İnovasyon kültürü yaratmanın anahtarı: Psikolojik güvenlik
İnovasyon” terimi yıllardır sıklıkla kullanılıyor. Ancak bu, moda bir kelimeden çok daha fazlası. Araştırmalar ve vaka çalışmaları inovasyonla marka bilinirliğinin artırılabileceğini, pazar payı oluşturabileceğini ve işletmelerin kendi alanlarında lider olarak öne çıkabileceğini gösteriyor.
Ancak hayata geçirilecek yenilikler ne kadar faydalı olursa olsun organizasyonlarda genellikle onunla üstü kapalı ya da açık bir mücadele de yaşanıyor. Çoğu zaman alışkanlıklar, geleneksel bakış açıları ve yöntemler kişileri ve kurumları sıkıştırıyor.
Organizasyon kültürü uzmanları, “kuruluşunuz değişim konusunda ciddiyse ve yeni fikirlerle ileriye doğru adım atacağına inanıyorsa psikolojik olarak güvenli bir çalışma ortamı yaratın” ifadesinde bulunuyorlar. International Journal of Innovation Management'ta yayınlanan yakın tarihli bir araştırma, yenilik yapmak isteyen organizasyonların işe çalışma kültürlerini psikolojik olarak güvenli hale getirerek başlamaları gerektiğini gösteriyor.
Misilleme korkusu yaşanmamalı
“How Psychological Safety Enables Innovation” başlıklı makalenin yazarı olan New York Institute of Technology yönetim çalışmaları uzmanı Radoslaw Nowak, personel arasında psikolojik güvenliği geliştirmenin organizasyonlara nasıl yardımcı olabileceğini ortaya koyuyor.
Nowak, "Psikolojik güvenlik temel olarak çalışanların fikirlerini paylaşmakta, kendileri gibi olmakta ve herhangi bir misilleme korkusu olmadan katkıda bulunmakta özgür hissetmeleriyle ilgilidir" diyor.
Misillemenin yönetimden gelmesi gerekmiyor. Bu meslektaşlardan ve çalışma arkadaşlarından da kaynaklanabiliyor. Kişiler, çalışma arkadaşlarının zihninde “akıllı ya da becerikli olmadığı” yönünde düşünceler oluşabileceği için fikirlerini paylaşmaktan çekinebiliyorlar.
Ancak psikolojik güvenlik sağlandığında firmanın süreçlerini sürekli iyileştirme yeteneği gelişebiliyor. Çalışanlar iş yerlerinde kendilerini güvenle ifade edebileceklerini hissettiklerinde daha geniş yeni fikir havuzları oluşturmak mümkün olabiliyor.
İki ucu keskin kılıç: Çeşitlilik
Psikolojik güvenlik ortamı yaratmanın ilk adımını genellikle yöneticilerin etkili iletişim ve yönetim stilleri konusunda eğitilmesi oluşturuyor. Çalışanların daha fazla iş birliği yapması, birlikte çalışması ve birbirlerine saygı duyması isteniyor. Novak, "Yöneticilerin eğitimine ve gelişimine yatırım yapmak önemli. Ancak aynı zamanda politikaları, ödül ve teşvik sistemini değiştirmeye yönelik yatırım yapmak da çok kritik" ifadesinde bulunuyor.
İş birliği ve bağlılıkla desteklenen psikolojik güvenliği etkileyebilecek bir diğer konuysa çeşitlilik. Yeniliklerin geliştirileceği ortamlar için çeşitliliğin gerekli olduğu şüphesiz. Öte yandan, çeşitliliğin çatışmalara ve anlaşmazlıklara yol açabileceği, iş birliği ve bilgi paylaşımı konusunda olumsuz durumların ortaya çıkmasına neden olabileceği de bir gerçek. Nowak da “Gruplar kendilerini daha az homojen hissettiklerinde daha az iş birliği yapma ve paylaşımda bulunma eğiliminde oluyorlar ve bu durum psikolojik güvenliği baltalayabiliyor.
Bu nedenle, yöneticilerin herkesin kendisini aynı takımda ve uyumlu bir grupta hissedeceği bir ortamı teşvik etmesi çok önemli” hatırlatmasında bulunuyor. Bunun iki tarafı keskin bir kılıç olabileceğinin farkında olan yöneticilere ihtiyaç var. Süreç büyük organizasyonel değişiklikler gerektirdiği için kararlılık ve süreklilik elbette önemli.