İnovatif düşünelim, geleceğimizi kurtaralım
Mayıs ayının son haftasında başlık, içerik ve katılım olarak Türkiye açısından çok önemli bir toplantı gerçekleştirildi. Bu tür toplantılar gazetelerin rutin haberleri içerisinde kaybolurlar, taşıdıkları önem yeterince anlaşılmaz. Siyasilerin verdikleri genel mesajlar dışında kendilerine bir yer bulamazlar. Hep söylüyoruz, Türkiye’nin çıkışı yüksek teknolojili, katma değeri yüksek ürünler….
Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) akademik bir kurum olarak inovasyonun ve Ar-Ge’nin ülkemiz açısından taşıdığı önemin çok farkında. Bunda değerli dostum YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek’in kişisel olarak bu düşünceye inanmasının büyük katkısı var. Yıldız Teknik Üniversitesi öncülüğünde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, İstanbul Sanayi Odası, Türkiye İhracatçılar Meclisi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı işbirliği ile yapılan “İnovatif Düşün, Geleceği Yönet” ana temalı “Genç Türkiye Zirvesi” bu açıdan son derece anlamlı bir toplantı oldu. 165 ülkeden ve Türkiye’nin 81 ilinden yaklaşık 3 bin gencin katılması ise toplantı daha da değerli hale getirdi. Ortak bir aklı oluşturmayı hedefleyen “Türkiye’nin Çıkış Yolu: İnovasyon” ana başlığı altında belirlenen stratejik sektörler ise “Savunma, uydu ve uzay teknolojileri, kentsel dönüşüm ve yaşanabilir Türkiye, ulaşım teknolojileri ve denizcilik, inovasyon ekonomisi” idi.
Toplantıdan YTÜ Rektörü ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık’ın konuşmalarını sizlerle paylaşmak istiyorum. Prof. Dr. İsmail Yüksek’in zirvedeki konuşmasında bir paragrafa dikkatinizi çekmek istiyorum. Dünyanın kabul ettiği gibi 21. yüzyılın yapılanmasında ‘girişimcilik’, ‘Ar-Ge’ ve ‘inovasyon’un vazgeçilmez başarı faktörleri haline geldiğinin altını çizdi ve şu cümleyi kurdu:
“Günümüzde bu faktörleri zekice kullanan, hızla ve esneklikle şekillendirebilen ülkeler, oyunun kurallarını ve gelecekteki politikaları belirleme hakkına sahip olmaktadırlar.”
Rektör Yüksek, yüksek katma değerli teknoloji üretmenin, ekonomik kalkınmayı ve toplumsal refahı sağlamak için günümüz dünyası ve şartlarında inovasyonun ülkelerin hayallerini süsleyen etkili bir anahtar gibi gözüktüğünü de belirtti. Türkiye’nin geleceğin etkin ülkelerinden ve ekonomilerinden biri olmasını hedefleyenlerin bunları akıllarından hiç çıkarmaması gerekiyor.
Zirvenin açılışında konuşan Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanı Sayın Fikri Işık ise, demokrasi ile inovasyon arasındaki ilişkinin önemine dikkat çekerek şu görüşleri dile getirdi:
“Yüksek katma değerli ve rekabetçi bir üretim yapısının gelişmiş demokrasilerin olduğu ortamlarda iklim bulabilir. Bizi uluslararası alanda birinci lige çıkaracak, dünyanın gelişmiş 10 ekonomisi arasına sokacak olan da bu alanlardaki gelişmelerdir. Demokratik bir ortam yoksa inovatif düşüncenin gelişmesinden ve toplumun ilerlemesinden de bahsedemeyiz. Değişime açık, hatta onu yönetebilen, geleceği planlamaktan korkmayan ortamlarda inovatif düşünce gelişebilir ve toplum ilerleyebilir.”
Bakanın görüşlerini tarihe bir not olarak düşmekte fayda var.
Çünkü demokrasiye de inovasyona da en önce sahip çıkması gereken siyasi iradedir.
Sayın Fikri Işık, çok önemli bilgiler de verdi. Örneğin üniversite-sanayii işbirliğini geliştirmek ve bilimsel bilgiyi ticarileştirmek amacıyla kurulan Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’ni güçlendirdiklerini belirtti ve şunları söyledi: “Eskiden firmalarımız destek almak için devletin kapısını aşındırırdı. Şimdi ise biz firmalarımızı zorluyoruz, Ar-Ge yapın, yenilikçilik yapın diye.
TÜBİTAK’ın özel sektöre Ar-Ge ve yenilik destek ve teşvikleri 2003-2013 yılları arasında 8.4 kat arttı.
TÜBİTAK’ın 1512 ‘Girişimcilik Aşamalı Destek Programıyla’, yenilikçi iş ve fikri olan girişimcilere iş kurmasından üretim aşamasına kadar geçen bütün süreçte yaptıkları çalışmalara destek veriyoruz. Bu program kapsamında; 2012 yılında 112 Ar-Ge firması kuruldu.”
Bakan Işık’ın anlattıkları heyecan verici ama daha yolun çok başında sayılırız.
Aynı iradenin kararlıklıkla sürdürülmesi gerekiyor. Yazımı yine bu önemli toplantıyı düzenleyenlere; başta Rektör İsmail Yüksek hoca olmak üzere emeği geçenlere, katkı sunanlara teşekkür ederek bitirmek istedim..