İMKB'de yaz rehaveti

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

Şevket Keresteci / Finansinvest

Bu hafta piyasalarımız ağırlıklı olarak ABD'den gelecek  olan   ikinci  çeyrek bilanço  açıklamalarına odaklandı.  Karlar   bazında  yıllık bazda yüksek artışlar beklenirken, bilanço sonuçları dışında şirketlerin gelecek  dönemler için yapacağı tahminler de piyasa algılamaları üzerinde   belirleyici olacaktır.  ABD bilanço sonuçlarına  bağlı  olarak  yurtdışında iyimserliğin korunması halinde yurtiçi piyasaların da desteklenebileceğini düşünüyoruz. Ancak, şirketlerin geleceğe dair projeksiyonlarının  piyasaları tatmin etmemesi durumunda sınırlı kar satışlarının yaşanabilecektir.

Avrupa    bankacılık  sektörüne stres testine yönelik endişelerin yatışması ve bu hafta açıklanmaya başlanan ABD bilançoları  piyasalara geçtiğimiz haftadan beri  iyimserlik sağladı. Yurtiçinde ise gündemi ekonomik tarafta "enflasyon" verileri, siyasi tarafta da Anayasa  Mahkemesi  süreci  oluşturdu. Haziran ayında enflasyonun düşüş eğilimini sürdürmesi olumlu algılanırken, faiz artırımına yönelik beklentilerin ötelendiğini gözlemliyoruz. Anayasa Mahkemesi kararı sonrasında ise siyasi belirsizlik önemli ölçüde azaldı. İçinde bulunduğumuz haftaya baktığımızda ABD'de açıklanmaya başlayan ikinci çeyrek bilançoları ve makro veri akışının sürpriz sonuçlar doğurmaması halinde küresel piyasalardaki iyimserliğin kısa vadede devam edebileceğini düşünüyorum. Ancak,   yoğun ajandaya paralel küresel piyasalarda volatilite yüksek kalabilir. Öte yandan Avrupa odaklı haber akışı zaman zaman    gündemi meşgul etmeyi sürdürecektir.  

Anayasa   Mahkemesi  kararı  sonrasında  şimdilik siyasi tansiyonun bir miktar azalış göstermesi ile yurtiçi piyasalarımızın ağırlıklı olarak ekonomi odaklı gelişmelere ve yurtdışı piyasa hareketlerine  korele  hareket etmesini bekliyoruz. Ek olarak son dönemde düşen hacimlerin İMKB üzerinde risk  oluşturduğunu düşünüyorum. Kısa vade için piyasa algılamalarında belirgin bir bozulma beklemiyorum  Ancak,  yurtdışı piyasalarda devam eden riskler  nedeniyle  yatırımcıların İMKB'de defansif kalmalarının daha uygun olduğunu düşünüyorum.

Geçen hafta açıklanan enflasyon verileri  sonrasında TL faizlerde beklentilere  paralel sert bir düşüş gözlemledik. Ocak ayından bu yana en düşük seviyesine gerileyen gösterge tahvilin bileşik faizi %8,45-8,50 aralığında dengeleniyor.  Perşembe günü yapılacak PPK Toplantısı'nda politika faiz oranında değişiklik beklemiyorum. MB'nın enflasyondaki olumlu seyir nedeniyle 2010 yılı boyunca faiz artırımı yapılmayacağına işaret eden açıklamalar yapması TL faizlerin ılımlı seyrini destekleyebilir. Ancak mevcut seviyelerde aşağı  yönlü potansiyelin sınırlı olduğunu düşünmekteyim..

Anayasa Mahkemesi'nin aldığı karar sonrasında azalan siyasi tansiyon ve artan global risk iştahına paralel USD/TL kuru 1,55 seviyesinin altına kadar geriledi. Bu hafta, tüketici güven endeksi ve ABD'de açıklanacak bilançolar ile paritede hareketlilik görülebilir. Bugün yapılacak PPK toplantısı sonrasında, politika faiz oranının mevcut seviyesinde bırakılacağı öngörümüze paralel dolar kurunda önemli bir hareketlilik yaşanmasını beklemiyorum. Kısa vadede TL lehine görüşümü koruyoruz. EUR/TL paritesinin  1,96 seviyelerinde yatay bir bantta seyrini sürdürdüğünü görüyoruz. TL'ye yönelik olumlu  beklentilerimize bağlı olarak EUR/TL kurunda görülebilecek yükselişlerin satış amacıyla  kullanılması gerektiğini düşünmekteyim. Euro'da satış yapan yatırımcılarıda TL'de beklemelerini öneriyorum.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017