IMF ve AB çapasının önemini küçümsüyoruz

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN [email protected]

OLAYLARIN İÇİNDEN / Tevfik Güngör Küresel krizin ne kadar devam edeceği ve piyasaları ne hale getireceği henuz bilinmiyor. Ana görünen o ki, piyasalarda para eskisi kadar kolaylıkla bulunmayacak ve bulunur ise de fiyatı yüksek olacak. Türkiye'nin ise bu yılı tamamlayabilmesi için döviz açığını kapatabilmesi için en az 40 milyar dolar dolayında bir sermaye girişine ihtiyacı var. Bu sermaye girişinin çok azı doğrudan yabancı sermaye girişi şeklinde olacak. Büyük kısmı için dış kredi bulmak zorunda kalacağız. Bugüne kadar sermaye akımında 2 çapa bize yarar sağladı (1) IMF çapası (2) AB çapası. - Biz IMF'ye kredi almak için muhtaç değiliz. IMF bizim arkamızda olunca başka kaynaklardan daha kolay ve ucuz kredi bulabiliyoruz. - Biz AB'ye yarın tam üye olacak değiliz. Fakat AB ile tam üyelik ilişkileri sürdükçe bu bizim ülkemize olan güveni artırıyor. Çarşamba günü DÜNYA'da Bakan Mehmet Şimşek'in Reuters kaynaklı bir haberi yayınlandı. Şimşek, New York'ta Reuters'a açıklama yapmış, mayıs ayında sona eren stand-by'dan sonra IMF ile yeni anlaşma yapılmayacağını söylemiş. Aynı gün DÜNYA'da Türkiye-AB ilişkilerinin son durumunu ortaya koyan bir araştırma yayınlandı. Müzakerelere başladığımız 3 Ekim 2005 tarihinden bu yana AB ilişkilerinde bir gelişme sağlayamadığımız görülüyor. AB ile müzakerelerde ele alınması gereken 33 başlıktan bugüne kadar 6 başlık açılmış sadece bir başlık (Bilim ve Araştırmalar) kapatılabilmiş durumda. AB konusunda başmüzakereci olarak atanan Babacan, "Dışişleri Bakanlığı" sorumluğunun yükü altında, AB ilişkilerinin giderek bozulmasını önleyecek girişimlere vakit ayıramaz durumdadır. Bütün bunlar yurtiçinde belki kamuoyunun dikkatini çekmiyor ama, yurtdışında Türkiye riskini ölçüp biçerek Türkiye ile iş yapacak olanlar tarafından değerlendiriyor. Türkiye'de risk üstlenecek yabancıların, "Bu ülkenin yılda en az 40 milyar dolar döviz açığı var. Bunu kapatması için yurtdışından her yıl bu kadar döviz girişine ihtiyacı var. Bu ülkenin arkasında IMF yok. Bu ülkenin AB ile ilişkileri tıkanmış durumda... Bu ülke yılda 40 milyar dolar açığını kapatamaz isek ekonomisinin çarkını döndüremez..." şeklinde değerleme yapmalarından doğal ne olabilir? Hükümetin gündeminde ekonomi belki ön plana çıkamıyor. Başbakan belki ekonomideki tehlikeleri iyi değerlendiremiyor. Ama ekonomiden sorumlu bakanların özellikle AB'den sorumlu Babacan ile IMF'den sorumlu Şimşek'in bu konularda tamamen ters politikalar içinde olması Türk ekonomisinin geleceğini olumsuz etkileyecektir. Bu konulardaki yanlış politikalar ile ilgili umursamazlık, yanlış politikaların tartışılmaması, sorumlulara gereken uyarıların yapılmaması, sorunun ciddiyetini artırmakta, tehlikeyi büyütmektedir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018