Irak’taki gelişmeler ve emtialar
Jeopolitik riskler ilk etapta enerji fiyatlarını artırıyor. Bu tip olaylar, güvenli liman olarak görülen altının fiyatını da yükseltiyor. Enerji ürünleriyle, altınla iyi korelasyon rakamlarına sahip emtiaların fiyatları da bir süre artıyor. Daha sonra temel faktörler etkili oluyor. Fiyatlardaki denge bulunuyor.
Irak’ta artan gerginlik altın fiyatını artırdı. Altının her yükseliş hareketinde olduğu gibi, bir heyecan oluştu. Büyük resmi analiz ederek başlayalım. Altın fiyatı iki yıldır düşüyor. Bu düşüş, uzun dönemli boğa(yükseliş) piyasasında bir düzeltme hareketi de olabilir. Ayı(düşüş) piyasası olarak da değerlendirilebilir. Ben 1525 dolar bölgesi düştükten sonra, altının ayı piyasasına girdiğini düşünüyorum. Bunun grafiksel açıdan bir izahı yok. Sadece bir gözlemdir. Fiyatın 1525 doların altına sarkmasıyla, büyük altın üreticileri türev enstrüman piyasalarında satış pozisyonları almaya başladılar. Fiyat düştükçe bu pozisyonları artırdılar. Üreticiler altında doğal olarak alım pozisyonunda olurlar. Fiyatın yükselmesi onlar açısından iyidir. Ancak kırılma noktaları vardır. 1525 dolar bölgesi bu kilometre taşlarından birisi olarak görülebilir. Şöyle bir düşünelim. Altın üreticileri, modern finans piyasalarının en önemli oyuncuları olan hedge fonlar(serbest fonlar), Amerikalı ve Avrupalı fiziki altın yatırımcıları satış pozisyonu alıyorlar. Geriye Asya ülkelerinin fiziksel altın talebi kalıyor. Asyalılar da 1180 dolar bölgesinden sonra belirgin alımlar yapmadılar. Altın deyim yerindeyse ‘‘sahipsiz’’ kaldı. Son haftalardaki fiyat hareketlerine bakıldığında, 1240 dolar bölgesi fiyatı destekliyor. Burası grafiksel açıdan kritik bir öneme sahip değil. Bu bölgede, Hindistan kaynaklı bazı alımlar oldu. Öte yandan, ABD’nin bu bölgedeki fiziksel altın talebi sürprizdir. ABD kaynaklı alımları biraz daha izlemek gerekebilir. Bu alımların kalıcı olduğunu düşünmüyorum. Amerikalı ve Avrupalı yatırımcıların yatırım talebinin artması için, yeni unsurların devreye girmesi gerekiyor. Jeopolitik olaylar fiyata bir süre destek veriyor. Ancak bu olaylara güvenerek, alım veya satım yönünde büyük pozisyonlar açmak her zaman risklidir. Bir gün IŞİD’in Bağdat’a çok yaklaştığı haberi gelir. Endişeler artar. Petrol ve altın fiyatları yükselir. Ertesi gün, ABD’nin müdahale konusunda İran’la iş birliği yapacağı haberi konuşulur. Fiyatlar gevşer. Ukrayna- Rusya gerginliğinin zirve yaptığı dönemde de bunlar görüldü. Altın 1400 dolara dayandı. Tedirginlik azaldı. 1240 dolara kadar düştü. Mevcut hareketler, piyasa profesyonellerinin farklı enstrümanlarla para kazanabileceği cinstendir. Küçük yatırımcı zorlanabilir. Bu nedenle günlük hareketlerden ziyade, orta döneme yönelik düşünmek küçük yatırımcı açısından daha rasyonel bir davranış biçimi olabilir. Yukarı hareketin devamı için, 1280 dolar bölgesinin kalıcı olarak kırılması gerekiyor. Bunun dışında, en başta altın üreticilerinin yaklaşımı değişmeden yeni bir boğa piyasasının başlaması zordur.
Petroldeki yükselişte, Irak’ta yaşananlar ana neden olarak gösterilebilir. IŞİD’in bazı petrol bölgelerini ele geçirmesinin fiyatlara yansımasıdır. Diğer taraftan, Çin’in petrol talebinin son dönemde artması gibi gözden kaçan konular da var. Ekonomisi bir önceki seneye göre hız kesmesine rağmen, petrol talebi son dönemde artıyor. Bu, Çin’in stratejik petrol rezervlerini artırdığı anlamına geliyor. ABD’nin stratejik petrol rezervinin 730 milyon varil olduğu düşünülürse, Çin’in buna yakın bir rezerve sahip olmak istemesi normaldir. 730 milyon varillik rezerv, Çin’in üç aylık ithalatına karşılık geliyor. Bu gelişmelerin yanı sıra, OPEC(Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü) günlük tavan üretimini artırmadı. Otuz milyon varilde tuttu. Libya’nın petrol üretimi hala çok düşük. İran nükleer program konusunda henüz anlaşmaya varmadı. OPEC bunlara rağmen günlük üretimini sabit tutuyor. Bu da fiyatı destekleyen etkenler arasındadır.
Küresel ekonomi açısından önemli bir gösterge olan bakır, emtialarla ilgili son yazımızda belirttiğimiz bant içinde hareket ediyor. Petrol fiyatının artması, global ekonomi açısından negatif bir durumdur. Bu durumda bakırın atakları sınırlı kalıyor. Satış baskısı artıyor. Ek olarak, bir süredir bakırda alım yapan hedge fonlar bu pozisyonlarını ciddi şekilde azalttılar. Bakırda üç dolar seviyesini her yatırımcı takip etmelidir. Bu bölgenin düşmesi, dünya ekonomisine yönelik beklentiler açısından da önemlidir.
Gümüş zaman zaman endüstriyel metal kontenjanından bakırın peşine takılıyor. Bazen de kıymetli metal özelliğiyle altınla birlikte hareket ediyor. Gümüşün eski günlerine dönmesi için, global büyüme rakamının artması lazım. Dünyada enfl asyonist baskının oluşması gerekiyor. Bunların dışında, hedge fonların gümüşte net satış pozisyonunda olduklarını vurgulayalım. Gümüşteki yükselişler, satış pozisyonlarının kapatılmasından kaynaklanıyor. Yeni alım pozisyonları pek açılmıyor. Bu sebeplerle, yükselişler satış fırsatı olarak değerlendirilebilir.