İranlı kadın, erkekten "vize" almak zorunda

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN [email protected]

İranlı kadınlar, erkeklerin izni olmadan ülke dışına çıkamıyorlar. İran'ın ruhani lideri Hamaney'e göre kadın erkek eşitliği, "batı vizyonundaki en büyük hata". Cumhurbaşkanı Ruhani ise "Kadınların varlığından korkanlar, lütfen bu yanlış düşünceleri din ve İslam'la bağdaştırmasınlar" diyor.

Bundan birkaç hafta önce, 62 yaşındaki İranlı öğretmen Mahboubeh'in ülke dışına çıkması yasaklandı. Üç yıl önce kocasından ayrılan Mahboudeh, bu üç yılı "sürekli bir çatışma" olarak tanımlıyor. Boşanmak istemeyen kocası, intikam almak için Mahboudeh'in ülke dışına çıkmasını yasaklamış. Aynı çatı altında yaşamamalarına rağmen, kocası hayatını yönetmeye devam etmiş. Mahboubeh, Al-Monitor'a verdiği söyleşide, erkeklere çok fazla otorite veren bu sistemden bıktığını söylüyor. 

İranlı evli kadınlar, yaşları kaç olursa olsun, geçerli bir pasaport sahibi olsalar da, ülkeyi terk etmek için kocalarından izin almak zorundalar. Pasaport almak veya pasaport yenilemek için de koca izni şart. Hatta kadının pasaport alabilmesi, kocası tarafından engellenebiliyor. 
Bekar kadınlar için durum farklıydı, fakat 19 Kasım 2013 tarihinde kabul edilen bir yasa ile, bekar kadınların da, ülke dışına çıkmak için babalarından ya da ağabeylerinden izin almaları gerekiyor. Yani artık bekar kadınlar da, pasaport sahibi olsalar bile, yurtdışına çıkmak için erkeklerden izin almak zorundalar.

Bu yeni uygulama çok sayıda İranlı kadını, kadın hakları aktivistlerini ve az sayıdaki kadın parlamenteri harekete geçirdi. Parlamento üyeleri topu hükümete attı, hükümet ise eleştirileri kendi üstüne almadı.

Parlamento üyesi Mehdi Davatgari'nin ISNA haber ajansına yaptığı açıklama, İran'ın kadına bakış açısını net olarak ortaya koyuyor aslında. Davatgari, erkek izni olmadan, kadının ülke dışına çıkmasını engelleyen parlamento kararını büyük bir başarı olarak nitelendiriyor.  
Bir kadın parlamenter, İran dışına seyahat eden kadınların yüzde 75'inin uygunsuz hareket ettiğini, bu yüzden erkek onayı olmadan ülke dışına çıkmanın tehlikeli olabileceğini söylüyor.

Bir başka kadın parlamenter, bu tür yasaların kadınların güvenliğini korumak açısından yaşamsal önem taşıdığını savunuyor. Kadınlara uygulanan yasakların, kadınların yararına olduğunu söylüyor. Sonuçta İranlı kadın parlamenterlerin, erkeklerden farklı düşünmedikleri ortada.

Ülkenin dini lideri Ayetullah Ali Hamaney ile Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani de, kadının toplumdaki yeri ve kadın-erkek eşitliğine dair oldukça farklı bakış açıları sergiliyorlar.
Cumhurbaşkanı Ruhani, kadın erkek eşitliğinin önemine inanıyor ve cinsiyet ayrımcılığını kınıyor. "İslami değerlere göre kadın erkekten daha zayıf değildir" diyen Ruhani, kadınların toplumsal varlığını bir tehdit olarak görenleri sert bir dille eleştiriyor ve İran'ın bu konuda gidecek çok yolu olduğunu söylüyor. 

Ayetullah Ali Hamaney ise, kadın erkek eşitliğini, "batı vizyonundaki en büyük hata" olarak nitelendiriyor. Hamaney, iş ortamında veya yönetimde kadın-erkek eşitliği diye bir durumun kesinlikle söz konusu olmadığını söylerken, kadınlar hakkında bu yöndeki düşüncelerin sağlıklı ve mantıklı olmayacağını ifade ediyor. Hatta,  "Erkeğe ait olan bir iş, neden kadına verilsin? Erkeklere ait bir işi yapmak, kadınlara nasıl bir gurur verebilir ki? Kadınların bu konudaki duyarlılığı karşısında hayal kırıklığına uğruyorum" yorumlarını yapıyor.  Hamaney'e göre, kadının yeri ev; işi ise evi yönetmek. 
Hamaney, "Evde oturan kadın, huzur kaynağıdır; erkek için huzur kaynağıdır, çocuklar için huzur kaynağıdır. Eğer kadın kendi içinde akıl ve ruh huzuruna sahip değilse, ailesine de bu huzuru veremez. Aşağılanan, iş yerinde baskıya maruz kalan bir kadın, ev kadını olamaz; evin yöneticisi olamaz" derken, dönüp tekrar Ruhani'nin sözlerine kulak verelim; “Bugün kadınlarımız hayatın her alanında, erkeklerle eşit onur, bütünlük ve karaktere sahipler. Kadınların eşit fırsatlara ve sosyal haklara sahip olmaları gerekli. Toplumun yüzde 50'sini dışlamak mümkün mü? Evin, toplumun temeli olduğu doğrudur ve reform evde başlar. Ama toplumun yarısını görmezden gelerek, ülkede gerçek bir kalkınma ve büyüme sağlamamız mümkün değil. Bugün kadınlarımız kültürümüzün ve ekonomimizin her alanında varlık gösteriyorlar. Kur'an-ı Kerim, kadın ve erkeği yan yana görür. Kadınların varlığından ve mükemmelliğinden korkanlar, lütfen bu yanlış düşünceleri din ve İslam'la bağdaştırmasınlar."

 


 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar