İnce ayar mı, yeni bir hikaye mi?
Benim de içinde olduğum bir grup analistin beklentisi FED’in bu yıl içinde (ve hatta Haziran döneminde) faiz artırımına gitmesi yönündeydi. Ancak geldiğimiz noktada bu fırsat kaçırıldığı gibi verilerde önemli bir toparlanma olmadığı taktirde Aralık ayında yapılması da çok düşük bir ihtimal. Enflasyonun yüzde 1.8, işsizliğin yüzde 5.1 ve büyümenin yüzde 2.5 civarında gezindiği bir ortamda FED’in faiz arttırması ve ardından Eylül ayında yaptığı gibi global belirsizlikleri öne sürerek beklemeye geçmesi piyasaya hem güven aşılayacak hem de FED’in her şeye hakim olduğu görüntüsü verecekti. Ancak FED Çin gibi kontrolü dışında unsurları öne çıkartarak aslında belirleyici değil takipçi olduğunu ilan etmiş oldu. Üstelik bunu yaparken de bir yandan veri bazlı bir karar mekanizması işleteceğini söyledi bir yandan da 2015 içinde bir artış öngördüğünü söyleyerek kendisini takvime bağladı. Bu iletişim hatasının etkileri önümüzdeki dönemlerde de hissedilecektir. Ancak asıl soru ABD büyümesinde sona gelip gelmediğimiz. Imalat verilerinde, örneğin sektörün genel bir resmini çeken ISM endeksi, daralmanın hemen eşiğinde olduğumuzu gösteriyor. Keza hepimizin yakından takip ettiği istihdam verisi de iki ay üst üste 150 binin altında açıklandı. Buna bağlı olarak değerlendirebileceğimiz bir diğer veri de beklentilerin altında kalan perakende satışlar oldu. Ancak diğer taraftan otomobil satışlarına baktığımızda kriz öncesi seviyelere geldiğini görüyoruz. Büyümede altı yılı dolduran ve yedinci yıla giren ABD ekonomisinin bu aşamada aylık 200 bin istihdam yaratması zaten mümkün değil. Eksi olan veya olumsuz diyebileceğimiz konu ücret artışlarının hala ortalıkta görülmemesi. Ama bu durumun çok kısa vadede tersine döneceğini düşünüyorum. Perakende satışlarda ise üçüncü çeyrek için kötü verilerden ziyade dördüncü çeyreğe girerken momentum kaybından bahsetmek daha doğru olacaktır. Zira tüketicinin halen yüzde 3.7 oranında bir büyüme kaydettiğini görüyoruz. Yatırım harcamaları kaleminde halen enerji kaynaklı gerilemeler söz konusu olsa da bu sektörü dışarıda tuttuğumuzda durum çok kötü değil. Konut piyasasında ise işlerin yolunda olduğunu artan kira baskısı ile görüyoruz. Toparlarsam ABD ekonomisinin yeni bir resesyona girmekten ziyade geçici bir yavaşlama içinde olduğunu düşünüyorum. Ancak hesaplarda bu olmadığı için dolar başta olmak üzere “ABD hikayesine” yatırım yapanlar pozisyonlarını azaltıyor. Bu makul bir ayarlama fakat Euro bölgesinde, Çin’de veya gelişmekte olan piyasalarda kalıcı bir yeni hikayeden bahsetmek de mümkün değil. Bu nedenle düzeltme sona erdikten sonra, ki bu hemen de olabilir 2016’nın ilk çeyreğine de sarkabilir, doların yeniden değer kazanmasını ve ABD hisseleri üzerinden sermayenin ABD’ye akmaya devam etmesini bekliyorum.