İMKB 100, dolar bazında bir kez daha 2000 yılı tepelerinde
Alper KOÇ / Yatırım Finansman
Yeni yılın ilk günlerinden itibaren IMF anlaşması, not artırımları, % 3.5- % 4 büyüme beklentileri derken piyasalar da yaşanan coşku, IMKB 100 endeksini USD bazında 37.900 seviyelerine kadar taşıdı. Daha önce IMKB 100 endeksi, 1999- 2000 rallisinde USD bazında gördüğü 37.700 seviyelerine 6 sene sonra Mart 2006'da yaklaşmış, ama geçmeyi başaramamıştı. Sonrasında Temmuz 2007'de bu seviyeleri geçtikten sonra tam 6 ay üzerinde kalabilmiş, 50.000 seviyelerine kadar yükselebilmişti. O seviyelerden başlayan düşüş sonrası en son Ağustos 2008'de 37.800 seviyeleri denenmiş ve ardından büyük düşüş gelmişti.
Böylece, 2007 yılında USD bazında 50.000' e yakın seviyelere kadar taşma haricinde tarihi boyunca 4000 li rakamlarla 37.000 li rakamlar arasındaki bir bant içerisinde gidip gelen IMKB 100 endeksi, bu seviyeyi son kez gördüğü tarihten yaklaşık 17 ay sonra bir kez daha, 2010 yılına yönelik büyük beklentilerle geçtiğimiz günlerde aynı noktalara kadar yükseldi.. 2009 yılında dünyada 2. en iyi performansı gösteren borsa olan IMKB 100, 2010 yılında da benzer performansı gösterecek mi, USD bazında yıllardır üzerinde uzun süre kalmayı başaramadığı 37.700 seviyelerini geçip yeni en yükseklere doğru gidebilecek mi? Eğer yeni yükseklere doğru gidebilecekse, yine geçici olarak en yüksekleri görüp, tekrar 37.000'li rakamların altına geri mi gelecek? Yoksa 2000 li yılların başlarında dünyada ekonomik, sosyal- toplumsal anlamda başlayan değişim rüzgarlarının, yakın gelecekte milyarlarca insanın yaşadığı coğrafyalarda yaratacağı dönüşümlerden pozitif yönde etkilenecek bir Türkiye'nin her anlamda içine gireceği yeni bir yükseliş çağının habercisi olarak yeni yükseklere doğru gidip peşinden ekonomik ve sosyal anlamda yeni paradigmalar üzerinde yükselen bir Türkiye'yi mi sürükleyecek?
1980'li yıllardan çok önce dünyadaki endüstriyel gelişme dönemini, 1980-1990'lı yıllarda teknoloji devrimini ve ardından sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş süreçlerini ıskalamış, coğrafi olarak ve nüfus dağılımı açısından dengeli kalkınma ekonomisine geçememiş, yıllardır süregelen kronik istihdam sorununu çözememiş, nitelikli işgücünü yetiştirebilecek toplumsal altyapı ortamını sağlayamamış, dünyada gelişmiş ve hızla gelişmekte olan büyük ekonomilerin çoktan terkettiği dış finansmana dayalı büyüme modelini terkedememiş ve küresel çapta tek bir marka dahi yaratamamış olan Türkiye, eğer yakın gelecekte küresel çapta ekonomik, siyasi, kültürel, sosyal dengelerin hızla değişeceği bir döneme girerken hala aynı sorunlarla uğraşıyor olacaksa, ekonominin barometresi olduğu varsayılan finans piyasaları ve borsaların dinamikleri yakın gelecekte de geçici spekülatif sıcak para akımları üzerinde işlemeye devam edecek, yeni yeni balonlar oluşacak ve patlayacak, yığınla yatırımcı bu balonların altında kalacaktır.
Yukarıdaki sorunların çözümüne odaklanmış, toplumsal barış ortamını yakalamış, hızla değişmekte olan dünyaya uyum sağlamamız için gerekli olan gerçekçi kalkınma modellerini temel alan, bilgi toplumuna yönelik gelecek planlarını uygulamaya koymak için stratejiler oluşturan bir Türkiye'de borsa endeksi de yıllardır dışına çıkamadığı bu geniş bant aralığının dışına çıkıp, bir daha geri dönmemek üzere yoluna devam edecektir.
2010 yılı, Türkiye'nin yakın geleceğiyle ilgili iki farklı senaryoyu fiyatlandırmaya çalışan algılamaların karşı karşıya geldiği ve bu nedenle dalgalanmaların da fazla yaşanacağı bir yıl olacak gibi gözüküyor.