İpek yolunda ticaret ve gümrük

Hasan AKDOĞAN
Hasan AKDOĞAN GÜMRÜK VE DIŞ TİCARET [email protected]

 

Geçen ay 'İpek Yolu Ülkeleri Arasındaki Ticaretin Kolaylaştırılması Ve Geliştirilmesinde Gümrük İdarelerinin Rolü' konulu ' uluslararası forum yapıldı. Ki, bu konudaki 5. formdu. Basında yeterince yer bulamadı ama önemini önümüzdeki yıllarda anlamak kaçınılmaz olur.
Nasıl anlaşılmasın ki; bugün yaklaşık 30 trilyon dolar olan dünya toplam dış ticaret hacminin yüzde 22'sini İpek Yolu ülkeleri gerçekleştiriyor. Son 10 yılda bu ülkelerin ticaret hacmi 4 katına çıkmış bulunuyor. Bu gerçekler Türkiye'nin hareketlenmesini zorunlu kılıyor. İpekyolu Projesi bu çalışmalardan biri. 
Proje kapsamındaki formda konuşma yapan Gümrük ve Ticaret Bakanı Sayın Hayati Yazıcı'ya kulak verelim. 
Ne diyor Sayın Yazıcı;"..İpek Yolu projesi, tarihten bu yana kadim dostluklar kurmuş olan ülkelerin yeniden daha güçlü bağlarla bir araya gelmesine vesile olacaktır. Tarihi İpek Yolu güzergahında bulunan, Çin, Azerbaycan, Hindistan, Irak, İran, Kazakistan, Kırgızistan, Moğolistan, Özbekistan, Pakistan, Rusya, Suriye, Tacikistan, Güney Kore, Afganistan, Gürcistan ve Türkiye dün olduğu gibi bugün de, dostluk ve ticaret bağlarını sımsıkı devam ettirmelidir. Bu coğrafya, tarihteki önemine paralel olarak, son yıllarda önemli bir ticari ve ekonomik merkeze dönüşmektedir. Bu dönüşümün bölge ülkeleri tarafından işbirliği içinde yönetilmesi, azami faydanın elde edilmesi için son derece önemlidir. 'Ticari hizmetlerde 2010 yılında Avrupa ihracatı yüzde 3 büyürken, Asya kıtasının ihracatı yüzde 22 büyüdü. IMF'in tahminlerine göre 2012 yılında en iyi büyüme performansı Asya ülkelerinden gelecektir. Beklenen büyüme oranı yüzde 8'dir. İpek Yolu ülkeleri olarak bu aşamada öncelikle gümrük geçiş noktalarına önem vermek mec-buriyetindeyiz. Proje, İpek Yolu güzergahındaki doğu-batı hattını oluşturan ülkelerle sınırlı değil, Avrupa ve Asya'yı Afrika'ya bağlayan ve çok modlu taşımacılığı içeren kuzey-güney hatlarını da içeriyor. Dolayısıyla bu toplantıda hazır bulunan Ukrayna, Mısır, Sırbistan, İtalya, Bulgaristan, Litvanya, Beyaz Rusya ile birlikte diğer AB üyesi olan ve olmayan ülkeler ile Birleşmiş Milletler, Dünya Gümrük Örgütü, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, IRU, Türk Konseyi, TRACECA gibi uluslararası örgütler ve kuruluşların bu projenin bir parçası olması en büyük temennimizdir.''
Yazıcı, bölge potansiyelinin önündeki engelleri kaldırmak ve sınırlardaki beklemelerin olumsuz etkilerini gidermek üzere Türkiye'nin önerdiği ''Eylem Planı''nın kabul edildiği bilgisini de verdi.
Gazetemizde sekiz hafta boyunca yayınladığım yazılarımda, Çin Halk Cumhuriyeti'ndeki gelişmeleri yakından göstermeye çalıştım ve yerinde yaptığımız incelemeleri/çalıştayları kitap haline getirdim. Bu çalışmalarım; İpek Yolu'nun başlangıcını oluşturan Çin'in komşu ülkeler ve İpek Yolu üzerinde bulunan ülkeler ile ticaretinin nasıl geliştiğine ışık tuttum.
Şurası bir gerçek ki; uluslararası liberal ekonominin de önünü açabilecek ve hatta krizlerden uzunca bir süre koruyabilecek olan reçete İpek Yolu ülkelerinde yazılabilir. Bu bir öngörü olarak görülebilir ama kapitalist sistemin açmazlara düştüğü tarihsel bunalımları bir bir göz önüne getirdiğimizde bu öngörünün haksız olmadığı anlaşılabilir.
2013 yılı Çin'de Türkiye yılı olarak kutlanacak. Hem ticari hem de kültürel yeni açılımların olması kaçınılmazdır. Kuşkusuz siyasi yapılar da yakınlaşma içine girerler. Şirketlerimizin bu durumları lehlerine çevirebilmelerine olanak sağlayacak koşullar mevcuttur, dünyanın 500 büyük holdinginden 287'sinin bu ülkede üretim yapıyor olması dikkate alındığında Türk şirketlerinin çok geç kaldıkları söylenebilir. Ancak; geleceğe yönelik perspektiflere bakıldığında geç kalmanın dezavantajı hızlı bir şekilde kaldırılabilir. İpek Yolu ülkeleri ile ticarette gerek benden gerekse bu isimle faaliyet gösteren TÜÇİDER'den her zaman bilgi alınma imkanı vardır. Yeter ki, ülke menfaatlerini bağdaştıralım.
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar