İnsaf ya hu
Okurlarımdan bir kaç kere “Dolar ne olacak?” sorusunu artık sormamalarını yakarmış, rica ve istirham etmiştim. Bu üç kelimenin aynı anlama geldiğini biliyorum “Hoca saçmalama! Madem biliyorsun neden kullanıyorsun?” diyerek münafıklık etmeyin. İtiraf edin ki bu üç kelimenin eş-anlamlı olduğunu bilmeyenler cümleyi daha güçlü bulacaklardır.
Son defa dolar ne olacak? Sorusuna cevap olarak “Artar kardeşim. Ne zaman ne kadar artacağını bilsem size neden söyleyeyim?” Demiştim. Buna rağmen yine de soranlar oluyor. Anlaşılan dolar 3.90’a yaklaşınca konu yeniden gündeme gelmiş! Her çıkışında köşe yazısı mı yazacağız? İnsaf ya hu! Bu yazıyı yazdığım gün dolar 3.90’a dayanmıştı. Olsun efendim. Merkez Bankası müdahale eder(1), kur biraz iner, heyecanlar diner, bozguncular siner sonra kur yine çıkar. O zaman sil baştan yine konuşuruz. Halbuki bu hafta ‘yerli’ otomobil sanayii konusundaki ‘babayiğit’ haberlerine değinerek neden bu iş yapmak için babayiğitler aranmasının doğru olduğuna değinecektim.
Benim bu konuda söyleyeceklerim tükendiğinden kendimi tekrar etmemek için bu hafta başkalarının bu konudaki görüşlerini size aktarmaya karar verdim. Konuda “Dert etmeyin” diyenler de var Yandık bittik” diyenlerde. Bu yazıda “Dert etmeyin” şeklinde demeç verenlerin dediklerinin hepsini alamadığım için demeçler arasından gelişi güzel bir seçme yaptım. Aşağıda sıralıyorum. Sizin hangisini veya hangileri kafanıza yatıyorsa siz karar verin. “Yandık, bittik” diyenlerin görüşlerine yerim kalmadı. Kusura bakmasınlar. “Dert etmeyin” görüşleri şöyle:
1. Normal dalgalanmalardır efendim. Halk alır satar. Dolar da iner çıkar.
Bakın sayın Osman Ataç ne demiş. Hayır ben değil Tahtakale’de borsacı bilardo Osman lakaplı Osman Ataç. Sn. Ataç Eylül 2011’de gazetelerde ‘Korkunç Haber’ başlığı ile verilen tahmininde “Dolar 1.90’ı bulur” demiş. Topu topu 6 sene önce ‘korkunç’ denilen rakam gerçekleşmiş ve artık hafızalardan silinmiş. Sn. Ataç geçen sene “Halk dolar almıyor satıyor. Türk halkı dolar satın almıyor, vatandaştan talep yok. Hatta küçük tasarruf sahipleri 2.40-2.50 TL civarında dövizlerini sattılar. Buraya gelenlerin yüzde 80'i satış yaparken, alanların oranı yüzde 20" diyerek görüşlerine açıklık getirmiş. Sn. Ataç bundan iki yıl sonra da “Türk halkının tasarruf aracı derken aklına ilk gelen şey, ne yazık ki hâlâ döviz” demekten kendini alamamış ve Dolar 3.50 seviyesinde direnecek” de demiş.
2. Döviz kurlarındaki yükselme bizim ekonomimizi etkilemez
Eski Başbakan Yardımcısı Sn. Babacan Orta Vadeli Program hesaplamalarında baz alınan dolar kurunun 2015 için 2.29 TL, 2016 yılı için 2.37 TL, 2017 yılı için ise 2.44 TL olduğunu açıklamıştı. Gerçekleşen ortalama kurlar 2015 yılı için 2.73, 2016 yılı için 3.03 olmuş ve 2017 için şimdilik tahmin 3.61. Tahminlerden sapmalar var. 2017 için tahmin edilen 2.44 nerede şimdilik 3.61 olan ortalama nerede. Ancak Türkiye 2015 yılında %4, 2016 yılında %3 büyümüş. Tahminlere göre 2017 yılında da %5.1 büyüme bekleniyormuş. Demek doların yükselmesi ekonomimize vız gelmese de tırıs gitmiş. Sn. Cumhurbaşkanı 2016 sonunda dolar kuru 2.92 YTL iken "Döviz meselesi çıkardılar dolar şöyle oldu böyle oldu. Yastığının altında doları olanlar gelsin parasını TL'ye dönüştürsün. Bu adımı attığımız sürece birilerinin oyunu da bozulacaktır" diyerek dolar spekülasyonu yapanları uyarmış ve ilave etmiş "Bundan önce de bunu yaptılar. 2007-2008'de de yaptılar. O zaman ne dedim? Teğet geçecek dedim. Yine aynı şeyi söylüyorum. Teğet geçecek" demiş.
3. Döviz kurlarındaki yükselme abartıldığı kadar önemli bir şey değildir
Geçen yıl sonunda Sn. Başbakan Yıldırım “Dolardan bize ne, dolsa ne olur dolmasa ne olur, biz kasaya dolana bakalım. Her şeyi getirip dolara bağlamanın anlamı yok. Çıkıyor, iniyor” demiş. Maliye Bakanı Sn. Ağbal sorulardan sıkılmış ki 2017 Eylül ayında patlamış ve "Güçlü ekonomik ivme yakaladık. Bütün bu parametreler ekonomideki gelişmeleri etkiliyor. Kurun seviyesine ilişkin teknik değerlendirmeler olur, buna saygı duymak lazım ama onun dışında 'geleceği gören kahin' edasıyla doların seviyesine ilişkin ölçü, rakam biçenlere kimse bakmasın. Herkes işine, gücüne baksın" demiş.
4. Zaten döviz kurunun düşmesi o kadar da iyi bir şey değildir
Cumhurbaşkanı Ekonomi Başdanışmanı Sn. Ertem 2016 Ekim ayında "TL'nin çok olumsuz ayrıştığını zannetmiyorum. 3 lira seviyesi dolar/TL için beklediğimiz ve burada stabilite kazanmasını istediğimiz bir seviye. 3 liranın altının bir çok açıdan anlamı yok. Makroekonomik açıdan, rekabet açısından yok" diyerek bu görüşü ileri sürmüş.
5. Döviz kurlarının yükselmesi ‘geçici ve anlamsızdır’
Gümrük ve Ticaret Bakanı Sn. Tüfenkçi 2017 sonbaharında “Son günlerde özellikle dolar üzerinden yürütülen bir takım spekülatif hareketler, bunun bir kısmı yurt dışı bağlantılarıyla, yurt dışındaki gelişmelerle alakalı olsa da, esasında ekonomik anlamda doların bu kadar yükselmesini gerektirecek bir engel veya bir olağanüstü olay yok. Herkesin şu anda bir sakinleşmesi lazım. Göreceksiniz önümüzdeki haftalar içerisinde yine dolar ateşi düşerek normal seyri içerisinde devam edecektir" demiş.
6. Döviz kurlarının yükselmesinin hem olumlu hem olumsuz sonuçları vardır ama bizde olumsuz sonuçlar önemsizdir
Maliye Bakanı Sn. Şimşek 2015 yılında dolardaki yükselişin devleti bilanço anlamında olumlu etkilediğini, yükselişin ihracata olumlu ithalat ve şirketlerin döviz açığı düşünülünce olumsuz olduğunu söylemiş. Açık pozisyonunun sadece 14 milyar doları 1 yıl ve daha az bir vadeye sahip, geriye kalan 160 milyar dolar ve üstü, daha çok orta ve uzun vadeli olduğunu söyleyerek döviz kurlarındaki yükselmenin olumsuz etkisinin neden önemsiz olduğunu açıklamış(2). “Piyasalardaki bu dalgalanma ve dolardaki yükseliş devam ederse tabi ki bunun bir etkisi olacaktır ama Türkiye'nin temelleri sağlam" diyerek devam etmiş.
Siz seçin gayrı ve
Sağlıcakla kalın
-----------
(1) Ben bu yazıyı yazdıktan (4 Aralık) iki gün sonra beklenen müdahale geldi
(2) 2017 Ağustos sonu itibarıyla, özel sektörün yurtdışından sağladığı uzun vadeli kredi borcu 216 milyar ABD doları kısa vadeli kredi borcu (ticari krediler hariç) ise 17.5 milyar ABD Doları düzeyinde.