İncecik bir melankoli!

Faruk ŞÜYÜN
Faruk ŞÜYÜN ODAK [email protected]

Çook çok uzun yıllar önce “Bin yıldan uzun bir gecenin bestesidir bu. / Bin yıl sürecek zannedilen kar sesidir bu.” diye başlayan Yahya Kemal Beyatlı şiirinin “Bir erganun âhengi yayılmakta derinden... / Duydumsa da zevk almadım İslav kederinden. // Zihnim bu şehirden, bu devirden çok uzakta, / Tanbûri Cemil Bey çalıyor eski plâkta” dizelerinden öğrenmiştim Tanbûri Cemil Bey’i… Mısraları çok sevdiğimden olsa gerek hiç dinlemediğim üstada da yakınlık duymuş, uğruna gramafon almış, bir-iki taş plağını edinmiş, keyifle dinlemiştim…

Tanbûri Cemil Bey, musikî tarihimizin en büyük tanbur virtüözlerindendi. Besteci ve icracı kimliğiyle verdiği kıymetli eserler bir yana, teknik katkılarıyla da musikîmizde önemli bir yeri vardı.?Tanburun yanısıra lavta, kemençe, ud ve viyolonseli de maharetle çalan Cemil Bey; bütün bu sazların hepsinde kendine has bir üslûp oluşturmayı başarmıştı.

Geçtiğimiz sene yine bu aylarda İstanbul Büyükşehir Belediyesinin yayın kuruluşu Kültür A.Ş., Tanbûri Cemil Bey’in gazel eşlikleri dışında çok farklı çalgılarla yaptığı ağırlıklı olarak başta taksimleri, peşrev, saz semai, longa, sirto gibi kayıtlarını 10 CD’de yayınlamıştı.

Sesli ve görüntülü yayıncılık, Kültür A.Ş.’nin şehir kültürünü aktarmada etkin olarak kullandığı alanlardandı. Süleyman Erguner’in geleneksel Türk müziğinin üflemeli çalgılarından olan girift enstrümanını tarihin unutulmuş sayfalarından müziğimize yeniden kazandırmasına vesile olan Girift müzik CD’si, Sema Moritz’in taş plak tadında Osmanlı’nın son döneminden tango, foksrot, operet ve kanto türünde eserleri bir araya getirip seslendirdiği İstanbullu Efsane Hanımların Dillerindeki Şarkılar isimli müzik CD’si, Lale’nin asırlar süren serüvenini konu edinen Lale Doğunun Işığı Belgeseli Kültür A. Ş.’nin sesli ve görüntülü yayıncılık alanında verdiği örneklerdendi.

Kültür A. Ş. bu yöndeki yayınlarına devam ediyor. Bu kez Cumhuriyetimizin ilk yıllarında sesleri ile tarihe geçen üç ismi aynı albümde buluşturdu. Tanbûri Cemil Bey’in sesinden etkilendiği, 27 yıl saray müezzini olarak görev yapan Hafız Osman, üstad Zekai Dede Efendi’nin “Oğlum, sana Hüdâ meşk etmiş, benim sana meşk edecek hiçbir şeyim yok” dediği Hafız Sami, Columbia ve Odeon şirketlerine gazel ve şarkılar okuyan Süleymaniye Camii müezzini Hafız Kemal’in taş plaklara okuduğu 17 eser tek albümde toplandı. Ûdi Mehmet Bitmez’in yönetmenliğini yaptığı albüm, Üç Efsane Ses ismini taşıyor.

1867 yılında İstanbul’da doğan Hafız Osman Muzika-i Hümâyûn’da yetişiyor ve 27 yıl sarayda müezzinlik yapıyor. Meşrutiyetle birlikte saraydan ayrılan Hafız Osman, Kur’an tilavetinde ve dinî eserleri okumada gösterdiği üstün başarılarının dışında hânendelik ve gazelhanlıkta da ustalık yakalıyor.

1877-78 Osmanlı-Rus Harbi’nde ailesiyle Fatih’e yerleşen Hafız Sami henüz 10 yaşındayken keşfediliyor ve hemen hıfza başlatılıyor. Hafız Sami, dinî, klasik mûsikî beste formu ve şarkıları ve gazelleştirilmiş şiirleri ustalıkla seslendiriyor. Özellikle Ramazan aylarında Fatih Camii’nde okuduğu mukabelelerde cami dolup taşıyor. Sultan Reşad’ın hünkâr baş imamlığını kabul etmeyen Hafız Sami, 1912’de ruhundaki daralma nedeniyle camilerde düzenli okuma işlerine son veriyor. Hayatının son dönemlerinde kulakları da duymamaya başlayan Hafız Sami 1943 yılında vefat ediyor.

Hafız Kemal, gazel ve mevlîd okuyuşu ile tanınan bir Türk hânendesi. Tatlıkuyulu Hafız Kemal olarak da tanınıyor. Geniş oktavlı, tiz ve parlak sesiyle kısa zamanda mûsikî çevrelerinin ilgisini üzerine çeken Hafız Kemal, 1900’lerden itibaren dönemin en iyi gazelhan ve mevlidhanları arasında yer alıyor. Dârülelhân Arşivi için de plâk dolduran Hafız Kemal, plâk çalışmalarına ve konserlere yurt dışında da devam ediyor. Ezan okumadaki büyük mahareti ile tanınan Hafız Kemal’in minarede olduğu ezan vakitlerinde, cami önünde ve civarında büyük kalabalıkların oluştuğu biliniyor.

“O sahibinin sesi gramofonlarda çalınan şey / incecik melankolisiymiş yalnızlığının” diyor Ece Ayhan… Bilmem kaç bininci kez dinlediğim o taş plaklar, bu satırları yazarken yine o dizeleri anımsatıyor… İyi ki o taş plakların CD’leri çıkıyor…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar