İrdelenmesi gereken bir olumsuzluk

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

 

 

 
2003-2012 yılları kredilerin çeşitli alanlardaki dağılımı, yatırım ve üretim alanında dar bir artış olurken tüketim alanında kullanılan kredilerin büyük artış gösterdiğini ortaya koyuyor. Hane halkı borçluluğunda da büyük artış yaşanıyor. Bu bana göre irdelenmesi gereken ve değiştirilmesi için karaları gerektiren bir olumsuz tablo olarak karşımıza çıkıyor.        
    
Arkadaşımız Talip Aktaş, Merkez Bankası ve BBDK verilerine dayanarak 2003 yılı ve 2012 yılında kredilerin dağılımını araştırmış. Ortaya çıkan sonuç irdelenmesi ve değiştirilmesi yolunda çalışılması gereken bir tabloyu ortaya koyuyor.
 
Bu tabloya değinmeden önce 2003-2012 yılları arasında haberden kullanılan kredi miktarının önemli artış kaydettiği sonucunu görüyoruz. 2003 yılında 82.9 milyar lira olan kredi hacmi 2012 yılında 10 kat artışla 837 milyar liraya yükselmiş. Buna karşılık kredilerin dağılımında tüketici kredileri ile imalat sanayine yatırıma verilen kredilerde önemli farklılaşmalar yaşanmış. Diğer iki kredi alanında tarım ve hizmetlerin payında ise önemli bir değişim yaşanmamış. 2003 yılında Bireysel krediler ve kredi kartlarının 82.9 milyarlık toplam içersindeki yüzde 7'lik payı 5 milyar 803 milyon iken, 2012 yılında 837 milyarlık toplam içersindeki payı yüzde 33.4 ile 55 kat artışla 279 milyar 558 milyon liraya yükselmiş. Buna karşılık 2003 yılında 82.9 milyarlık toplam kredinin 23 milyar 212 milyonluk yüzde 28'lik bölümüne sahip olan imalat sanayinin, 2012yılında toplam içersinde yüzde 19.2'ye gerileyen payına karşılık, ulaştığı 150 milyar 804 milyonluk büyüklük ve 6.5 kat artışa ulaşabildiğini ortaya koyuyor.
 
2003 yılında toplam içindeki payı yüzde 3.7 olan tarım kredileri 3 milyarın biraz üzerindeyken, 2012 yılında payı yüzde 4'e yükselirken toplamda kullanılan tarım kredileri de yaklaşık on kat artışla 33 milyar 480 milyon dolara yükselmiş durumda. 2003 yılında toplamda yüzde 33.4 pay ile 27 milyar 688 milyon olan Hizmetlerin kredi toplamı, 2013 yılında iki puanlık artışla 35.8'e yükselirken bu alandaki kredi toplamı 11 katlık artışla 299 milyar 446 milyon liraya ve en yüksek değere ulaşmış durumda.
 
Bu tabloya bağlı ortaya çıkan bir başka konu da hane halkının borçluluğundaki artış. Aynı dönemde hane halkının borçluluğu da 2003 yılında 8 milyar lira iken, 2012 yılında 35 kat artışla 284 milyar liraya yükselmiş durumda.
 
Peki, bu rakamlar bize ne söylüyor?
 
-İlk söylediği başlıkta yer alan "İrdelenmesi gereken bir olumsuzluk." İnsanların tüketime bağlı bir kredi kullanımına ağırlık verirken, yatırıma dönük kredi alanında o denli gelişme söz konusu olmamış. Bunda bireylerin tutumu kadar, bankaların kredi kullandırmadaki seçimleri de rol oynamış durumda.
 
-Kamu da büyümenin bir unsuru olarak iç tüketimdeki bu artıştan son yıllara kadar pek rahatsız olmadığı için bu alanda bir sınırlama talebinde bulunulmadı. 
 
-Bu tutumlar da yatırıma ve üretime dayalı bir kaynak kullanımını ve kredileri yeterince geliştirmezken, tüketime dayalı alanda frenlenmeyen bir kaynak ve kredi kullanıldığını ortaya koyuyor.
 
Ve bunun doğal sonucu bir şeyler yapılması gerektiği sonucuna bizi ulaştırıyor.
 
Peki ne bu "Yapılması gereken bir şeyler?"
Bir yandan tüketim iştahını geriletmek ve tüketici kredilerini dengede tutmak. Bir yandan da yatırım ve üretim iştahını artırıcı yeni kalkınma modeline uygun reformist politikaları hayata geçirmek.
 
Kamu yönetiminin de, iş dünyasının da, kredi kurumlarının da bu olumsuz sonuçları görüp arayış içinde olduklarına inanıyorum.
 
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar