İran
Ve sonunda İran’a yönelik ambargo kalktı… Bu cümle belki de pek çok ülke için heyecan verici bir nitelik taşıyor, ama bana sorarsanız en çok fırsat Türkiye için olmalı ve eminim olacak da. 80 milyona yakın insanın yaşadığı İran, M.Ö. 4000’li yıllara dayanan tarihi ile dünyanın en eski medeniyetlerinden bir tanesi. İran, uluslararası enerji güvenliği ve dünya ekonomisinde geniş petrol ve doğal gaz kaynakları sonucu önemli bir konuma sahiptir.
İran, bulunduğu konum itibarı ile de tarihin her anında jeostratejik bir öneme sahip olmuş ve bunu hep avantaja çevirmeye çalışmıştır.
2012 yılından bu yana, İran’ın nükleer tesislerin kullanımı konusundaki katı tutumu nedeniyle devam eden ambargolar, kısa bir süre önce dört ana madde ile kaldırıldı. Artık İran bu tesislerin kontrolüne izin verirken, tüm yatırımlarına tekrar sahip olabilmesi ve ticaretin de serbest hale gelebilmesi sözleşmenin ana ilkelerini oluşturuyor. Halen bir takım açık noktalar ve belirsizlikler olmasına rağmen, bilinen önemli gerçek, ambargoların kalkmış olduğudur. Asıl kritik konu, bundan sonra Türkiye için nasıl bir sürecin başlayacağı ve bu önemli pazarda nasıl ön alarak bunu avantaja çevirebileceğimizdir.
İlk atağı Birleşmiş Markalar Derneği yaptı ve 30 marka 1 Eylül’de İran’a gitme kararı aldı. Perakende sektörümüz için İran, son derece önemli bir fırsat. Uzunca bir süredir, bu sektörümüz yurtdışında pek çok noktada büyüme ve yeni mağazalar açma konusunda zaten önemli bir atakta, işte şimdi bu tecrübelerini yeni pazar olarak tabir edebileceğimiz İran’da hayata geçirebilmenin heyecanını yaşıyorlar. Yine plastik sektörümüzde İran’dan güvenli hammadde ithal edebilme konusunda bir adım atacaklarının sinyalini verirken, çelik sektörümüz ise, İran’a önemli miktarlarda ihracat yapılacağına işaret ediyor. İran ile ticari ilişkileri geliştirme çabaları içerisinde başlayacak olan en önemli projelerden birisi ise, İran-Türkiye sınırında ortak bir serbest bölge kurulması konusu.
Ülkemiz’de Van ile, sınırda yer alan İran’ın Hoy kentinde kurulacak serbest bölgede iki ülke açısından önemli avantajlar yer alıyor olacak. Daha geçen haftaki yazımda serbest bölgelerin ülkelere sağlayacağı avantajlardan söz etmiştim; böylesi bir proje iki ülkeye de önemli ölçüde ve ortak yararlar sağlayacaktır.
Elbette iki ülkenin gümrük kuralları arasında ciddi farklılıklar var ve bu farkların giderilmesi de çok kolay olmayacaktır. Ancak uyumlaştırılma çalışmalarının başladığını da biliyor olmak son derece sevindirici. Türkiye ile kıyaslandığında İran’da gerek işçilik, gerek enerji çok ucuz, dolayısı ile elbette bu durum kurulacak 'Serbest Bölge’ye gitmek isteyen Türk yatırımcılar için de önemli bir fırsat oluşturabilir, henüz haberi olmayan sanayicilerimizde belki bu yazıyı okuduktan sonra kurulacak olan serbest bölgeyi daha yakından takibe almaya başlayacaklardır.
Türkiye’nin, ambargo döneminde İran’a sırtını dönmemiş olması, bugün bizler için önemli bir fırsat oluşturmakta. Kara sınırımızın olması nedeniyle, Avrupa ve Afrika’dan Türkiye’ye gelen ticaret trafiği ve lojistik alandaki fırsatlar gelecek günlerde bizler için çok daha anlamlı ve değerli hale gelecek. Bugünkü yazımla sadece “duyduk duymadık demeyin” demeyi istedim, ilerleyen haftalarda sık sık İran ile olan ilişkilerimize yine değiniyor olacağım; zira bu konu bana göre şu anda en önemli gündemlerimizden biri olmak zorunda.