Irak

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI [email protected]

Irak'ın güneyinde, doğusunda, batısında olduğu gibi kuzeyinde de Türk ürünleri tercih ediliyordu.

Erbil'de, Duhok'ta, Musul'da, Kerkük'te, Zaho'da, Karavole'de, Amediye'de, Telafer'de Türk markaları boy gösteriyordu.

Batılı sanayi devlerinin tüm girişimlerine rağmen, pazarın tamamında maçlar Türk ürünlerinin liderliğinde oynanıyordu.

Halkın tercihi, liderlerin tercihi karşısında galip geliyordu.

* * *

Dün itibariyle, liderler de bir arada.

* * *

Irak'ın Türk sanayici ve ihracatçısının en önemli pazarlarından biri haline gelmesinin sırrı neydi?

Sanayisi gelişmiş ülkeler Mısır, İran, Lübnan, Ürdün, Suriye, Arabistan, Kuveyt üzerinden bu pazara girip mal satmaya çalışırken; Türk üreticilere her türlü zorluk (siyasi, ekonomik…) çıkartılırken; nasıl oldu da bu görkemli pazarı Türkler ele geçirdi?

 * * *

Bu sırrın aktörleri:

Yıllardır devam eden kargaşa döneminde, elinde çantasıyla kent kent gezip, pazarlama yapan; şubeler açmak için bölgede ortaklar arayan; üretimini devam ettirmek, işçisine maaşını gününde ödemek adına en güvenilmez adama dahi güvenip riskler alan; gönderdiği ürünlerin ödemesinde yaşanan gecikmelere rağmen pazarı kaybetmemek adına bölgenin taleplerini karşılamaya devam eden üreticilerimiz.

Bazen "Barzani'nin ortağı", bazen "Talabani'nin ortağı", bazen "PKK'ya para aktaran şirket" yaftalarıyla işinden soğutulmaya çalışılan, 'bizim' üreticilerimiz.

 * * *

Geçtiğimiz yıl Gaziantep'te düzenlenen Bağdat Uluslararası Fuarı'nda Türk ve Iraklı sanayicilerle konuşma fırsatı bulmuştum.

2011 yılı için 20 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefini ortaya koyan sanayicilerle…

Türk dostumuz anlatmıştı: "Irak'ta 4 tane şubem var. Ürünlerimin yüzde 80'ini bu şubeler aracılığıyla Irak'ta satıyorum. Hem para kazanıyorum, hem vergi veriyorum, hem çalıştırdığım yüzlerce işçi dolayısıyla para kazandırıyorum. Ama bana, Kuzey Irak'ta mal satıyorum diye "Barzani'nin ortağı" yaftası yapıştırılacak, toplum içerisine çıkmam engellenecekse, üretimi durdurup, fabrikamı satmaya hazırım ya da Kuzey Irak pazarından çekilirim ki ben çekilirsem yerime mal satmak isteyen binlerce yabancı firmanın olduğunu biliyorum."

 * * *

Erbil ve Zaho'da ün yapmış restoranlara sahip Iraklı dostumuz ise yemeklerinin kalitesinden ve lezzetinden bahsetmişti. 

İşin sırrını sorunca, "Yemeklerimizde 'hakiki yağ' kullanıyoruz" demiş, hakiki yağın ne anlama geldiği yönündeki soru işaretlerini ise "Unat yağ. Gaziantep'ten alıyoruz. Irak'ta büyük restoranlar bu yağı kullanır" cevabıyla gidermişti.

 * * *

Fuarın son günü yine Iraklı bir grupla sohbet ederken çaylar gelmişti.

Iraklı dostlarımızın çayı içemediğini görünce, sebebini sormuş, "Biz Irak'ta Mahmut Çay'dan başkasını içemiyoruz. Damağımız ona alıştı" cevabıyla, şaşkınlıklarımıza bir yenisi daha eklenmişti.

Nedeni, Mahmut Çay'ın da Gaziantep'ten çıkan bir marka olmasıydı.  

 * * *

Önceki gün yine Gaziantep'teydim.

Yıllardır yazıp çizdiğim, anlamsız korkular nedeniyle gerçekleştirilemeyen 'Suriye açılımı' ve vizesiz geçişin bölgede yarattığı heyecana yerinde şahit oldum.

İhracat sıralamasında üst sıralarda yer alan büyüğüm anlatıyor, "Yıllarca anlattık. Sen de yıllarca yazdın. O yıllarda bu adım atılsaydı, şu anda 10 yıl öndeydik. Önyargılarla, korkularla bir yere varamayız. Varamadık da. Bölge ülkelerinde 'teknoloji', 'kalite' ve 'ucuzluk' deyince akla ilk gelen Türk malları iken, bu fırsatı değerlendiremedik. İnşallah bazılarının boş adım olarak lanse etmeye çalıştığı bu adımlar bir başlangıç olur."

Irak'ı sorunca, "Korkular ve baskılar nedeniyle hatalarımız devam ediyor. Mesela, Irak'a işlenmiş petrol ürünlerini gönderemiyoruz. Yine 'korku' nedeniyle uyguladığımız 'yasak' sayesinde motorini, benzini, yağı diğer komşu ülkelerden alıyorlar. O ürünlerin Türk ürünlerine göre çok çok kalitesiz olduğunu ve bu ürünleri de Türkiye'den almak istediklerini söylüyorlar. Bu ürünlerin ihracatını denetimi artırmak koşuluyla serbest bırakmalıyız. Bunun serbest bırakılması demek 10 bin kamyoncunun iş bulması, bölgenin hareketlenmesi, esnafın para kazanması, dağa çıkacak adam sayısının geri çekilmesi demek."

* * *

Ticaretin kuralıdır 'risk'.

Şimdi almazsak, yarın geç olabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Refleks (2) 27 Ağustos 2024
Refleks 26 Ağustos 2024
“Durduk yere” mi oldu? 21 Ağustos 2024