İnternet 1995 - 2015
İnternet, Türkiye’ye 1986’da Ege Üniversitesi vasıtasıyla Avrupa Akademik ve Araştırma Ağı (EARN) ile girdi. Ülkemizde araştırma ağı alt yapısını oluşturmak amacıyla Ege’de Türkiye Üniversiteler ve Araştırma Kurumu Ağları (TÜVAKA) kuruldu. Dönemin büyük üniversiteleri bu yolla Avrupa Araştırma ve Eğitim Ağı Birliği’ne (EARN) ve New York City Üniversitesi ile Yale Üniversitesi ortak ağı BİTNET’e bağlandılar. O dönemde internet kullanımı üniversiteyle sınırlıydı. Buna rağmen kapasite
www sistemiyle, 12 Nisan 1993’te ODTÜ ile Ankara-Washington arasında ilk kez internet bağlantısı sağlandı. Aynı yıl ODTÜ ve Bilkent, web sitelerini yayına açtı. 1994’te kurumlara ve firmalara internet hesapları verilmeye başlandı. İlk internet servis sağlayıcısı “tr. net” hizmete girdi.
Meraklılarla bazı şirketler ilk internet aboneleri oldular. Ama, internetin “halka inmesi” için 25 Ağustos 1995’e kadar beklemek gerekti. O akşam, Taksim’de AKM otoparkında kurulan ekranda Bill Gates, Windows 95’i sohbet kralı Jay Leno’yla birlikte tanıttı. Yayın hayatına geçeli bir kaç yıl olan özel televizyonlarımız canlı yayınladı.
Türkiye, “internet devrimi”ne hızla katıldı. Gütenberg’in matbaasını Osmanlı Türkleri 273 yıl gecikmeyle 1729’dan itibaren zar zor kullanmaya başlamışken internette böyle olmadı. (İstanbul, Selanik, Halep’te Yahudi, Rum, Ermenilerin 1494-1729 arasında 37 matbaası vardı).
Windows 95 bir milat oldu
İnternete bakış açısı, ondan öncesi ve ondan sonrası olarak siyah- beyaz ayrılıyor. Önceleri, internetin, herkes tarafından bedava kullanılacak yenilikçi bir araç olduğu inancı egemendi. O yıllarda Türkiye’de adı sadece bilenlerin bildiği internet öncüleri, uygulamadan “para kazanmayı” düşünmüyordu. Bu öncülere göre internet, insanlığın ortak kullanımına bedava sunulmalıydı:
■ Tim Berners-Lee, www sistemini oluşturdu, geliştirdi. Patentini bile almadı. Şimdi 60 yaşında. Amerikan Bilimler Akademisi üyesi. Kendi vakfı var. İnternetin “vicdanı” olmaya devam ediyor.
■ Steward Brand, dünyanın ilk bilgi kataloğunu (Whole Earth Catalogue) 1968’de oluşturdu. Sürekli güncelleyerek bedava sundu. Bunu, öncü internete 1985’te The Well (Kuyu) adıyla taşıdı. Yine bedava. Brand 75 yaşında. Halen The Well’in ve The Long Now vakfının başında.
■ John Perry Barlow, Siberuzay Bağımsızlık Bildirgesi yazarı olarak tanındı. İnternetin sansürlenemeyeceğini, hükümetlerden bağımsız olacağını savundu. Özgürlükçü ilkelerin öncüsüydü. 8 Şubat 1996’da Davos’ta Dünya Ekonomik Forumu’nda ilan ettiği bildirge, bugün sansür, filtre tartışmaları arasında buruk bir tebessüm yaratıyor... Barlow 67 yaşında. Electronic Frontier adlı vakfının başında. Aynı zamanda Harvard’da Berkman İnternet ve Toplum Merkezi’nde faal.
Bildirge’nin açılış paragrafı: “Gelecek adına, siz, gelişmiş sanayi dünyası hükümetlerine şu çağrıyı yapıyorum: Bizi kendi halimize bırakın. Aramızda, size yer yok. Topluluğumuz üzerinde egemenliğiniz yok. İnşa etmekte olduğumuz küresel sosyal dünyamız, sizin hükümetlerinizin dayatmalarından bağımsız olacaktır. Bizi yönetme konusunda hiç bir hakkınız olmadığı gibi, sizden korkmamızı gerektirecek hiç bir yol ve yönteme sahip değilsiniz. Biz, size ihtiyaç duymuyoruz. Sizi, aramıza davet etmiyoruz. Siberuzay, sizin sınırlarınız içinde yer almıyor.”
Bill Gates’le başlayan “inovasyonun ticarileşmesi” dönemiyle, internetin masumiyeti sona erdi. İşe hükümetler karışmaya başladı. Önce iyi niyetliydiler. İnternetin “önünü açmayı” hedefl iyorlardı: 21 Ekim 1994’te dünyanın ilk cumhurbaşkanlığı web sitesi Beyaz Saray’da yayına başladı. Sonraki 20 yıldır neler olduğunu hep biliyoruz.