“İnşallah-Maşallah Cumhuriyeti”ne mi dönüşüyoruz?

Dr. Uğur TANDOĞAN
Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ [email protected]

Biraz Mitoloji

Tanrılar, Su Tanrıçası Thetis ile ölümlü Peleus’un düğünü için toplanırlar. Düğüne davet edilmeyen fitne ve fesat Tanrıçası Eris, ortalığı karıştırmak için Athena, Hera ve Afrodit’in bulunduğu yere altın bir elma atar. Üstüne de “En güzeline” diye yazar. Bunun üzerine üç tanrıça “En güzel benim” kavgasına girer. Tanrı Zeus, olaya el koyar ve Paris’i hakem olarak görevlendirir. Paris, güzellik yarışması yapar. Tanrıçalar, Paris'in önünde güzellikleriyle övünüp, ona armağanlar vaad ederler. Hera, Paris'e kendisini seçmesi durumunda evrenin krallığını; Athena savaşta yenilmezliği; Afrodit ise kadınların en güzeli Helena'nın aşkını vadeder. Paris, bu üç Tanrıça arasından Afrodit’i seçer.

İşte tarihteki bu ilk güzellik yarışmasının yapıldığı Kazdağları’na gittik geçen hafta. Kazdağlarında, Çanakkale’nin Bayramiç ilçesine 29 km mesafedeki Ayazma’ya. 

Ayazma nedir?

Ayazma, bir doğa harikası. İçinde buz gibi suyun aktığı bir yer. Ayazma, kutsal olarak sayılan kaynak veya pınarlara verilen isimdir; Grekçe hagiasmadan gelmiştir. İncil’de “mübarek, kutsal yer” mânasına gelen bu kelime, sonraları içinde kutsallaştırılmış su bulunan yerleri ifade etmek için kullanılmıştır. İlkçağda su kaynakları birtakım su perileriyle ilgili görülmüştü. Hatta her suyun ve bilhassa denizlerle ırmakların canlı birer varlık halinde temsil edilebileceğine inanılmış, bu yüzden de deniz ve akarsuların birer tanrıları olduğu kabul edilmiştir. Hıristiyanlıkta ise, su çıkan çeşitli yerlere bir aziz veya azizenin adı verilerek buralar onun mânevî koruyuculuğuna bırakılmıştır. Suyunun şifalı olduğuna inanılan bazı ayazmaların hıristiyanlarla birlikte müslümanlarca da ziyaret edildikleri ve onların suyundan bazı dertlere şifa umulduğu bilinmektedir.

Tarih olacak yer

Aslında Kazdağları her köşesiyle bir doğa harikası. Ama Ayazma, içindeki suyu ve kalem gibi, yüzyıllık ağaçları ile daha özel bir yer. Fakat korkum o ki, bu özel yer bu gidişle tarih olacak. Büyük bir yangın tehlikesi ile karşı karşıya. Çünkü bu güzelim yer, et oburların insafına bırakılmış. Ayazma’da gelişigüzel ateş yakılıyor. Tertemiz oksijeni ciğerlerinize çekeceğinize dumanaltı oluyorsunuz. 

Gelişigüzel ateş yakılıyor, ama hiç bir kontrol yok. Sadece kapıda giriş için para alan bir görevli vardı. Eve dönünce panik içinde Bayramiç Orman İşletme Şefliği’ni aradım. Konuştuğum yetkiliye “ Orasını yakacaklar. Gelişigüzel ateş yakılıyor” dedim. Yetkili kişi gayet sakindi. “Zaten oraya insanlar piknik yapmağa geliyorlar” dedi. “Ama çok tehlikeli. Bir de her taraf pis pis duman kokuyor” diye üsteledim. Yetkili “Hep bir yerde mangal yaksınlar diye bir projemiz var” dedi. “Ne zaman yapacaksınız?” diye sordum. “ İnşallah 1-2 yıla kadar” deyince bürokrasinin “İnşallahlı-maşallahlı” damarına rastladığımı anladım. “Orasının işletmeciliği Evciler Muhtarlığı’na verilmiştir” dedi. Yani orman yanarsa sorumluluğun pas edilebileceği bir merci de bulunmuştu. Evciler Muhtarlığı’na ulaşamadım. Bunun üzerine Ankara’da “Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü”nü aradım. Daire Başkanları ile görüşemedim. Bir Şube Müdürü ile görüştüm; kontrol ettireceğini söyledi.

Sonuç

Vatan, toprak altı ve toprak üstü zenginlikleriyle, doğasıyla, doğal kaynakları ile bir değerdir. Bizler , bu varlıkların sadece emanetçisiyiz. Ama biz bu emanete hıyanetlik ediyoruz. Bir örneğini, Kazdağları’nda, Ayazma’da yaşıyoruz. 

Doğal varlıklarımızı koruma görevini verdiğimiz yetkililer, sorumluluklarının ve bu varlıkların değerinin farkında değiller. Bilgisizlik, sorumsuzluk ve vurdum duymazlık, kara bir kabus gibi bürokrasi üstüne çökmüş; adeta “İnşallah-maşallah cumhuriyeti”ne dönüşmüşüz.

Kazdağları, o ilk güzellik yarışmasının yapıldığı o mitolojik yer, güzelim ormanlar cayır cayır yanarken “Ben yazmıştım ama” demek istemiyorum. Yetkilileri, sorumluluklarına sahip çıkmaya, varlıklarımızı hakkınca korumaya davet ediyorum.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sülale boyu nepotizm 24 Ekim 2019
Müşteriden misafire 12 Eylül 2019