İran’daki son gelişmelerin ulusal ve küresel etkileri
Gündem, İran ABD arasında başlatılan 6 ay ön denemeli, geri dönülebilir (reversable) bir süreçte kilitlendi. Ham petrolün ilk tepkilerdeki yükselişi sınırlı oldu. Yukarı yönlü ivmelenme üzerinde etkili olan İran’ın küresel dış ticaret açığını azaltıcı yönlü etkilerle geldi. Başta Türkiye olmak üzere Hindistan, Endonezya gibi petrol bağımlısı gelişerek, net enerji ithalatçısı olan ülkelerde tam bir sevinç kaynağına dönüştü. İsterseniz burada “küresel sistemik krizin” çıkış nedenlerini hatırlayalım:
1. Ölçüsüz finansal liberalizm kaldıraç etkinliğini öne çıkartan; CDS, CBO, CLO benzeri türev ürünler, denetimsizlik, yetki sorumluluk çelişkisi krizin 2008 Eylül’ündeki ilk yansımaları olarak yer alıyordu.
2. Küresel dış ticaretin akut karaktere bürünmüş dengesizlikleri.
3. Kur savaşı.
İster “kuruntu savaşı” ister “kör savaşı” deyin var mızrak çuvala girerse bu da gizlenebilecek bir gerçektir. Komplo teorilerinden ibaret değerlendirir iyimser olursunuz, sonu nereye varacağı bilinmez korumacılık çizgisinde durur; sürdürülebilir büyüme adına keskin bir inatlaşma, aynı gemide olduğunu unutma, üstün gelme kavgasıyla aşırı kötümserleşebilirsiniz.Gerçek şu ki, tüm ülkeler 20. ve 21. yüzyıl küresel rekabet mücadelesinde ayakta kalmaya zorundadırlar. İşte bu güdüyü sübjektiviteden biraz sıyrılıp, objektif eksende analiz edersek savaş ifadesi en çok uyan ifade olur gerçekten...
Dönelim küresel ham petrol beklentilerine. Sunum yönlü ABD ham petrol stoklarındaki değişimler en önemli gelişmelerdir. 15 Kasım 2013 ulusal stok durum raporuna göre, 3 aylık ortalamaların haftadan haftaya değişimleri Ekim’in ilk üç haftası ve Kasım’ın ilk üç haftasında sırasıyla; yüzde 0.027, 0.081, 0.119 ile yüzde 0.161, 0.195, 0.227 değişimleri yaşıyor.Değişimlerin 3 haftalık ortalaması Ekim’de yüzde 0.076, Kasım’da 0.195 şeklinde artışı işaret ediyor. Bu artışa sunum yönlü bir başka güncel gelişme olarak İran adımını da ekleyince ham petrol fiyatlarında yukarı yönlü baskı kaçınılmaz oluyor. Talep yönündeki olumlu etkiyse küresel büyüme eğilimlerinin bu yıl için aşağı yönde ve ülkeler bazında teker teker aşağı indirilmiş olmasıdır. Türkiye %3.5-%4, Çin %7-%7.5, Endonezya %5-%6 aralıklarına indirilmiş büyüme beklentileriyle, tüm gelişen ülkeler bazında belirginleşen yavaşlamayı yaşayacaklardır.
Peki, ham petroldeki bu düşüş neden sınırlı oldu? İsrail, Suriye İran ile ABD arasındaki ilişkinin düzelmesini istememektedir. Yine Çin ve Japonya İran üzerinde çelişen çıkarlarından ötürü karşı karşıya kalmış ham petrolün sert düşüşünü sınırlamıştır. Enerji bağımlısı ülkeyiz. Bu bağımlılık 55 ile 65 milyar dolar ödemeler dengesi açığı anlamına geliyor. Bizim için.İran’dan alınan ham petrolün tankerlerle taşınmak yerine, doğrudan boru hattı üzerinden taşınması, enerjinin rafineri teslim maliyetini aşağıya çekecektir. Tasarruf oranımız düşerken negatif reel faiz vererek körüklediğimiz tüketim, enerji bağımlılığımızı artırarak ham petrol ve doğalgaz fiyatlarına olan hassasiyetimizi artırdı. Enerjide doğalgaz at anlı koşarken; HES, linyit, yenilenebilir enerji üretimindeki payımız kaplumbağa yürüyüşünde kaldı.
Sonuçta doğalgaz dış alımlarım petrokimya, turizm dinamizmi ulaştırma, 2 katımız İran ekonomisi telekom hizmet ve altyapısı, gübre, inşaat altyapı gibi alanlarda olumlu etkilerle ulusal ekonomimizin damarlarında dolaşmaya başlayabilecektir.