IMF ile ilişkiler askıda
OLAYLARIN İÇİNDEN / Tevfik Güngör IMF'den yapılan açıklamaya göre, Türkiye ile 7'nci gözden geçirme dönemi ile ilgili rapor IMF yetkili kurullarınca onaylanmıyor. Raporun onayı şubat ayı sonuna ertelendi. Halbuki, IMF usullerine göre bu gözden geçirme ile ilgili dosyanın geçen sonbaharda tamamlanması gerekiyordu. Sadece o kadar ile de bitmiyor. Geçen aralık ayında 8'inci gözden geçirme başlayacak ve gelecek mart ayında başlıyacak 9'uncu gözden geçirme ile halen yürürlükte olan üç yıllık "stand by" dönemi sona erecekti. IMF ile ilişkilerin düzenli gidip gitmediğinin göstergesi, gözden geçirme denilen dönemsel raporlamaların zamanında tamamlanması ve bu raporların IMF yetkili kurullarınca zamanında onaylanmasıdır. Gözden geçirmelerin aksaması, ülkenin IMF ile ilişkilerinde sorunun işaretidir. IMF, ya hesaplarda bozulma görmüştür, ya da ülke IMF'ye karşı taahhütlerini yerine getirmemiştir. IMF ile 7'nci gözden geçirme raporlamasındaki gecikmenin nedeni Sosyal Güvenlik Reformu ve Vergi İadesi Reformu adı verilen iki yasal düzenlemenin yapılamamasıdır. Hükümet bu yasal düzenlemelerin şubat ayından önce TBMM'den geçirileceğini belirtmiş, buna bağlı olarak da gözden geçirme raporunun şubat ayında IMF yetkili organlarınca onaylanacağı bekleyişine girilmişti. Şubat ayı tamamlanırken iki yasal düzenleme ile ilgili hiçbir gelişme kaydedilmeyince, IMF tarafından gözden geçirme raporunun onayının ertelediği açıklandı. Yerel seçimlerin yaklaşması nedeniyle, halkın tepkisini alacak yasal düzenlemelerden kaçınan hükümetin kısa sürede bu iki konuda ciddi girişimlerde bulunması beklenmiyor. Halen yürürlükte olan stand-by anlaşmasının mayıs ayında süresi tamamlanıyor. Hükümetin mayıs ayından sonra IMF ile yeni bir anlaşma yapıp yapmayacağı belli değil. Belki de AKP yönetimi mahalli idare seçimlerine kadar serbest kalmak amacıyla IMF ile yeni bir anlaşma yapmak istemeyebilir. Abdurrahman Yıldırım, Sabah Gazetesi'ndeki köşesinde şu değerlemeyi yaptı: "AKP'nin IMF ile yeni program konusunda isteksizliğini biliyoruz. Bu da gayet normal. Çünkü 1999'da başlayan IMF'li dönem 8 yıl sürdü. Belli bir yorgunluk, yıpranmışlık ile özgür kalma isteği pekala olabilir. Zaten IMF'nin en büyük müşterisi olarak Türkiye kaldı. Ancak ne yazık ki, IMF programı sona ererken küresel dalgalanma ortalığı karıştırdı. Bu dalgalanmadan korunmak veya en az etkiyle kurtulmak için, IMF anlaşması bir zorunluluk olarak ortaya çıkabilir. Bu açıdan hükümetin mayıs ayındaki tercihinde küresel piyasalardaki gelişmelerin seyri belirleyici olabilir. Eğer değerlendirmede küresel gelişmelerin Türkiye'yi etkilemesi bekleniyorsa IMF ile yola devam etme olasılığı yükselebilir. Aksi takdirde 17 Mayıs 2007'de onaylanan 6'ncı gözden geçirme ile IMF'li döneme 'elveda' diyebiliriz." Irak topraklarında konuşlanan teröristlere dönük olarak başlatılan ve süren hava ve kara harekatı, hükümeti uzun süre meşgul edecek. Bu ciddi soruna zaman ayırmak zorunda olan hükümetin, IMF'ye verilen sözleri yerine getirmek için reform kanunu tasarılarını gündeme getirmesi olasılığı çok azdır. Bu tasarıları TBMM'den geçirmek kolay olsa idi, hükümet bunu daha önce yapardı. Büyük olasılık ile IMF ile mevcut "stand-by" anlaşması süresi bu iki konuda gelişme sağlanamadan sonra erecek. Mayıs ayına doğru esas tartışma, IMF ile yeni bir anlaşma yapılıp yapılamayacağı konusu teşkil edecek.