İMKB endeksinin tarihi özellikleri (1):1990’lar

Gündüz FINDIKÇIOĞLU
Gündüz FINDIKÇIOĞLU GLOKAL BAKIŞ [email protected]

İMKB toplam getiri endeksi normal bir dağılımdan önemli ölçüde farklı: dağılımın uzun bir sağ kuyruğu var ve normalden çok sivri. Normal bir dağılım, histogramına veya parametrik olmayan bir olasılık yoğunluğu grafiğine baktığımızda, oldukça düz bir görüntü verir. Nitekim Jarqué-Bera normallik testi çok büyük bir kesinlikle dağılımın normal olmadığını gösteriyor. Bunun önemi şurada: dağılımın tamamının tahmin edilebilmesi için ilk iki momentinin (ortalama/beklenen değer (mean) ve varyans) tahmin edilmesi yeterli değil. Getiri indeksi ile ilgili bir çalışmada rasyonel beklentiler varsayımında bulunmak için olasılık dağılımının tamamının mükemmel biçimde öngörülebileceğini düşünmek gerekiyor. Borsadaki oyuncuların getiri indeksinin beklenen olasılık dağılımının tamamına ilişkin sübjektif beklentileri objektif dağılımla aynı olmalı. Bu dağılım rasyonel beklentiler hipotezinin tutması için  piyasa yapıcılara ekstra öngörü kapasitesi yükümlülüğü getiriyor diyebiliriz. Korelelograma ve Q testlerine bakınca endeks serisinin düşük dereceli bir otoregresif süreç izlediğini görüyoruz.  Epanechnikov ve Silverman bandwith kullanılan opsiyonlar olup, küçük veri kümelerinde Epanechnikov optimal sonuçlar vermektedir.

Şimdi betimsel istatistikten bir adım ileri gitmeye çalışalım ve bazı regresyon sonuçlarını özetleyelim. Regresyonda getiri indeksini, dolar kurunu, 1-periyod gecikmeli değerleri, ve kısıtlanmamış iki değişkenli bir VAR alıştırmasından elde edilen “kalanları” alıyoruz.  “Kalanlar”  akademik makalelerde ve TCMB araştırmalarında kullanıldığı gibi, endeksteki ve kurdaki “beklenmedik” etkileri yakalamak için regresyona dahil edildi. Regresyon hem beklenen, hem de beklenmeyen ndeks ve kur değişmelerinin endeksi etkilediğini göstermektedir. Beklenen ve sürpriz kur değişmeleri endeksi negatif etkilemektedir: yani İMKB toplam getiri endeksi kurdaki sürpriz düşüşlerden pozitif etkileniyor ve kurdaki beklenen düşüşlerin de yine pozitif bir etkisi var. Bu etkiler istatistiki olarak anlamlı. 1990'larda kur artış oranının önceden tahmin edilir biçimde düşmesi (dahi) borsayı olumlu etkilemekteydi.   

1999:01  1999:12 arası tablodaki regresyonun tahminlerine dayanarak yapılan kısmen örnek dışı öngörülere bakarsak, kısmen örnek dışı çünkü ”kalanlar” tüm veri kümesine ait ancak öngörü dönemi regresyon döneminden farklı, elde ettiğimiz Theil değeri 0,057 oluyor.  Theil Inequality Coefficient değerinin sıfır olması tam öngörü anlamına gelmektedir.  Örnek dışı öngörüyü daha uzun bir dönem için yaparsak, Theil katsayısı 1999 yılının ilk on ayı için yapılan 1994:01-1999:01 aralığındaki tahmine dayalı öngörüde 0.014 oluyor.  1999 yılının Ocak ayında x =  C + y + x(-1) + y(-1) + resid x + resid y formülasyonuyla öngörüde bulunan bir tahminci 1999 Ekim değerini %4 hatayla öngörebilecekmiş –endeks değerini gerçekleşen 100 ise 104 olarak  öngörmüş olacaktı. Yanlız, VAR kalanlarının tüm döneme ait olması dikkate alınmalı: hata payı aslında daha yüksek olabilir.     

Peki, nedensellik testi nasıl sonuçlar veriyor? Granger nedensellik testleri ikinci farkı alınarak durağanlaştırılmış kur serisinin aynı işleme uğratılmış endeks serisinin bir aylık dönemde Granger anlamında nedeni olduğunu (%5 anlam seviyesinde), 2 aylık dönemde çift yönlü nedenselliğe geçildiğini, üç aylık dönemden itibaren endeksten kura nedenselliğe geçildiğini, onbeş aylık periyottaysa nedenselliğin kaybolduğunu gösteriyor. Kurun nedenselliği %10 anlam seviyesinde altı aya kadar devam ediyor. Kurdaki “beklenmeyen” devalüasyon hızı düşüşlerinin endeks artışlarının 2-6 ay arasında Granger-nedeni olduğunu da görüyoruz: burada ters yönlü nedensellik hiç yok. “Beklenmeyen” kur hareketi serisinin birim kök testini geçerek durağan olduğu gösterilebileceği için bu seriyi ayrıca değiştirmeye gerek yok. Daha mekanik bir alıştırma da yapılabilir. Aşağıdaki etki çarpanları (impact multipliers) kura verilen pozitif bir şokun borsa getiri indeksi üzerindeki etkisini gösteriyor ve aşağı yukarı tekdüze bir ilişki görülüyor. Kur artışının yavaşlaması endeksi tekdüze biçimde yukarı itiyor.  Monotoniklik tam olmayabilir. Yine de, hareketin yönü belli. Sonuç: 1994:01-1999:12 dönemi aylık verileriyle kur artışındaki düşüşün toplam getiri endeksini yaklaşık olarak monoton biçimde pozitif etkileyeceği hipotezi desteklenebilir.

Bu çalışmada aslında 7 ülke için 1994-2000 arası aylık verileriyle sadece kur ve borsa getiri endeksi arasındaki ilişkilere baktık. Bazı ülkelerde kur hareketleriyle borsa hareketleri arasında güçlü ilişkiler bulunurken, diğerlerinde bu ilişki zayıf görünüyor. Ele alınan dönemde bildiğimiz kadarıyla kura dayalı stabilizasyon girişiminin bulunmaması veri kümesinin sınırlı oluşunun sakıncasına işaret ediyor. Türkiye verileri kurun artış hızındaki yavaşlamanın neredeyse tekdüze biçimde endeks artışlarına yol açabileceğini gösteriyor. Bu sonuç daha çok 6-12 ay arası bir dönem için geçerli kabul edilmelidir.  1990'lar böyle. Peki 2000 yılıyla beraber ne değişiyor? Haftaya.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Risk ve yavaşlama 01 Ekim 2019
Fed, resesyon, Türkiye 24 Eylül 2019
Coğrafya ve imparatorluk 17 Eylül 2019
Fed ve dolarizasyon 25 Haziran 2019