İş barışı alarm veriyor!..

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Gelişmiş ekonomilerden sonra gelişmekte olanların da durgunlaşmaya başlamasının başta rekabet koşulları, çalışma barışı ve sorunlu kredi hacmi açılarından ne anlama geldiği ne yazık ki etkili ve yetkili kesimler tarafından görmezden geliniyor. Durum böyle olunca 2008'dekine oranla daha sarsıcı olabilecek yeni kriz dalgalarının altyapısı da oluşuyor. Merkez bankalarının faizleri düşürüp para politikalarını gevşeterek gaza basması bu olumsuzluğu gidermiyor; büyük rakamlı ihale sonuçları veya borsanın yeni rekorlar kırması da kötüye gidişi engelleyemiyor. Tehlikeler konusundaki farkındalığı azaltmayı başarı sayanlardan da çözüm beklememek gerekiyor.

Basına yansıyan haberlere bakılır ise ülkemizde metal iş kolundaki toplu sözleşme görüşmeleri olumlu sonuçlanmamış ve işçi sendikası grev kararı almış. Ne yazık ki kamuoyu bu durumun sebepleri ve olası sonuçları konusunda yeterli bilgiye sahip değilmiş gibi görünüyor. Bu konu sadece bu durumdan doğrudan etkileyeceği işçileri ilgilendirmiyor, Türkiye'nin toplam ihracatı içinde kabaca yüzde 40'lık bir paya sahip olan bu işkolundaki uzlaşmazlık yalnız ülkemizi değil, bulunduğumuz coğrafyayı da etkileyebilir. Siyasi iradenin günü kurtarmak adına grev yasağı getirmesi de orta vadede yeterli olamaz.

Bir yandan giderek olumsuzlaşan sınai üretim cephesindeki rekabet koşulları, diğer yandan sulandırılmış enflasyon hesabı nedeniyle işçiler cephesinde satın alma gücünün erimeye devam ediyor olması uzlaşmazlığın temel sebepleri olarak karşımıza çıkıyor. Gerek işçi, gerekse işveren kesimlerinin karşılıklı tavizler vererek anlaşmaya varmasını ve iş barışını korumasını zorlaştırıyor. Bugüne kadar işyerleri üzerindeki olumsuz küresel baskı işçilerin hem verimlilik artışı, hem de satın alma gücü kaybı şeklindeki fedakarlıkları ile dengelenebildi. Fakat bu aşamadan sonra aynı şekilde devam etmesi iyice zorlaşmış gibi görünüyor. Zira küresel koşullar olumsuzlaşmaya devam edecek, siyasi irade ise gerçeklerin açığa çıkmaması adına enflasyon hesabını sulandırmayı sürdürecek gibi görünüyor...

Metal iş kolunda iş barışının korunması, Türkiye ekonomisi açısından birincil öneme sahip bir nitelik taşıyor. Zira üretimin durması veya aksamasına sebep olacak gelişmeler gelişmelerin tümü ile kontrolden çıkmasına sebep olabilir, gaza veya frene basmak hiçbir işe yaramayabilir... Neler mi olur? Borç alacak zinciri kırılır, ekonomi küresel kriz dönemini aratacak oranda daralır, işsizlik patlar, hem cari açık, hem de bütçe açığı yeni rekorlara koşar, Borsa İstanbul yeni ismi ile ilk yılını doldurmadan paniği önlemek adına işlemlere ara vermek zorunda kalabilir... Özetle söylemek gerekir ise riskten kaçınma eğilimi çok güçlenir ve sistemik kırılganlık sarsıcı boyutlara tırmanır...

Küresel düzeydeki parasal genişleme menkul ve gayrimenkul şeklindeki varlıklara yatırım yapanları memnun etmiş olabilir; fakat rekabet koşullarını olumsuzlaştırarak bu keyfin uzun ömürlü olmasını da engelleyen en önemli unsur olarak karşımıza çıkıyor. Ne parasal genişleme, ne de siyasi iradelerin müdahil olarak grev yasağı kararı alması kötüye gidişi önlemez. Ağacın en üst dalına tırmanmış inemeyen kedi gibi, korku ve açgözlülük arasında sıkışmış olanlar gerçeği alamaya başladığında iş işten geçmiş olur...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar