle “sorunlarla ilgili sürekli diyalog arayışı” olmalıdır. Bu diyaloğun TÜRKONFED Başkanı Süleyman Onatça’nın belirttiği iki alanda “Orta gelir tuzağı ve Orta demokrasi tuzağı” konularından çıkmamız yönünde olması gerekir... Bizi orta gelir tuzağından kurtaracak olan, günün sorunlarını çözüm kolaylığı getirecek, eli taşın altındaki üreticiler ile ekonomi yöneticilerinin ortaklaşa hazırlayacağı “Yeni kalkınma stratejisinin” hayata geçirilmesi olacaktır.
Bu strateji ülkenin üretici kesimlerinin tümüne yön verici ve yol gösterici olmalıdır. Bu kalkınma stratejisi, dünyada gelişen trendleri gözeten, mukayeseli üstünlüğümüz olan, katma değeri yüksek ürünlerin üretilmesinin önünü açan reformları ve teşvik sistemlerini içeren özellikler taşımalıdır. Üretim yapımızın daha çok yerli girdiye dayanan, ithal girdileri azaltıcı yöne evrilmesi için özel desteklerle yönlendirilmesi gerekir. Bu yönde sektörel bazda hedefl er ortaya konmalı, sonuçları sürekli olarak irdelenmelidir. Bunun gerçekleşebilmesi için, elimizde süreklilik taşıyan bir üretim envanterine ihtiyacımız olacaktır. Bu eksikliğimizi bilerek bir an önce bütün sektörlerimizi ve OSB’lerimizin sanayi altyapısını içeren, yerinde saptanmış gerçek verilere dayalı bir envanter çalışması hemen başlatılmalıdır. Orta gelir tuzağından kurtulmamızın doğru saptanmış kalkınma stratejisi ile üretimimizin katma değerini ve rekabet gücünü artırıp, ihracatı geliştirerek, büyümemizin kaliteli içerikle gerçekleşeceğini bilerek, hareket etmemiz gerektiğini unutmamalıyız. Bunun doğru işlemesi ekonomi yönetiminin yönlendirdiği kamu-özel sektör işbirliğinden geçer... Ama, bunun için kalkınma stratejisi kadar, bizi orta demokrasi tuzağından çıkaracak reformlara ihtiyacımız olduğu da unutulmamalıdır. Bu alandaki hedefimiz tam üyelik başvurusu yaptığımız AB demokrasi normları ve Kopenhag kriterleri olmalıdır. Bunun içeriğinde de ilk ele alınması gereken konu hukukun üstün kılınmasıdır.
Son dönemdeki birçok olay, ülkemizde hukukun zamanında, adil ve eksiksiz işlemesi konusunda şüpheye yol açacak uygulamaları içermektedir. O nedenle vakit kaybetmeden bu alanda bir adli reforma ihtiyacımız olduğu iş dünyası tarafından “Yeniden ve sürekli olarak” dile getirilmelidir. Bireylerin ve kurumların hak arayışlarında eksiksiz, inanılır ve kısa sürede adil sonuç alabileceklerine inanacakları bir hukuk sistemine ihtiyacımız vardır. Buna uygun reformların, hiçbir siyasal kaygıya yol açmayacak şekilde ele alınabilmesi için, başta yeni Anayasa olmak üzere hukuk alanında atmamız gereken birçok adıma ihtiyaç vardır. Orta demokrasi tuzağından kurtulmamızın yolu, tam üyeliği yolunda yürüdüğümüz AB’nin demokrasi içinde yer alan normların ülkemizde de eksiksiz uygulanmasını istemek olmalıdır. İş dünyası gündelik tartışmaların dışına çıkarak, orta gelir tuzağından kurtulmak için, yeni kalkınma stratejisinin ekonomik, orta demokrasi tuzağından çıkmak için de hukuksal ve demokratik taleplerini açıklıkla ortaya koymaları gerekir.