İMKB yurtdışının gölgesinde
Şevket Keresteci / FİNANSİNVEST
Aralık ayında TL cinsi varlıkları önemli ölçüde destekleyen IMF beklentileri ve not artırımlarına ilişkin gündem etki gücünü kaybediyor. Bu iki konu hakkında yeni ve olumlu herhangi bir açıklama gelmediği sürece iç piyasalarımızın yurtdışı gelişmelere odaklı seyrinin güçlenmesini devam edecektir.Dışarıda ise, özellikle ABD'de oldukça hareketli bir dönem bizi bekliyor. ABD'de bankalara getirilmesi planlanan sınırlamalar, FED Başkanlığı'nın ikinci kez Bernanke'ye verilip verilmeyeceğine dair belirsizlik, karışık sinyaller veren bilançolar, makro veriler ve merkez bankası toplantıları dikkatle takip edilecek unsurlar olarak öne çıkacak. Öte yandan Avrupa'da sorunlu bölge ülkelerine yönelik uygulamalar ile Çin'de parasal sıkılaşma yönünde atılabilecek potansiyel adımlar da dış gündemin önemli başlıkları.
TL faizlerde hızlı yükseliş sonrasında sınırlı gevşeme görülebilir, ancak yukarı yönlü riskler unutulmamalı.Geçen hafta küresel piyasalarda artan tedirginlik ve dolar kurunun yükselmesi ile TL faizler hızlı yükseliş eğilimi gösterdi. Hafta başında ise dolar kuruna paralel bir miktar gevşeme görüldü. Hazine bu Salı "tarihinde ilk kez" 10 yıl vadeli tahvil ihalesi düzenledi. 15 Ocak 2020 vadeli 6 ayda bir sabit kupon ödemeli tahvil ihalesinde faiz %11,24 olarak beklentilerin bir miktar üzerinde başarılı bir şekilde gerçekleşti...
İMKB yurtdışının gölgesinde devam etmekte. Aralık 2009'da Türkiye - IMF görüşmelerine ilişkin olumlu açıklamalar gelmesi ve not artırımları İMKB'nin yurtdışına göreceli olarak güçlü kalmasına neden olmuştu. Bu dönemde USD bazında IMKB 100 endeksinin, ABD ve Avrupa borsalarının yaklaşık olarak %20 üzerinde performans sağladığını gördük. Ancak son dönemde IMF ve not artırımı beklentilerinin zayıflaması İMKB'nin kırılganlığını da artırıyor. Buna paralel olarak, orta-uzun vade için İMKB'ye yönelik olumlu beklentilerimdevam ediyor.Kısa vadede endeksin baskı altında kalmaya devam edeceğini düşünüyorum.
Hafta genelinde yurtdışında çok hareketli bir gündem takip edildi.Bu dönemde, Yatırımcılarımızın risklerini azaltmasını ve risk profillerine en uygun defansif tercihlere yönelmesini öneriyoruz. Özellikle kısa vadeli ve trade amaçlı pozisyonlar bu dönemde yüksek risk taşıyor. Orta ve uzun vadeli yatırımlarda ise, yeni maliyet yaratma ve pozisyon oranlarının artırılması için bir süre daha beklenebilir. Önümüzdeki haftalar içinde uzun vadeli stratejik portföyler için daha uygun maliyet seviyelerinin yakalanabileceğini düşünüyoruz.
Çarşamba akşamı FED toplantısından büyümeye yönelik olumlu mesajlar gelmesi küresel risk iştahını yeniden güçlenmesine neden oldu. Buna paralel ABD ve Asya'da hisse senedi piyasaları birkaç günlük düşüş periyodunun ardından tepki alımları görüyor.Ancak, son dönemde risk iştahına korelasyonu zayıflayan dolar, FED'in dezenflasyonda yavaşlama mesajı ve parasal gevşemeden çıkışın yaklaştığı algılaması ile güçlü kalmayı sürdürüyor. FED, faizleri uzun süre düşük tutacağını belirtti, ancak yatırımcılar faizler düşük kalsa da dolar likiditesinin önümüzdeki iki çeyrek içinde azaltılmaya başlanabileceğini düşünüyorum. Yurtiçinde ve Avrupa ile Asya'da ise şimdilik piyasalara direkt etki edecek önemli bir haber akışı yok. Gündemde önemli yer tutan bir diğer gelişme olan Davos Zirvesi'nde şimdilik sadece risklere dikkat çekildiğini ve önlemlerin sürdürülmesi gerektiği yönünde ifadeler görüyoruz. Zirve'den koordine bir eylem kararı ve yeni politika uygulamalarına yönelik bir sonuç beklemiyorum.