IMF de "eski tas eski hamam" dedi
UZMAN GÖRÜŞÜ / İnan Demir / Finansinvest
2009'un son çeyreğinden beri yayımlanan verilerin ortak bir deseni var. Öncelikle yıllık karşılaştırmada pozitif büyüme oranlarının geri döndüğünü görüyoruz. Ama mesele sadece büyümenin yeniden başlamış olması değil; aynı zamanda büyümenin kırılımı da kriz öncesi dönemde gördüklerimizle benzerlik gösteriyor.
Bunun en güzel örneği 2009'un son çeyreğine ait GSYH verisi. Mannşet büyüme oranı dört çeyrekten sonra ilk kez pozitife döndü ve %6 olarak gerçekleşti. Bu büyümeye katkı oranlarına baktığımızda ise iç talep büyümesinin 7 puanlık katkı yaptığını, net dış talebin ise büyümeden 1 puan çaldığını görüyoruz.
Bu son dönemde gördüklerimizde farklı bir tablo çiziyor; kriz döneminde iç talebin keskin bir şekilde daraldığını buna karşılık net dış talebin büyümeye katkısının pozitif olduğunu görmüştük. Ama aslında iç talep kaynaklı büyüme bize yabancı değil; kriz öncesi dönemde alışık olduğumuz tablo iç talep büyümesinin GSYH büyümesinden hızlı olduğu, buna karşlık net dış talebin büyümeye negatif katkı yaptığı bir tabloydu.
Velhasıl Türkiye ekonomisi alışık olduğumuz büyüme desenine geri döndü, yani 2008 - 2009 krizi öncesinde olduğu gibi GSYH büyümesine genişleyen dış açıkların eşlik ettiği büyüme yapısına geri dönmüş olduk.
Bu sadece çeyreklik GSYH verilerinde görünen bir eğilim değil, yukarıda da bahsettiğim gibi 2009'un son çeyreğinden itibaren daha yüksek frekanslı büyüme göstergeleri ve Ekim'den itibaren genişlemeye başlayan cari açık da bize aynı mesajı veriyordu.
Bunu farklı farklı şekillerde yorumlamak mümkün tabii. İyimserseniz bunu Türkiye ekonomisinde işlerin normalleştiği şeklinde yorumlayabilirsiniz. Kötümserseniz dünyanın son seksen yılda yaşadığı en büyük krizden sonra Türkiye ekonomisinin yapısal sorunlarını aşmak konusunda mesafe katedemediğini, yerinde saydığını düşünebilirsiniz. Hangi tarafa meylederseniz edin, sonuçta ortadaki tablo "eski tas eski hamam" sözünü hatırlatıyor.
IMF'nin Çarşamba günü yayımlanan tahminleri de aynı yönü gösteriyor. IMF Türkiye için 2010 GSYH büyümesi tahminini %5.2'ye yükseltti. Bu oran Türkiye'yi dünyanın hızlı büyüyecek ülkeleri arasına sokuyor. Ama IMF aynı zamanda 2009'da milli gelirin %2.3'ü düzeyinde olan cari açığın 2010'da %4'e yükselmesini de bekliyor. Yani IMF'nin beklentisi de Türkiye'de hızlı büyümeye genişleyen cari açığın eşlik etmesi yönünde. Dünyada büyümenin canlandığı, finansal sekötrün daha sağlıklı bir hale geldiği bir konjonktürde genişleyen cari açığın finansmanı 2008 - 2009 koşullarına göre daha kolay olacaktır. Ama 2002 - 2007 döneminde olduğu gibi cari açık risk algısının bozulduğu dönemlerde TL cinsi varlıkları satmak için uygun bir gerekçe olarak kullanılabilir - özellikle de gelişmiş ekonomilerde çıkış stratejilerinin uygulamaya konmasıyla beraber bu riskin daha da belirginleştiğini görebiliriz.