İMKB Başkanı Turan'ın toplantısının düşündürdüğü

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]





İbrahim Turan'ın ilk basın toplantısını okurken birden gerilere gittim. Muharrem Karslı'nın İMKB kuruluş çalışmasını yaparken yaptığım ilk söyleşiden bu güne yaklaşık 30 yıllık süreçte İMKB konusunda gelişmelerle ilgili tanık olduğum olayları hatırladım. Ve borsanın bunca büyüyüp gelişmesine karşın hala yeterli derinliğe ulaşmamış olmasına üzüldüm.  

İMKB Başkanı İbrahim Turan, göreve gelişinin 5.ayında yaptığı ilk basın toplantısında bir yandan dünya borsalarındaki gelişmeleri ve İMKB'yi nerede görmek istediğini açıklıyor.  Bir yandan İMKB, VOB, Altın borsası ve ileride kurulacak borsaların tek bir erişim noktasında, tek bir takas ve saklama sistemi üzerinden tek bir düzenleme ile yatırımcıya sunulmasının son derece önem taşıdığını belirtiyor. Bir yandan İMKB'nin taşınması gerekirse İstanbul'un finans merkezi olmasına katkısı olacaksa kurulacak alana borsa binasını sırtında taşıyabileceğini söylüyor. Bir yandan da İMKB'nin şirketleşmesinin 1 artı 1 toplamında üç edecek şekilde olmasının öneminin altını çiziyor.
Yabancılarla işbirliğinin önemini de belirten İbrahim Turan, 37 yatırımcıdan oluşan 9.5 trilyonluk fon Russell 20- Association adlı finans kulüp üyelerinin Ankara ve İstanbul'u ziyaret edip Türk şirketleriyle temaslarda bulunacaklarını açıklıyor. Bu yılın Eylül ayında Asya Borsaları zirvesini yapmayı planladıklarını, aynı ay içinde İslam Ülkeleri Konferansına üye ülkelerin 6. Forum toplantısını da İstanbul'da yapacaklarını, aynı tarihlerde İstanbul Finans zirvesini de gerçekleştireceklerini açıklıyor.   

Turan'ın ilk basın toplantısı haberini okurken "Borsa nereden nereye geldi?" konusunu düşündüm.   

Bir haberci olarak "1980 Banker sorunu" sonrası yönettiğim ajans adına 1983 yada 84 yılında borsaya kurucu başkan atanan Muharrem Karslı'yı İş Bankası Sultanhamam şubesinin üst katında ziyarete gitmiştim. İlk borsa hatıram oydu…

Sonra 1986 yılında İMKB kurulup Fındıklı da çalışmaya başladığında tahtaya alımların yazıldığı ilkel yapıyı ve ara sokakta hisse alım satımı yapan aracıları hatırladım.

Aynı dönemden hatırladığım bir başka konu borsa açılışından birkaç ay sonra Sabah Gazetesi'nde Ekonomi Politika yönetmenliği yaparken, daha sonra SPK başkanlığı da yapacak olan Prof. Dr. Mehmet Şükrü Tekbaş ve iki öğrencisiyle "Borsa konusunda sorun yanıtlayalım" diye bir çalışma yapmıştık. Soruları topluyor, uzman olarak onlara iletip yanıtlarını gazetede yayınlıyorduk. Çok ilgi uyandırmıştı.

Bir sabah erken bir saatte açtığım telefonda yeni emekli olmuş bir öğretmen, "Oğlum 3 milyon liram var. Bana hangi hisseyi alacağımı söyle" diyordu. Ben, konunun bilgi sahibi olmadığımı, sorusunu uzmanlar sorup kendisine ileteceğimi söyledim. Beklemeye tahammülü yoktu. İsrarla benim söylememi istedi. Ancak, 20 dakikada kendisini ikna edip sorusunu not aldım…  

Bir başka hatırladığım, dostum rahmetli Tuncay Artun'un Borsa'nın İstinye'deki binasına yeni taşındıkları 1997 yılındaki ilk ziyaretim oldu. Binanın giriş bölümündeki görkemli kubbe görünümündeki, ışıkları gökteki yıldızları andıran yapısı da, birlikte bir şeyler yediğimiz açık mekanda binadan ayrılırken bende büyük bir zenginlik etkisi yaratmıştı. Seans salonu da filmlerden tanıdığım dünya borsalarından farklı değildi…

Evet bunları hatırlarken bir şeyin altını çizmeden geçemeyeceğim. Borsa hala toplumun büyük kesiminde bazılarına göre, arada küçük yatırımcıların büyük kayıplara uğradığı, ütüldüğü, bazılarınca da  "Bir koy beş allık imkanlar içeren" bir yer. Hala yeterli derinliğe sahip olamayan ve küçük yatırımcılın anlık değerlendirmeler içersinde yaklaştığı bir görünümden çıkabilmiş değil.

İbrahim Turan'ın basın toplantısında söylediklerini okurken, ben de onun gibi ileriye dönük olumlu şeyler düşünmeyi istiyorum, derinliği olan sağlıklı bir borsaya sahip olmayı özlüyorum…
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar