IMF'den mezun oluyor muyuz?

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

Banu Kıvcı Tokalı / Finansinvest

Güçlü bir IMF çapasına geçip geçmeyeceğimize yönelik belirsizlik süreci devam ederken, Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'ın son açıklamaları yine bu noktaya dikkatleri çekti. Özellikle, "Biz sürekli IMF ile birlikte çalışıp sistemimize, ekonomimize yön vermemeliyiz, veremeyiz. O nedenle, olandan bitenden dersimizi alarak kendi iç dinamiklerimizle yapmamız gereken tedbirleri almaya kesintisiz olarak devam etmeliyiz. Bir anlaşma, bir anlaşma daha ... Artık bunun bir yerde bitmesi ve mezun olmamız lazım" ifadesi, Merkez Bankası'nın da güçlü bir IMF çapası olmaması olasılığını göz önünde bulundurduğunu gösterdi.

Ancak, hemen arkasından gelen, Orta Vadeli Program'ın altının doldurulması gerektiği açıklaması, güçlü IMF çapasının yerini dolduracak bir program kararlılığının gerekliliğine dikkat çekiyordu. Daha açık bir ifade ile, Merkez Bankası'nın enflasyon tarafında dolayısıyla para politikasında kendini rahat hissetmeye devam etmesi, ancak hükümetten programın uygulanması konusunda adımlar atılması durumunda mümkün olacak. Aksi durumda, politika faiz oranlarının 2010 sonuna kadar sabit tutulması ve 3 yıllık dönem boyunca tek haneli seviyelerde bırakılması varsayımlarını tekrar gözden geçirebilecek.

Ekonomi Bakanı Babacan'dan hemen sonra gelen, kapsamlı bir yerel yönetim reformu üzerinde çalışma yürüttüklerine dair açıklama ise bu açıdan oldukça zamanlı oldu. Özellikle, bütçe üzerindeki yükü düşünüldüğünde, önümüzdeki dönemde belediyelere yönelik mali performansının şeffaf bir şekilde raporlanacağı bir nevi mali karne çıkarılacak olması oldukça olumlu bir adım. Tabii bunun, mali kural, gelir vergisi reformu, tarımsal destekleme-istihdam piyasası-sağlık harcamaları düzenlemeleri, kredi garanti fonunun etkinleştirilmesi gibi diğer adımlarla izlenmesi oldukça kritik.

Dolayısıyla Merkez Bankası, son açıklamalarında daha dengeli bir tutum sergilemeyi tercih etmiş görünüyor. Bir taraftan,

· TED spreadi, VIX oynaklık endeksi, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki PMI endeksi gibi risk ve ekonomik aktivite göstergelerindeki son dönemde kayda değer iyileşme

· İçeride de, mevsimsel düzeltilmiş büyüme rakamları, reel ihracat ve ithalat verileri, öncü göstergeler, işgücü piyasası, reel yurtiçi kredi hacmi gibi göstergelerdeki yukarı hareket

gibi olumlu gelişmelere dikkat çekerek, küresel finansal piyasalarda iyimserliğin devam ettiği ve ekonomilerde toparlanma sinyalleri görüldüğü; şimdiye kadar yapılan faiz indirimlerinin etkisi ve küresel risk algılamalarındaki iyileşmenin desteği ile önümüzdeki dönemde kredi kanalının toplam talebe olan desteğinin artacağı değerlendirmesinde bulunmuş; diğer taraftan

· Finansal koşullardaki ek sıkılığın kısmen devam etmesi

· İçeride de, GSYH'nin vergi indirimi uygulanmayan kalemleri, özel sektör yatırımları, gelecek dönem siparişleri, stok yenileme, KOBİ'lere verilen krediler, temerrüde düşen firmalar, karşılıksız çıkan banka çekleri ve kurulan şirket sayısı gibi göstergelerde devam eden zayıf seyir,

gibi olumsuz gelişmelere dayanarak, iktisadi faaliyetteki toparlanmanın yavaş ve kademeli olarak gerçekleşeceği ve ekonomideki kaynak kullanımının uzunca bir süre potansiyel düzeyinin altında seyredeceği tahminine yer vermiştir.

Yani, para politikasının aşağı yönlü esnekliğini uzunca bir süre koruyacağı öngörüsü yinelenmesine karşın, bunun sınırları önümüzdeki dönemde iki farklı yöndeki gelişmeden hangisinin ağırlık kazanacağına ve hükümetten atılacak adımlara bağlanmış görünüyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017