İnternette sahte haber

Edip Emil ÖYMEN
Edip Emil ÖYMEN YENİLEŞİM [email protected]

Amerikalı sanatçı Orson Welles, ABD’de 30 Ekim 1938’de, Mars’lıların dünyaya saldırdığına dair bir radyo tiyatrosu yayınladı. Radyoda “olayı” duyanlar bunu gerçek sanıp sokağa fırladı. Ülke çapında panik çıktı. Sonradan yapılan hesaplara göre 6 milyon kişi radyo tiyatrosunu dinlemiş. En az 1.2 milyon kişi “gerçekten çok korkmuş.” 

Bu, radyonun 1930’lardaki “gücü” konusunda bir örnek. İletişim tarihinde, üzerinde en çok yorum yapılmış bir olay. O günlerden bugünlere, insan ruhu ve yapısı değişmedi. Temel algı mekanizmalarında bir fark olmadı. Ama teknoloji değişti. Bugün “gerçekliği” anlama koşullarımız daha zor: Nasıl güveneceğimizi bilemediğimiz çok sayıda ileti dağıtım kanalımız yüzünden... Radyolu 1930’larda henüz TV yoktu. Bugün herşey var. Bu herşeyin içinden, hem gerçek hem sahte bilgi akıyor. En yeni örnek, geçen haftadan: World News Daily Report sitesinde, Beatles’ın hayatta olan iki üyesinden Paul McCartney’nin meğerse taa 45 yıl önce 9 Kasım 1966’da trafik kazasında öldüğü duyuruldu. Meğerse, yerine bir “benzeri” geçirilmiş? Bu bilgileri, Hollywood Inquirer dergisinde yayınlanan mülakatında, diğer Beatles üyesi Ringo Starr vermiş. Sanat dünyası bu haberle çalkalandı. McCartney çünkü, hâlâ faal, turnelere çıkan, magazin sayfalarının müdavimi 70’lik genç bir arkadaş. Ama kimse, World News Daily Report’un, uydurma haber sitesi olduğunu idrak edemedi. 

Sonuç? McCartney hayatta. Ringo öyle bir mülakat vermemiş. Hollywood Inquirer diye bir dergi yok. Zaten Amerikanca yazımda “Enquirer” olması gerekiyor... İnternette gerçek bilgi de var, sahte bilgi de... Ayırdına varamayan için hayat zor. Bizden bir örnek: Nobel ödüllü iktisatçı Paul Krugman’ın, “Türkiye, diğer bazı ülkelerle birlikte ifl as edebilir” dediği, 17 Nisan 2009’da Türk sitelerinde çıktı. Ertesi gün basında... 

Haberde bütün önemli unsurlar vardı: Çok önemli bir iktisatçı. Türkiye’den ismen söz etmiş. Öngörüde bulunmuş. 2008 krizini de öngörmüştü. Bu nedenle, hakkımızdaki düşüncesi gayet önemli. Haberin uydurma olduğunu NTV saptadı. ABD’deki muhabiri Krugman’ı aradı. Adamcağız, “Genel rakamlar dışında Türkiye hakkında hiçbir bilgim yok” dedi. İyi güzel de bu “haber” nasıl çıktı? Şöyle: Amerikan Dışişleri Bakanlığı, yabancı gazetecilere verdiği olağan brifinglerden birine Paul Krugman’ı davet eder. Konuşması ve soru-yanıtlar, bakanlığın web sitesinde yayınlanır. İçinde Türkiye sözcüğü geçmeyen bu konuşmaya “birisi” Türkiye sözcüğünü koyup, Türkiye’ye üfl er. Bizim gazetelerin internet siteleri haberi hop kapar. Doğru mu eğri mi bakmadan. Benzer bir durum 14 Nisan 2002’de de yaşandı: New York Times yazarlarından William Safire, Türkiye hakkında, hem de RTÜK’le ilgili bir makale yayınlamış? Ama nasıl olur? Yazarın konularına ve stiline hiç uymuyor? Varsın uymasın. Halen medyamızda önemli pozisyondaki iki yazar, bu makaleyi hemen yorumladılar. Bunlardan biri, sonra durumu fark edip hatasını düzeltti. Diğeri, ancak ikinci yorumunu da yazdıktan sonra Safire’ın böyle bir yazısı “olmadığını” anlayıp, okurdan özür diledi. Aslında, internette sahtecilik; merakla, bilgiyle, görgüyle çözülemeyecek kadar zor olabilir. Akademisyenlerin ve Google’ın yenilikçi çözüm çabaları var ama başka bir yazı konusu.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Hollywood’a yapay zekâ 02 Ağustos 2019