İMKB, 2013'te de aynı temposunu koruyabilecek mi?
Hakan Tezcan - Yatırım Finansman
2011 yılında gerek güvenli liman arayışı gerekse ekonomilerin yavaşlayacağı beklentisi e tüm varlık sınıfları içinde tahvillerin en çok kazandıran olmasını sağlarken, kuşkusuz en kötü performans gösterenler ise hisse senetleri piyasaları olmuştu. MSCI Dünya Endeksi 2011 yılında USD bazında %7.0 düşmüş,
Avrupa ve gelişmekte olan ülkeler borsaları (GOP) ise ortalama %18 civarında değer kaybetmişti; İMKB ise %37 ile en çok kaybettiren olmuştu. Ancak aynı İMKB, bu kez 2012 yılında USD bazında %62 ile en çok kazandıran olmayı başardı. Uzun vadede İMKB'nin mevcut bir düşen, bir yükselen oynak ve riskli yapısının; 2013 yılı ile birlikte istikrar kazanacağını öngörüyoruz. Kısa vadede ise geçtiğimiz yılın ikinci çeyreğinde yaşanan düzeltmenin bir benzerinin, bu yılın ilk çeyreğinde yaşanabileceğini tahmin ediyoruz.
Hatırlanacağı üzere 2012 yılına girerken Türkiye ile birlikte tüm dünyaya ilişkin beklentiler; genel olarak yılın ilk yarısı için karamsar, ikinci yarısı için ise iyimserdi. Ancak her şeyi önceden fiyatlayan piyasalarda, ikinci yarıya ait olumlu beklentilerin önemli bir kısmı peşinen ilk çeyrekte fiyatlandı. Hatta fon yöneticilerinin geride kalmama yarışı fiyatları öyle seviyelere taşıdı ki, 2012 yılının en yüksek getirileri bu ilk çeyrekte kaydedilmiş oldu. Örneğin yılı %13.2 getiri ile tamamlayan Dünya Endeksi, 1Ç012'de %11 yükseldi. Avrupa borsaları yıl bazındaki yaklaşık %15 oranındaki yükselişlerinin 2/3'ünü bu ilk çeyrekte kaydetti; Asya ve GOP borsaları ise yıllık getirilerinin neredeyse tamamını 1Ç12'de kaydetti. İMKB ise ilk çeyrekte %27 yükseldi.
Yılın ikinci yarısına ait fırsatların ilk çeyrekte fiyatlanmasının ardından ikinci çeyrekte ise piyasalardaki senkron kayması düzeltildi. İMKB ikinci çeyrekte %1.3 gerilerken, diğer tüm dünya borsaları da değer kaybetti. Üstelik bu kayıplar Avrupa ve GOP'da yaklaşık %10'lara ulaşırken, Asya ve ABD'de ise %6.9 ve %3.6 seviyelerinde gerçekleşti. Bu yıla baktığımızda ise geçtiğimiz yılın tersine olumlu beklentilerin yılın ilk yarısına yığıldığını, ikinci yarıya ilişkin tahminlerin ise belirsizlik taşıdığını görüyoruz. Piyasaların önceden fiyatlama dinamiği nedeniyle geçtiğimiz yıl oluşan senkron kaymasının bir benzerinin bu yıl da yaşanabileceğini düşünüyoruz. Bu durumda piyasalardaki mevcut yükseliş trendini daha kalıcı ve sağlıklı kılacak düzeltme dalgasının ilk çeyrekte gelebileceğini tahmin ediyoruz. Yeni yıla yine geride kalmak istemeyen ve ralliyi kaçıran fon yöneticilerinin sert pozisyon alımları ile başlayan global hisse senetleri piyasalarında ise son 10 yılın en güçlü yükselişlerinin yaşanması nedeniyle söz konusu düzeltme dalgasının zamanın da giderek yaklaştığını hissediyoruz.
Yazara Ait Diğer Yazılar
Tüm Yazılar