IMF, küresel krize karşı uyarıyor…
Uluslararası Para Fonu (IMF) geçtiğimiz hafta yayınladığı kısa bir raporla küresel büyüme tahminini aşağı çekti ve küresel durgunluk riskine karşı dünya ülkelerini önlem almaya çağırdı. Uluslararası Para Fonu'nun raporunda önemli bulduğumuz kısımları aşağıda özetliyoruz.
Uluslararası Para Fonu dünya finans sisteminde yaşanan daralma, şirketlerin yatırım talebindeki daralma ve tüketici güvenindeki bozulmaya dayanarak dünya ekonomisinin büyüme tahminini 0,8 puan aşağıya %2,2'ye çekti.
Uluslararası Para Fonu verileri gelişmekte olan ve gelişmiş ülke ekonomilerindeki ayrışmanın devam ettiğini gösteriyor. Gelişmiş ülkelerin İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana ilk kez 2009 yılında küçülecekleri (%-0,3) tahmin ediliyor. Gelişmekte olan ülkeler ise geçen seneye göre yavaşlasa da hızlı büyümeye (%5,1) devam edecekler.
Gelişmiş ülkelerdeki en hızlı yavaşlama ABD ekonomisinde olacak. Varlık fiyatlarındaki gerileme ve mali sistemdeki daralma ABD ekonomisinde üretici ve tüketici güveninin zayıflamasına neden olacak. 2008 yılında genişleyici maliye ve para politikalarının zorlamasıyla tahminen %1,4 büyüyen ABD ekonomisi 2009 yılında %0,7 küçülecek.
ABD ekonomisinin küçülmesi Avrupa ve Japonya'yı da aşağı çekecek. İhracat olarak ABD ekonomisine bağımlı olan Euro ülkeleri ve Japonya sırasıyla %0,5 ve %0,2 küçülecekler. Avrupa ülkeleri arasında en sert küçülme ihracatımız içinde önemli pay alan İngiltere (%1,3) ve Almanya'da (%0.8) olacak.
Gelişmekte olan ülkelere baktığımızda Çin (%8,5) ve Hindistan (%6,3) gibi gelişmekte olan Asya ülkelerinin küresel krize rağmen hızlı büyümeyi sürdürdüklerini görüyoruz. Buna karşın emtia fiyatlarındaki düşüşten olumsuz etkilenen Rusya (%3.5) ve Brezilya (%3,0) ekonomileri hız kesecekler.
Küresel durgunluk ve emtia fiyatlarındaki çöküş nedeniyle enflasyon riski göreceli olarak azalıyor. Mali olarak güçlü olan ülkeler para ve maliye politikalarını kullanarak durgunluğun şiddetini azaltmalı ve finansal sistemlerini güçlendirmeliler. Ülke bazında münferit önlemler yerine gelişmekte olan ülkeleri de içerecek ortak politikaların belirlenmesi küresel krize karşı olan savaşın kazanılmasını kolaylaştıracaktır.