İnovasyonu öğrenmemiz için ‘inovasyon’ gerekiyor!

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI [email protected]

Bilgi önemli...

Bilginin ticari bir değere dönüştürülmesi ise günümüzde çok daha önemli…

Bu nedenle, belki de varlık sebebimiz olan ‘inovasyon’ kültürünü geliştirmemiz ve ilkokuldan itibaren çocuklarımıza aşılamamız gerekiyor…

Madem, dünya ticaretinin geleceğinin inovasyona dayalı kalkınmaya bağlı olduğu da biliniyor…

TİM tarafından organize edilen ‘İnovasyon Haftası’ etkinlikleri bu nedenlerle önem taşıyor.

İnovasyon ile ilgili tüm tarafların önerilerini almak amacıyla Orta Anadolu İhracatçılar Birliği tarafından önceki gün düzenlenen;bürokratlar, üniversite hocaları ve sanayicilerin katıldığı yuvarlak masa toplantısında konuşulanlar ise inovasyondageride kalmamızın nedenini açıkça ortaya koyuyor.

Toplantı öncesinde TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ve OAİB Başkanı Ahmet Kahraman yanlışların, doğruların açıklıkla konuşulmasını istedi.  

Aynen istenilen gibi oldu…

Birkaç örnek vereyim…

Çankaya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ziya Burhanettin Güvenç,

“Yurtdışında çalışan değerli tüm arkadaşlarımızın başarılı olmalarının nedeni doğru ekosistemde bulunmalarıdır.

Buradaki insanlar onlardan az zeki değil.

Bizde ekosistem yok.

Ekosistem olmayınca da inovasyon kültürü yok.

Peki bu ekosistem nasıl oluşacak?

İnovasyon Haftası nedeniyle yurtdışından davet ettiğiniz tecrübeli konuşmacılar bize kendi ekosistemlerini nasıl kurduklarını anlatmayacaktır.

Bizi niye kendilerine rakip olarak yetiştirmeyi hedeflesinler ki?

Onlar kendi hayat hikayelerini anlatıp geçiştireceklerdir.

Çok sayıda yabancı konuşmacı dinledim, bu hep böyle olmuştur. Dolayısıyla bizim öncelikli işimiz onları dinlemek değil, onların kurduğu ekosistemi kurmak olmalıdır.”

Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu:

“Bizim eğitim sistemimiz okul öncesinden başlayarak üniversiteye kadar hayal kurmayı, yaratıcılığı, o hayallerin peşinde koşmayı destekleyen bir eğitim sistemi değil.

Her şeyden önce okul öncesinden başlayarak üniversiteye kadar hayal kurmayı, soru sormayı becerebilen bir nesil yetiştirmeyi hedeflemeliyiz. 

Stanford Üniversitesi’nde okudum ve bazı arkadaşlarım orada kaldılar evlendiler.

Çocukları okul öncesi kurumlardadaha 3-4 yaşındayken toprak topluyor ve mikroskopta inceleyip, “Burada canlı varmış, bu nasıl bir canlı?” diye birbirlerine soruyor.

Benim okul öncesi kurumda okuyan kızım ise sürekli boyama yapıyor.

Bu tam okul öncesinden başlayan bir iklimdir.

Dolayısıyla başladığınız bu hamleye Milli Eğitim Bakanlığı’nın ayak uydurması gerekiyor.”

Bir başka profesör:

“Üniversite sanayi işbirliğini anlatıp, duruyoruz.

Sonra, akademisyenlerinadım atmalarını engelleyen mevzuat yayımlıyoruz.

Kanuna göre, bizim herhangi bir hocamızın sanayi ile kendisine de gelir getirici bir iş yapması mümkün değil.

Hep yan yollar arıyor üniversite hocaları bu işi yapmak için.

İklim yaratacaksak bunun bütün altyapısını bir arada düşünmek gerekir.”

San Francisco’da İntel, Cisco, Seattle’da ise Microsoft kampuslarında çalışan Türk gençlerle karşılamıştık.

Çok önemli projelerin beyin takımında olduklarını öğrenince de gururlanmıştık.

İntel’de karşılaştığımız gencin söyledikleri, diğerlerinin söyledikleri ile paraleldi ama daha açıktı:

“Her yıl Türkiye’den heyetler gelir…

40’ar 50’şer kişilik kravatlı gruplar…

Çoğu tek yabancı dil dahi bilmeyen kravatlı gruplar…

Buralarda çalışıp, kendini yetiştirebilecek, başarabilecek, çok daha iyi şeyler yapabilecek binlerce üniversite öğrencimiz varken…

Ve bu öğrenciler buralara gelmek için para bulamıyorken…

O heyetlerdeki bir tek kişinin maliyeti ile onlarca gencimiz buralara gelebilecekken…

Ve sonrasında ülkesine dönüp önemli projelere imza atabilecekken…

Biz millet olarak böyle şovları severken…

Bana kimse kravatlı heyetlerimizin gelecek için bir şeyler yaptığını anlatmasın!”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Refleks 26 Ağustos 2024
“Durduk yere” mi oldu? 21 Ağustos 2024