İnşaat sektöründe kadınların çalışma oranı ve sosyal etki tahvili: Fırsatlar ve örnekler
İnşaat sektörü, Türkiye ekonomisinin lokomotiflerinden biri olmasına rağmen, kadınların sektördeki temsil oranı oldukça düşük… Geçtiğimiz haftalarda gerçekleşen 19’uncu GYODER Zirvesi’nde inşaat sektörünün istihdam yapısını ele aldığımız panelde durumu değerlendirirken Avrupa ülkelerine kıyasla, Türkiye’de inşaat sektöründe çalışan kadınların oranı belirgin bir şekilde geride kaldığı konuşuldu. Bu durum yalnızca toplumsal cinsiyet eşitliği açısından değil, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirlik açısından da ele alınması gereken bir sorun aslında.
“İnşaat sektöründe kadın istihdamını artırmak ve sektörü daha kapsayıcı hale getirmek için yenilikçi finansal araçlardan biri olan Sosyal Etki Tahvili (SET) etkili bir çözüm olabilir mi?” sorusuna yanıt aramak istiyorum…
Sektördeki kadın istihdamının durumu
Türkiye’de inşaat sektöründe kadınların istihdam oranı genellikle yüzde 2-5 aralığında görünüyor. Bu oran, AB ülkelerindeki ortalama yüzde 10-12’lik kadın temsili ile kıyaslandığında oldukça düşük… Bunun başlıca nedenlerini, aşağıdaki şekilde sıralamak mümkün:
Toplumsal cinsiyet rolleri: İnşaat sektörü geleneksel olarak ‘erkek işi’ olarak görülmektedir.
Fiziksel çalışma algısı: Fiziksel güç gerektiren işlerin kadınlara uygun olmadığına dair yanlış inanışlar.
Eğitim ve yönlendirme eksikliği: İnşaat mühendisliği veya mimarlık gibi eğitim alanlarında kadın öğrenci oranları artmış olsa da sahada çalışma konusunda cesaretlendirme eksikliği bulunmaktadır.
İş ortamındaki cinsiyet ayrımcılığı: Kadınların çalışma ortamında taciz ve ayrımcılık gibi sorunlarla karşılaşması. Ortada önemli bir sorun var ise (ki var olduğu görülüyor), o halde bu sorunların çözümü yalnızca mevzuat düzenlemeleri ve teşviklerle sınırlı kalmamalı; sosyal inovasyon ve finansal araçlar da sürece dahil edilmelidir.
Sosyal Etki Tahvili nedir?
Sosyal Etki Tahvili (SET), sosyal sorunların çözümüne yönelik projelerin finansmanında kullanılan bir araçtır. Kamu, özel sektör ve sivil toplum arasında bir iş birliği modeli oluşturarak sosyal sorunların çözümünü teşvik eder. Süreç şu şekilde işler:
Sorun belirleme: Sosyal bir soruna yönelik hedefler tanımlanır.
Özel yatırımcılar: Projenin finansmanı için yatırımcılar devreye girer.
Performans temelli ödeme: Proje, belirlenen hedeflere ulaşırsa, kamu veya bağışçı kurumlar yatırımcılara ödemeyi yapar.
SET’in temel avantajı, riskin özel sektörde olması ve kamu kaynaklarının etkin şekilde kullanılmasını sağlamasıdır.
Kadın istihdamını artırmak için SET kullanımı
Türkiye’de inşaat sektöründe kadın istihdamını artırmaya yönelik bir SET modeli aşağıdaki şekilde kurgulanabilir ve başta GYODER olmak üzere, sivil toplum kuruluşları bu konuda hedef odaklı çalışabilir…
1. Hedeflerin belirlenmesi Amaç: Belirli bir süre içinde inşaat sektöründe kadın istihdamını yüzde 5’ten yüzde 10’a çıkarmak. Alt hedefler: Kadınlara yönelik mesleki eğitim programları düzenlemek. Sahada çalışmayı teşvik eden güvenli çalışma ortamları sağlamak. İşe alım süreçlerinde cinsiyet eşitliği kriterlerini uygulamak.
2. İlgili paydaşlar
Kamu kurumları: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı. Özel sektör: İnşaat firmaları, STK’lar, yatırımcılar. Eğitim kurumları: Meslek liseleri, üniversiteler ve kadın kooperatifleri.
3. Yatırımcı katılımı
Özel yatırımcılar, kadın istihdamı projelerini finanse eder.
Örneğin:
Kadın eğitim merkezleri kurulumu: Kadınlara beton dökme, kaynak yapma gibi teknik yetkinlikler kazandırılabilir.
Mentorluk programları: Sektördeki kadın mühendisler, sahadaki kadın çalışanlara mentorluk yapabilir.
4. Başarı kriterleri ve geri ödeme
Başarı kriterleri, kadın istihdam oranının artışı, mezuniyet oranları ve işe yerleştirme sayıları gibi ölçülebilir hedeflere dayanır. Hedeflere ulaşıldığında yatırımcılara geri ödeme yapılır.
Dünya örneklerinden ilham
1. Hindistan – Kadın İşgücünü Güçlendirme Projesi
Hindistan’da kadınların inşaat sektöründe istihdamını artırmaya yönelik bir SET programı uygulanmıştır. Bu program, kadınların teknik beceriler kazanmasını sağlayan eğitim merkezlerini desteklemiştir. Başarı oranı yüzde 70’in üzerinde olmuş ve kadın çalışanların maaşlarında yüzde 40 artış sağlanmıştır.
2. İngiltere–Women in Construction Alliance
İngiltere'deki bir SET projesi, kadınların inşaat sektöründe liderlik pozisyonlarına gelmelerini hedeflemiştir. Bu proje, kadınlara liderlik eğitimi vermekle kalmamış, işverenlere de cinsiyet eşitliği politikaları geliştirme konusunda destek olmuştur.
3. Kanada – Toplumsal Cinsiyet Temelli İnşaat Eğitimleri
Kanada’da uygulanan bir modelde, kadınlara yönelik mesleki eğitim ve kreş desteği birleştirilmiştir. Bu program, inşaat sektöründe kadınların oranını yüzde 15’e çıkarmayı başarmıştır.
Türkiye’de uygulanabilirlik
Türkiye’de böyle bir SET modeli başarılı olabilir, çünkü:
Demografik potansiyel: Genç kadın nüfusu yüksek ve iş gücüne katılım oranları artırılabilir.
Sektörel genişleme: İnşaat sektörü hala büyüme potansiyeline sahiptir ve yeni iş gücüne ihtiyaç duyulmaktadır.
Mevcut teşvikler: Kadın istihdamına yönelik kamu teşvikleri, SET projeleriyle entegre edilebilir.
Sonuç
Türkiye’nin inşaat sektöründe kadın istihdamını artırmak, yalnızca toplumsal eşitlik değil, aynı zamanda ekonomik büyüme ve sosyal kalkınma için bir zorunluluktur. SET, bu alandaki sorunların çözümüne yönelik yenilikçi bir finansman modeli sunar. Başarılı dünya örneklerinden ilham alınarak, Türkiye’ye özgü bir SET modeli geliştirilmesi mümkündür. GYODER’in burada öncü olması gerekir…