İnternet dergilerin yerini tutabilir mi?

Murat YILDIZ
Murat YILDIZ TEKNO STRATEJİ [email protected]

2012 yılından bu yanan tablet dergilerine ödül dağıtan America’s National Magazine Awards Komitesi bu sene tabletleri kategori olarak çıkardığını duyurdu. Gazetecilik profesörü Aileen Gallagher’a göre durum şu: “Dergi endüstrisi, hızlı kaybolan tirajları desteklemek için bu heyecan verici yeni platformu daha çok basılı yayınların replikası olarak kullandı. Daha maliyetli olan yenilikçi yaklaşımlar ise işi kurtarmıyordu.”

Amerika’nın en saygın dergicilik ödüllerinde tablet kategorisini 3 yıldır üst üstte aynı marka kazandı. 2016 yılından itibaren de verilmeyecek. Damdan düşer gibi giriş oldu ancak köşeyi takip edenler bir önceki yazımda yayıncılığa tabetlerden ziyade sosyal medyanın etkisi olduğundan bahsetmiştim. Peki yayıncılar neden bu yeni medyaya hızlı giriş yapamadılar ve neden basılı versiyonlarda sıkışıp kaldılar? Daha da önemlisi, sosyal medya ya da genel olarak dijital yayıncılık geleneksel modellerin yerini tam olarak tutar mı?

Filmin sonunu hızlıca söyleyeyim. Maalesef tutmayacak gibi görünüyor. Nedenini bir örnekle açıklayalım. Geçtiğimiz hafta bir kontrol için uğradığımız klinikte “Türkiyemiz” dergisinin 1991 yılına ait sayılarını masada buldum. Bir bankanın sponsorluğunda yayınlanmış olan dergi, halen keyifle okunabilir kültür sanat içeriğine sahip. Etkinlikler, şehir tanıtımları, sanatçılar ile röportajlar vb. konuları halen güncel bir araştırma gibi okumanız mümkün. Bu dergiler kağıt ömürleri yettiği müddetçe ilk günkü kadar keyifle okunacak içeriğe sahip. 

Dijital dünyada ise her şey anlık olarak tüketilip atılıyor. Tüm dünyayı kasıp kavurduktan sonra Türkiye’ye de gelen liste çılgınlığı sayesinde 10 maddelik kısa listeler ile baştan savma içerik hazırlanıyor. Aylarca uğraşılıp hazırlanan kapsamlı makaleler ile süslü dergilerin yanında bu siteler okumaya yeni başlayan çocukların eğlencesi kıvamında kalıyor. 

Dergiciliğin doyurucu, uzun meşakkatler sonucu hazırlanmış nitelikli içeriğini sosyal ağlarda veya genel olarak web yayıncılığında bulmak mümkün değil. 

Tüm bu sebeplerden dolayı, geçtiğimiz hafta sorduğumuz “dijital yayıncılık geleneksel yayıncılığın yerini tutabilir mi?” sorusuna şu cevabı verebiliriz: Habere hızlı ulaşmak konusunda lider olmakla birlikte, bu yayıncılık modeli araştırmayı, sorgulamayı ve detaya inmeyi okurun kendisine bırakıyor. Tabletlerde ise durum biraz daha karışık. Tablet kullanıcıları arasında yapılan araştırmaya göre özellikle iPad’de dergi okuma önceliği 11. sırada. Üstelik bunu yalnızca tablet kullanıcılarının %6’sı yapıyor. Çünkü elinizde tuttuğunuz bu mobil cihaz internette sörf yapmaya, sosyal medya ile iletişim kurmaya veya video içeriği tüketmeye daha uygun bir yapıya sahip. Bu açıdan bakıldığında sıralamanın üçü bizi şaşırtmıyor. iPad kullanıcılarının %64’ü internette gezinmek, %44’ü Facebook hesaplarını kontrol etmek, %43’ü ise oyun oynamayı önceliklendiriyor. 

Uzun sözün kısası, bir zamanlar araştırmayı yayıncılığın lideri olan dergilerin tablet yolculukları pek keyifli gitmedi ve giderek bu alandaki varlıklarını azaltmaya devam ediyorlar. Kendi alanında özel bir okur kitlesine sahip olan dergilerin uzun bir süre daha basılı yayıncılığa devam edeceklerini söylemek mümkün. Genel olarak dergi nüfusundaki azalma sayesinde de reklamlar daha konsolide olacak ve kalanların yaşam ömürlerini bir süre daha uzatacaktır. Ancak aynı şeyi web yayıncılığı için söylemek mümkün değil. Çeşitliliğin bu kadar arttığı, tıklama kazanmak için rekabetin giderek seviyesini düşürdüğü ve yenilikçi yaklaşımların çok da kabul görmediği bir ortamdan şu anda hiçbir yayıncı memnun değil. 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Yerli ve milli teknoloji 25 Mayıs 2019