Irak'a çimento ihracatımıza İran darbesi
Çimento sektör temsilcileri son 5 yılda hızla kapasite artıran 30 milyon tondan 100 milyon tona çıkan İran çimento sanayiinin bunun 60 milyon tonunu iç tüketime verirken, kalanıyla yakın ülke pazarlarında rekabetçi dış satıma yöneldiğini söylüyorlar. Bunun sonucunda Irak pazarında bizim çimentocularımızın ihracatında son yıllarda büyük gerileme yaşandığını ve bu ülkeye ihracatımızın durma noktasına geldiğini belirtiyorlar. Irak’a ihracatımızın 2012 yılında yüzde 10, 2013 yılında yüzde 8 azaldıktan sonra, 2014 yılında yüzde 30 gerilediği bilgisini veriyorlar. Bu gelişmelere bağlı olarak 4-5 yıl öncesinde 5 milyon ton olan Irak pazarına çimento ihracatımız, İran’ın sert rekabeti sonucunda durma noktasına gelmiş durumda olduğunu söylüyorlar.
Sektör temsilcileri İran’ın P5 +1 ülkelerinin İranla nükleer enerji alanında uzlaşmaları ve ticari ambargoyu kademeli olarak kaldırmasının İran’ın çimento gibi avantajlı olduğu sektörlerde komşu ülke pazarlarında Türkiye’nin mevcut ülke pazarlarında rekabetçiliğini artıracağını, Irak pazarındaki gelişmenin buna örnek olduğunu belirtiyorlar. Ayrıca, İran ile ülkemiz arasında 1 Ocak’ta yürürlüğe giren Tercihli Ticaret Anlaşması nedeniyle, karşılıklı vergi indirimi ve taşımacılık avantajlarına bağlı olarak, Doğu Anadolu, Güney Anadolu, Doğu Akdeniz ve Doğu Karadeniz bölgelerimizde de İran çimentosunun ülkemizde de daha rekabetçi olabileceği sektör temsilcilerince öne sürülüyor. Bu risk karşısında önlem alınması isteniyor.
Sektör temsilcileri bu gelişme karşısında atıl kapasite bulunan çimento sektöründe satın almalar ve birleşmelerle yeni bir konsolidasyon dönemi yaşanabileceğini, iflasların ise uzak olasılık olduğunu belirtiyorlar. Hükümetten üç önlem alması istenerek bunları şöyle sıralıyorlar:
• İran’dan ve diğer ülkelerden çimento ithalatlarda fiyat oluşumlarına hassas davranılmalı, kalite standartları denetimi yapılmalı ve kayıt dışılığa izin verilmemelidir.
• Özellikle kamu altyapı yatırımları ve inşaat sektörü canlı tutularak çimento iç talebi desteklenmeli. Yerli çimento kullanımına öncelik verilmelidir.
• Çimento fabrikalarının karşılaştığı yüksek enerji, çevre, atık maliyetlerini azaltma projeleri ile firmaların enerji verimliliği projelerinin özendirilip desteklenmesi teşvik edilmelidir.
Bunlarla üretimde elektrik ve yakıt giderlerinin yüzde 62.5 seviyesinde olan çimento sanayiinde girdi toplam maliyetini aşağıya çekilmesi öneriliyor.
Çimento sanayiinin ülkemiz açısından önemi de şu verilerle ortaya çıkıyor. Türkiye çimento ihracatında büyüklükte Çin’in ardından ikinci sırada yer alıyor. Avrupa’da çimento üretiminde ve ihracatında ilk sırada. Dünya çimento üretim ve tüketimin de ise 7. sırada. Bu tablodaki yerimizi kaybetmememiz için sektör temsilcilerinin önerilerini hayata geçirmemiz zorunludur.