IMF gündemden çıkmıyor

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN [email protected]

Türkiye'nin IMF ile parasal ilişkilerini düzenleyen ve Stand-by denilen son anlaşmanın süresi 2008 Mart ayında sona erdi.

Hükümet o tarihden önceki güne kadar IMF ile anlaşma kapısını açık tuttu. "Türkiye IMF ile yeni bir Stand-by (kredi-parasal destek) anlaşması imzalayacak mı, IMF'den paralar gelecek mi?" bekleyişi sürdü.

IMF ile yeni bir Stand-by anlaşmasını piyasalar (paradan para kazananlar) istiyordu. Bu tür anlaşma Türkiye'ye dışarıdan para akıtanlara güven verecekti.

İthalatçılar ve bankalar istiyordu. Bu tür bir anlaşma döviz fiyatını ucuzlatacak ve ucuz tutacaktı.

Maliyeciler istiyordu. Bu tür bir anlaşma sonunda gelecek para, borçlanma ihtiyacını azaltacaktı.

Merkez bankası istiyordu. Bu yoldan gelecek döviz rezervi zenginleştirecekti.

Yurt dışından döviz kredisi kullananlar istiyordu. Bu anlaşma döviz kredisi faizinin üzerine eklenen risk primini azaltacaktı.

Bütün bunlara rağmen isteyenler de biliyorlardı ki IMF ile Stand-by anlaşması "olmazsa olmaz" bir anlaşma, değildi.

Bugüne kadar bu anlaşma olmadan geldik.

Ama bir faktörü unutmamak gerekir.

Bugüne kadar anlaşma olmadan geldik ama, her an anlaşma olabilir havası ile geldik.

Önceki günkü açıklamalara göre Stand-by anlaşması ile ilgili çalışmalara nokta konuldu.

Fakat şurasını da unutmamak gerekir ki, çalışmalara nokta konulması, "Bundan sonra böyle bir anlaşma söz konusu olamaz" demek değildir.

Stand-by konusu her zaman için gündeme gelebilir.

Önceki gün IMF Dış İlişkiler Direktörü Caroline Atkinson, Türkiye ile stand by görüşmelerinin artık devam etmeyeceğini açıkladıktan sonra Türkiye'nin ekonomik görünümünün iyileştiğini ve Türkiye ile IMF'nin, bu doğrultuda 4.madde kapsamında istişarelerin Mayıs ayında başlatılması için anlaşmaya varıldığını, küresel ekonomide ve küresel finans piyasalarında devam etmekte olan iyileşmenin, Türk yetkililerince Orta Vadeli Program çerçevesinde uygulanmakta olan ekonomik politikalar ile birlikte, Türkiye'nin ekonomik görünümünü güçlendirdiğini" söyledi

IMF'in 168 üyesinin çok azı IMF'den para (kredi) aldı. Ama IMF üyelerin tamamının durumu düzenli olarak kağıt üzerine döküyor. Rapor hazırlıyor. Bu raporlar ülkelerin yetkililerinin görüşü alındıktan ve IMF yetkili organlarınca onaylandıktan sonra yayınlanıyor. Böylece her isteyenin IMF ülkelerinin her birinin durumunu izlemesi mümkün olabiliyor.

IMF heyetleri ülkelerin temel büyüklüklerine göre değerlendirme yapıyor. Açık anlatımıyla, gelir dağılımının bozukluğu, halkın fakirliği, üretimdeki sorunlar, yatırımların yapılamaması IMF'in ana uğraşı alanı dışında.

Ülke uluslararası piyasalara olan borcunu/sorumluluklarını yerine getirebilir mi?

Bütçesi açık veriyor mu? Bu yüzden borcu artıyor mu? Döviz giriş çıkışları arasındaki fark büyük mü? Cari açığı tehlikeli boyuta ulaştı mı? Bunlar IMF' heyetinin 4'üncü madde kapsamındaki incelemelerinde üzerinde durdukları göstergeler.

IMFheyetleri 4'üncü maddeye göre incelemelerini tamamladıktan sonra bulgularını ve yorumlarını özetleyen bir rapor hazırlıyor. Heyet, Washington'a dönmesinin ardından da hazırladığı raporu, İcra Direktörleri Kurulu'nun onayına sunuyor.

Bütün bunlardan sonra 2008 yılı Mayıs'ından bu yana Hükümet'in IMF ile anlaştık-anlaşıyoruz şeklinde, IMF konusunu gündemde tutmasını nasıl değerlendireceğiz?

Yine de kapının kapanmadığı bilinmelidir. IMF Heyeti 4'üncü madde incelemesi için yapar. Bir de bakılır ki ardından Stand-by anlaşması imzalanmış.

Burası Türkiye…Burada olmaz olmaz! Sürprizlere hazır olmalıyız.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018