İnternette ünlü olmayın
Kişisel mahremiyeti dert edinen küçük bir azınlık kaldı sanki. Artık herkes kendisi, ailesi ve yakın çevresi hakkında daha fazla bilgiyi çekincesiz paylaşıyor. Eskiden çoğu gizli olan Facebook profillerinde de durum değişti. Büyük bir rahatlıkla kullanıcılar tüm düşüncelerini, isyanlarını ve anlık öfkelerini yazıya döküyorlar; hiç tanımadıkları kişiler ile laf kavgasına giriyorlar. Ve tüm bunlar olup biterken arama motorları tüm bu internet geçmişinizi arşivlerine atıyor.
Geçtiğimiz yıl üç farklı okur ve tanıdığım, Google’un arama indeksinden nasıl çıkabileceklerini sormuşlardı. Kiminin hakkında yanlış bir haber, lehine sonuçlandığı halde tuhaf bir davadaki zanlı konumunun bilgisi, diğeri de internetin popüler forumlarında yaptığı bir ağız dalaşının ceremesini çekiyordu. Eğer benim ki çok genel bir isminiz varsa sorun değil, yapılan aramalarda bol bol adaşınız çıkıyor. Ancak nevi şahsına münhasır bir ad soyad taşıyorsanız, ilk aramada bilgilerinize ve tüm online geçmişinize ulaşmak mümkün. Ve ne yazık ki şu anda bu bilgilerin silinmesi çok çok zor görünüyor.
Geçtiğimiz hafta gözüme ilişen bir haber, konunun aslında çok da önemsiz olmadığını ve kimi ülkelerde çok daha fazla dillendirildiğini gösterdi. İçime biraz su serpildi. Demek ki halen kişisel mahremiyetine önem veren ve bu konularda kamu otoriteleri nezdinde çalışmalar yaptırtan toplumlar var.
Avrupa Birliği Adalet Divanı aldığı kararla, bundan sonra isteyen kişiler arama motoru sonuçlarında isimlerinin çıkarılmasını talep edebilecekler. Arama motoru servis sağlayıcı kişilerin bu taleplerini inceleyecek, ancak bir kamu yararı yok ise sayfaları listelemeye bırakacak. Bu kanunla beraber artık daha önceden haksız bir şekilde internette linçe uğramış ve tüm aramalarda bu geçmişi görünen kişiler bir anlamda sicillerini temizleyebilecekler. Ancak kanun halen tüm internet geçmişinizi silme hakkı tanımıyor.
Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın vermiş olduğu bu karar sonrasında tartışmalar da başlamış durumda. Pek çok organizasyon bunun aynı zamanda bir internet sansürüne yol açacağını ve ifade özgürlüğünü kısıtlayacağını söylüyor. Google tarafından yapılan açıklama da bu yönde. Ancak şu bir gerçek ki kişisel hayatlarının her anını internette paylaşmaktan geri kalmayan bambaşka bir nesil geliyor. Belki bu Adalet Divanı’nın gelecekteki yeni üyeleri, bambaşka bir fikre sahip olacaklar. Doğrusu ben şimdiden gelecekte karar verici olacak olan liderlerin, yöneticilerin, bürokratların, sosyal ağ geçmişlerini ne yapacaklarını merak ediyorum.